Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bol ve ucuz paranın küresel piyasalarda balonlara yol açtığını herkes kabul ediyor. Balonların asıl büyüğü de tahvil piyasasında. Tarihin en düşük faizlerine inildi. Uzun vadede yüzde 5’ler düzeyinde seyreden ABD 10 yıllık faizleri yüzde 1.32’ye kadar indi. Dünya borsalarının Mart 2009’dan bu yana 9 yıldır sürdürdüğü yükseliş 26 Ocak’ta ortalama yüzde 219’a vardı. Zaman olarak çok uzun ve yükseliş oranı olarak da son büyük hareketleri bir hayli geçen bir şişkinlik söz konusuydu.

        - Geriye balonu patlatacak bir iğne olayı kalmıştı. Bu işi de Bitcoin’in sert düşüşü yaptı. İyi ki Bitcoin ve diğer kripto paralar geçen yılın son günlerinde düşüşe geçti, sanal para balonu çok büyümeden söndü. Toplam piyasa değeri 1 trilyona varmadan olay patladı. Balonun daha büyümesi, piyasa değerinin birkaç trilyon dolara çıktıktan sonra böyle bir düşüş olsaydı tahribatı çok daha büyük olacaktı. O zaman finansal piyasaları likidite ve servet kanalı üzerinden doğrudan vuracak ve küresel bir finansal krize yol açacaktı.

        - Nitekim bu konuyu 11 Aralık 2017 tarihli yazımızda işledik, “Bu gidişle finansal krizi Bitcoin çıkaracak” dedik. Ancak kripto paraların akıl almaz tırmanışı fazla devam etmedi. 18 Aralık’ta 19.458 dolara ulaşan Bitcoin yılbaşına göre yüzde 1.914 artışla doruk noktasına çıktı. Ardından da düşüşe geçti. Dün ise 5.911 dolara kadar indi. Bu da 1.5 ayda yüzde 70 değer kaybı demek. Esaslı bir çöküş bu kadar kısa sürede yaşandı. Zaten Bitcoin’in 5.605 dolardan 20 bin dolar eşiğine dayanması da yaklaşık 1.5 ay zaman almıştı.

        - Bitcoin’in ve diğer kripto paraların dünyanın bütün dikkatini üzerine toparlayarak füze gibi çıkışı ve ardından çöküşünün finansal piyasa katılımcıları ve oyuncularının zihinlerinde yer ettiğini kabul etmek gerekiyor. Orada olan burada benim başıma da gelir korkusu bir kısım yatırımcıları korkutmuş olabilir. Üstelik ortalıkta bunca balon uyarısı, risklere vurgu varken. Birikti birikti sonunda geçen hafta uç verdi ve bu haftanın ilk gününde en büyük piyasa olarak ABD’de kabından taştı.

        - Henüz sağlıklı bir değerlendirme için çok erken ama yaşanmakta olan hareketin sertliğine, yaygınlığa ve hikâyesine bakınca hemen son bulması beklenemez.

        - Türbülansı başlatan taraf asıl tahvil piyasası. Faizlerin kısa sürede hızlı yükselişi, hisse senedi ve diğer piyasaları sarstı. Dolayısıyla hareketin enerjisini aldığı yer gerçek bir soruna işaret ediyor. Satışlardan elde edilen nakitlerin türbülans dönemlerinde sığınmak için gittikleri asıl yer de ABD Hazine tahvilleri. Bu nedenle faiz artışının yol açtığı türbülansın yan etkisi bizzat soruna kısmen çözüm oluyor. 10 yıllık faizlerin ilk gün yükseldiği yüzde 2.88’den 2.70’e inmesi türbülansın en iyi yan etkisi. Satışlar devam ederse boşa çıkacak para daha çok ABD tahvillerine gidebilir, faizler gevşerse de korkunun kaynağı ortadan kalkar.

        - Yine piyasalarda güçlü bir türbülans kalıcı olursa servet kayıplarına yol açacağı ve beklentileri negatif etkileyeceği için, büyümeleri aşağı çekebilir. Bu durum da, enflasyonların ortaya çıkmasını geciktirebilir ve merkez bankalarını da faiz artışlarında gaza değil, frene basmaya yöneltebilir. Türbülansın devamı ve derinleşmesinin önünde bizzat kendisinin yattığına başka bir neden de bu.

        - Çok yakın bir zamanda, bir büyük küresel bankanın batışı, uluslararası bir fonun iflası, bir ülkenin borçlarını ödeyememesi ya da ticaret savaşlarına yol açacak gelişmeler, jeopolitik bir riskin patlaması gibi, küresel piyasalarda domino etkisi yaratacak kötü bir haber almazsak türbülansın bir düzeltme hareketi olarak kalması ve zaman içinde sakinleşmesi mümkündür.

        - Sonuçta merkez bankalarının, finansal istikrarı bozarak ekonomik toparlanmalara zarar verecek ve bir krizle sonuçlanacak gelişmelere seyirci kalacağı düşünülemez. Enflasyonu tehlikeye atmadan piyasaları rayında tutmak için ellerinden geleni yapacaklarından eminim.

        SONUÇ:

        “Rüzgârlar ve dalgalar daima en yetenekli denizcilerden yanadır.”

        Edward Gibber

        Diğer Yazılar