Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek katıldığı Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde işadamlarına çağrıda bulunarak borç alacağınıza ortak alın” dedi. Artık sermaye piyasalarını geliştirmeden yola devam edilemeyeceğini vurgulayan Mehmet Şimşek, ticari bankaları da gerçek anlamda yatırım bankaları kurarak sermaye piyasalarına destek vermeye” çağırdı.

        - Konuşmasına yeni yapılan G20 Zirvesi’nde küresel ekonomiyle ilgili tartışmaları aktararak başlayan Mehmet Şimşek dünyada senkronize bir büyümenin yakalandığını belirtti. ”Kısa vadede durum oldukça parlak” diyen Mehmet Şimşek şöyle konuştu:

        - “Ancak senkronize büyüme dönemleri fazla uzun sürmüyor. Petrol fiyatları artıyor, enflasyon yükseliyor. Merkez bankalarının 20 trilyondan fazla parasal genişlemeye gitmesi beraberinde varlık fiyatlarını şişirdi. Bu, eninde sonunda karşımıza enflasyon ve risk olarak çıkıyor. Hem istihdam artıyor hem ücretler kafa kaldırmaya başladı. Ve dünyada faiz oranları yükseliyor. Bütün bunlar orta ve uzun vadede risklerin arttığına işaret ediyor.”

        - Dünyanın çok borçlu hale geldiğini, büyük bir borç batağına düştüğünü belirten Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, borcun GSYH’ye oranının yüzde 318’e çıktığını belirtti.

        - Türkiye’nin ise kamu, özel sektör ve hanehalkı olmak üzere toplam borçlarının GSYH’ye oranının yüzde 141 düzeyinde kaldığını kaydeden Mehmet Şimşek sözlerini şöyle sürdürdü: n Ancak bizde reel sektörün borcu fazla. GSYH’ye oranı yüzde 69 düzeyinde. Dünyada bu oran yüzde 87. Fakat dünyaya bakarak rahat davranamayız. Burada önemli olan döviz borcudur ve dövizde şirketlerin açık pozisyonu 213 milyar dolardır. Gerçi şirketler akıllı davrandı ve bir yıllık gibi kısa vadedeki açık pozisyonlarını kapattı ama orta ve uzun vadede esas sorun budur.”

        - Konuşmasına eski ABD başkanlarından Kennedy’nin ”Çatıyı hava güneşli iken tamir etmek lazım” sözünü hatırlatarak devam eden Mehmet Şimşek şunları söyledi:

        - ”Çünkü yağmur yağacak. Dünyadaki bu senkronize büyüme böyle devam etmeyecek, eninde sonunda bitecek. Dünyada faizler de yükseliyor. Borç alacağınıza artık ortak alın. Sermaye piyasalarına çıkın. Şirketlerinizi halka açın. Yeni ortaklar alın. Sermaye piyasalarını geliştirmeden yola böyle devam edemeyiz.

        - Ticari bankalara önerim de gerçek anlamda yatırım bankaları kurmalarıdır. Hem bu yolla daha çok kazanırlar.”

        YAT KAT SATMAKTAN ORTAK ALMAYA GEÇTİK

        - Türk finans sistemi tek ayak üzerine kuruludur. Çalışan, düzgün işleyen para piyasası veya bankacılıktır. Burada da sistem gücünün son sınırlarına vardı. Çünkü TL üzerinden tasarruf artışları sınırlı.

        - Buna karşılık şirketlerin talebi de TL üzerinden kredi kullanmak. Zaten dövizle kredi kullanımı sınırlandı. Bireylerin ise döviz kredisi kullanması yasak. Bankaların dövizde açık pozisyon taşımaları yasak. Bu nedenle TL kredi/mevduat oranı tarihte hiç görülmemiş şekilde yüzde 150’ye ulaştı. Dışardan borç bulabildikleri oranda kredi veriyorlar. Bunun için vade kısadır ve şirketler Türk bankalarından uzun vadeli borçlanamaz. Sürekli faizden yakınma hali vardır.

        - Çünkü Türkiye’de finansmanın ikinci bacağı eksiktir. Sermaye piyasası bir türlü canlanıp Türkiye ekonomisine güçlü ve istikrarlı bir destek veremedi. Şirketler de küresel rekabet ligine tek ayakla çıktı, fonlamayı tek ayak üzerinden yürüttü ve bu haliyle sınırlı rekabet gücüyle kaldılar. Sorunun bir tarafı sermaye piyasası ise diğer ayağı şirketlerin bu işe gönülsüz olmalarıdır.

        - Bu nedenledir ki eski Başbakan Turgut Özal ekonomiyi yeniden yapılandırırken kendi iktidar döneminin başında 1984 yılında sanayicilere ”Yatınızı, katınızı satın, sermayenize katın” çağrısı yaptı. Çağrı o döneme uygundu, yat ve katlar o günkü sermayelere belli katkı sağlayabiliyordu. Bugün ise yat ve kat satarak sermaye ekleyerek anlamlı bir artış biraz zor. Onun için çağrının içeriği ”borç alacağınıza ortak alın”a çevrildi.

        - Böyle bir konuşmanın ardından hükümetin ve ekonomi yönetiminin sermaye piyasasına gereken önemi vermesini, özeni göstermesini bekleriz

        Diğer Yazılar