Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Almanya ile siyasi ilişkilerin hâlâ gerginliğini koruduğu bir ortamdan geçiyoruz. Almanya’da hükümet kurma çalışmaları sürüyor. Koalisyon kurulduktan sonra belki siyasi ve diplomatik ilişkilerde belli bir düzelme sağlanabilir.

        Ancak siyasi ilişkilerin gergin olması, köklü ticari ilişkileri bozmuyor. Tıpkı bu yıl olduğu gibi, Almanya ile siyasi gerginlik sürse bile ticari ilişkiler bozulmadan devam edebilir.

        Burada Almanya’nın önemi, hem en çok ihracat yaptığımız pazar olması hem de lideri olduğu AB ile ilişkileri yönlendirme gücünün bulunmasında. Elbette orada bulunan Türk uyruklular da, Almanların Türkiye’de tatil yapması da çok önemli. Ama dış ticaretteki rol daha başka.

        - Bu çerçevede yaklaştığımızda 2018 için önümüze çıkan fırsat ise 10 yıl sonra AB-28’in yüzde 2.4 ve 2.3 büyüyecek olmasında. Bitişikte tabloda yer alıyor, AB kendine göre yüksek sayılabilecek yüzde 3’lük büyümeyi en son 2007’de gördü, sonrası küresel kriz ve AB krizinin etkisiyle geçti. Hatta son 10 yılın 3 yılında AB ekonomisi daraldı. 2017 ile dördüncü yıldır ki büyüyor. Bu yılki büyümeyi de Avrupa Merkez Bankası ECB yüzde 2.2’den yüzde 2.4’e revize etti.

        - Yine ECB geçen haftaki toplantısında 2018 büyüme tahminini yüzde 1.8’den yüzde 2.3’e yükseltti ve yarım puan artırdı. 2019 büyümesini de yüzde 1.7’den yüzde 1.9’a çıkardı.

        - İhracatımızın yaklaşık yarısını yaptığımız bu bölgedeki büyüme artışı ekonomi için en iyi fırsat. Çünkü bu yılki çift haneli ihracat artışında AB’ye yapılan dış satımın katkısı büyük. Bu yıl yakalanacak olan yüzde 2.4’lük büyümenin gelecek yıl için yüzde 2.3 olarak devam etmesi de aynı ihracat olanağının süreceğine işaret ediyor.

        - İhracatı destekleyen başka bir gelişme ise döviz kurlarındaki artış veya TL’nin değer kaybı. Tek başına ihracatta çok anlamlı değişiklik yaratmıyor ama büyüyen pazar olduğunda durum değişiyor. Tıpkı bu yıl AB’ye ve genel anlamda dünyaya ihracat artışında çift haneli büyümeyi yakalamamızda olduğu gibi.

        - İhracat artışı yurtiçi taleple birleşerek sanayi üretimini son yılların en yüksek düzeyine taşıdı. İhracat üretimi tetiklerken aynı zamanda ticaret ve hizmetleri de destekledi ve sonuçta ekonomi bu yılın 9 aylık döneminde yüzde 7.4 büyüdü.

        - Dolayısıyla gelecek yıl bir yandan döviz kurunun yükselmesinin yarattığı rekabet avantajı, diğer yandan AB ekonomilerinin ve pazarının büyümesiyle ihracat çift haneli artmaya devam edebilir. İhracat artışının yine benzer tetiklemelerle büyümeyi artıcı etkisi de sürebilir.

        SONUÇ:

        “Sahip olduğunuz tek şey çekiçse her şey çivi gibi görünmeye başlar.”

        Abraham Maslow

        Diğer Yazılar