Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Türkiye’nin nüfus projeksiyonları yeni bir durumu veya yeni bir yaklaşımı ortaya koydu. Daha önceki tahminlerin hiçbiri Türkiye nüfusunu 100 milyona ve üstüne çıkarmıyordu. Bir süreden beri Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dile getirdiği her aileye en az üç çocuk yaklaşımının ve Suriye’den göçenlerin nüfus projeksiyonlarına yansıtıldığını görüyoruz. Yeni yaklaşımla 2040 yılında Türkiye’nin nüfusu 100 milyonu aşacak. 2060’ta 107 milyonu bulacak ve 2080’de de aynı seviyede kalacak.

        - Böylece Türkiye nüfusunun en üst noktası yaklaşık 8 milyon yukarı taşınarak 99 milyondan 107.1 milyona çıkarıldı. Yaklaşımın devam etmesi halinde önümüzdeki dönemde de Türkiye dışarıdan göç almaya devam edecek demektir.

        - Nüfusun yaklaşık 8 milyon kişi daha yükselecek olmasının yaratacağı avantajların daha çok olduğu söylenebilir.

        - Bu pozitif gelişmeye karşılık Türkiye nüfusu genç olmaktan çıkarak giderek yaşlanacak. Kentleşmeyle hem doğurganlık oranının düşmesi hem de beklenen ortalama ömrün yükselmesinin etkisiyle 2018 itibarıyla 32 olan Türkiye ortanca yaşı 2023’te 33.5’e, 2040’ta 38,5’e, 2060’ta 42.3’e ve 2080’de 45’e yükselecek. 45 ortalama yaş bugünkü Japonya’nın düzeyi.

        - Bu düzeye varıldığında toplamdaki her dört kişiden biri 65 yaş ve üstü olacak. 2018 itibarıyla toplam nüfusun yüzde 8.7’sini oluşturan yaşlı nüfus 2080’de 107 milyon içinde 27.4 milyonu bulacak.

        - Yaşlı nüfusla ya sağlık, sosyal güvenlik ve sosyal yardım harcamalarının artması gerekecek ama bunun yükü de çalışan nüfusun üzerine binecek. Çünkü sosyal güvenliğin açığı zaten GSMH’nin yüzde 4’üyle yüksek oranda seyrediyor. Çalışanlar fedakârlık yapmazsa bu kez iş dönüp yaşlı kesimin refah düzeyinin azalmasına gelecek. Toplum hem yaşlı hem de yoksul olacak. Yoksulluğun çekilmesi ise özellikle yaşlılıkta çok daha zordur.

        - Gelecekteki bu zor döneme hazırlık açısından bireysel emeklilik sistemine yönelik kamusal teşviklerin devam ettirilmesi ve sektörün performansının da artırılması gereklidir.

        SONUÇ:

        “Boş zaman yoktur boşa geçen zaman vardır.”

        Tagore

        Diğer Yazılar