Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Önceki gün açılışı yapılan Kazan Soda Külü üretim tesisi için girişimin patronu Turgay Ciner “1 dolarlık ithalat yapmadan 600 milyon dolarlık ihracat yapıyoruz” dedi. Bu söz Türkiye ekonomisinin kronik sorunu olan cari açığı kalıcı olarak çözmenin anahtarını sunuyor. Gerçek anlamda, net bazda ihracat yapıldığında cari açık sorunu da çözülmüş olacak. Cari açıkla birlikte Türkiye’nin hızlı kur artışı da yavaşlayabilecek ve ona bağlı enflasyon artışı törpülenecek.

        - Dış ticaret verilerine göre Türkiye 2017’de 157.1 milyar dolarlık ihracat, 234.2 milyar dolarlık ithalat yaptı. 77.1 milyar dolarlık dış ticaret açığı ise önceki yıla göre yüzde 37.5 büyüdü. İhracatın ithalatı karşılama oranı 4.7 puan gerileyerek yüzde 67.1’e indi. İhracatın rekor düzeye çıkarken, dış ticaret açığının böylesi artması ithalatın daha hızlı artmasından kaynaklanıyor.

        - Hatta ekonominin yavaşladığı ya da gerilediği yıllarda bile cari açık veriyoruz. Cari açığın milli gelire oranı 2017’de yükselerek yüzde 5.3’e çıkacak. İhracat rekorda iken nasıl oluyor da cari açık büyüyor? Bunun yanıtı ithalatın yüksekliğinde ve ihracatın içinde ithal girdilerin yüksek olmasında ve ihraç ürünlerinin katma değerinin düşük olmasında yatıyor. Ne kadar ihracat yapılırsa ithalat da o oranda artıyor.

        - Ekonomi Bakanlığı’nın hesaplamalarına göre ihraç edilen ürünlerde ithalatın payı ortalama yüzde 43. Çünkü imalatın içinde ithalatın payı bu düzeyde. Geçen yıl 157.1 milyar dolarlık toplam ihracata karşılık 171.8 milyar dolarlık hammadde ithalatı yapıldı. Bu hammaddeler aramalı olarak üretimin içine girdi ve bir kısmı ihraç edildi. Yani öyle bir üretim yapısı kurulmuş ki, ithalatsız çalışamıyor. Hatta hammadde ithalatı kadar ihracat bile yapamıyoruz. Toplam ihracat, hammadde ithalatının 15 milyar dolar altında kalıyor.

        - Bu kısırdöngüyü kırmak, en düşük ithalatla en yüksek ihracatı yapacak bir üretim yapısını kurmaya bağlı. Tabloyu doğru okumak ve sorunu doğru teşhis etmek için ihracatı da gerçek boyutlarına getirmek ve ithalattan arındırmak lazımdır. İthalatla şişmiş ihracat rakamları üzerinden teşvik de verilmemeli, sıralama da yapılmamalı. Net ve reel rakamlar üzerinden gidilmeli.

        - Bitişikte 2016’ya ait ihracatın ithalattan arındırılmış net ve gerçek ihracat verileri yer alıyor. Veriler TÜİK’e ait. Net bazda en çok ihracat yapan sektörler olarak 10 milyar dolarla giyim eşyası, 8.7 milyar dolarla tekstil, 5.1 milyar dolarla gıda ve 4 milyar dolarla mobilya olarak sıralanıyor. Otomotiv ise ithalatının yüksekliğinden dolayı 461 milyon dolarlık net ihracatta kalıyor.

        - En fazla dış açık ise 22.1 milyar dolarla akaryakıtın da içinde olduğu kimyasal madde ve ürünler sektöründe veriliyor. Kazan Soda Külü’nün 600 milyon dolarlık ihracatı buradaki açığı azaltıcı etki yapacak. Bu tür girişimlerin çoğalmasıyla açığın boyutu iyice küçülür ve Türkiye’nin kronik sorununu bitirir. Durum budur.

        - Çözüm öncelikle rakamlara net açıdan yaklaşılmasına, buna göre yeni bir düzen kurulmasına, teşviklerin ve ödüllendirmenin net ihracata göre yapılmasına bağlıdır.

        SONUÇ:

        “Gerçeği tanımlama biçiminiz gerçekliğiniz haline gelir.”

        Roz Townsend

        Katma değeri katınca fındık çerez olmaktan çıkıyor

        2017 yılı firma bazında Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin ihracat rekortmenleri listesi henüz açıklanmadı. Ancak liste başında yer alacak firmaları tahmin etmek zor değil. Son listede dikkat çeken bir firma Ferrero. İhracatçılar listesinde ilk 20’de yer alan İtalyan Ferrero çikolata üretiyor. 2017’de 670 bin ton fındık rekoltesine göre çiftçinin eline geçen toplam tutar yaklaşık 1.6 milyar dolar. Ferrero 2016’daki 805 milyon dolarlık ihracatıyla bunun yarısını tek başına yaptı. Çünkü fındığı işleyerek ve çikolataya dönüştürerek ihraç etti. Yani daldaki fındığa katma değer katınca fındık da çerez olmaktan çıkıyor.

        Diğer Yazılar