Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        2018 yılına ait ilk Enflasyon Raporu’nu açıklayan TCMB’nin yüzde 7.9’luk yıl sonu tahmini beklentilerle pek uyuşmuyor. Beklentiler yüzde 9-10 aralığında gerçekleşmeye işaret ediyor. Enflasyonun yılı tek hanede bitirmesi iyi bir sonuç olacak gibi.

        - Dünyada gelişmekte olan ülkelerde enflasyonun yüzde 4 olduğu bir dönemde yüzde 10’u aşan bir oran elbette çok yüksek. Geçen yılki gerçekleşmeyi tek hanede tutamayan hükümetin ve Merkez Bankası’nın bu yıl işi daha zor.

        - Çünkü zaten yükselmiş ve çift hanede devam eden bir enflasyon hareketi var.

        - Enflasyonun en önemli belirleyicisi döviz kuru. Geçen yılki yüzde 20’lik kur artışı enflasyonu 4 puan artırdı. Bitişikte de ithal edilen ürünlerin TL bazındaki fiyatlarının yüzde 30 arttığının grafiği var. İthalat ise milli gelirin yaklaşık dörte birini oluşturuyor. Bu yıl da ithal etmeye devam edeceğiz. Kurun seyri böyle giderse şanslıyız. Ama kurda dalgalanmaların olmaması mümkün değil, bu da ithal ürünlerin fiyatını yükseltecek.

        - Döviz kurunun en önemli belirleyicisi küresel sermaye akımları. Hem sermaye hareketlerini serbest bırakmışız, hem döviz kuru serbest piyasada belirleniyor. TCMB de faiz silahını gerektiği gibi etkili bir şekilde kullanamıyor. Böyle bir ortamda döviz kurunu daha çok Türkiye’ye giren ve çıkan döviz miktarı belirlerken, Merkez Bankası’na enflasyon hedefini tutturamadığından hükümete ve kamuoyuna mektup yazmak düşüyor.

        - 2018’de enflasyonla mücadeleyi siyasi konjonktür de zorlaştıracak gibi. Çünkü bu yıl ya erken seçim ya da seçime hazırlanma yılı. Seçim atmosferine girildiğine göre kamusal harcamalar, ücretler, maaşlar, sosyal yardımlar ile hemen her şey artacak. MESS işyerlerinde işçilerin toplu sözleşmesi yüzde 25 zamlı bağlandı. Enflasyonun iki katına yükselen bu ücret zammı diğer toplu sözleşmeler için baz teşkil edebilir. Konjonktür de böyle zamları almaya müsait. Çalışanların gelirlerinin artması iyidir, gelir dağılımını düzeltir. Ama bir yan etkisi vardır.

        ***********

        ÜCRET ARTIŞLARI İYİDİR, YAN ETKİSİ OLMASA

        - Metal eşya sektörü çok iyi bir yıl yaşadı ve bu ücret artışını verebildi. Fakat her sektör metal sanayii gibi değil. Türkiye’nin ticaret yapısı da pek rekabetçi değildir. Dağıtım kanalını ve perakende zincirini elinde tutan piyasanın hâkimidir. Ücret artışları yükseldiği oranda şirketler sattıkları ürün ve hizmetlere zam yapabilirler.

        - Ücret artışları zam olup geri dönerse enflasyon artar. Kaldı ki ücret, maaş gibi geniş kesimlerin gelirlerinin artması genel talebi artıracağından, bizim esnafımız, perakendecimiz ve toptancımız hiç fırsatı kaçırmaz, zammı yapıştırır.

        - Merkez Bankası’nın sıkı para politikası uygulamasının tek başına enflasyonu düşüremediğini geçen yıl gördük. Bunun nedeni maliye politikalarındaki olağanüstü genişlemedir. Geçen yıl vergi indirimleri, istihdam teşvikleri, kredi genişlemesi gibi yüklü miktarda bir mali gevşeme yapıldı. Bu da enflasyon olarak ekonomiye geri döndü.

        - Bu yıl da çok ayrık ve tersine gelişmeler olmayacak. Mali teşvikler azalarak da olsa sürüyor. Yapılan açıklamalar ve düzenlemeler bu yönde. Buna karşılık para politikasının sıkı olması ya da sıkılık derecesinin ne kadar işe yaradığını geçen yıl gördük. Bu yıl da benzeri olabilir.

        - Enflasyonun beklentiler civarında gerçekleşmesini kabullendik de, yeter ki şaşırtıcı biçimde sapma göstermesin. Ama enflasyona karşı hoşgörülü tavırlar karşısında da sapma meydana gelmesi şaşırtıcı olacak gibi.

        Diğer Yazılar