Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Dolar 4 lira, Euro 5 lira olunca benzin fiyatının da 6 liraya yükselmesi şart oldu. Ardı ardına basamak oluşturan üç fiyat aynı zamanda birbirini tetikliyor da. Doların fiyatı arttı mı akaryakıta otomatikman zam geliyor. Çünkü petrol ithal ediliyor ve yılda yaklaşık 40 milyar dolar ödüyoruz. Petroldeki her 10 dolarlık fiyat değişimi Türkiye’nin cari açığını 4 milyar dolar değiştiriyor.

        - Benzin fiyatı 1.5 dolar karşılığı TL’yi belirgin biçimde aştığında zam yapılıyor, altına düştüğünde indirime gidiliyor. Ancak son yıllarda zamların sayısı daha çok ve oranları daha yüksek, fiyat düşüşlerinin ise daha seyrek ve oranları küçük. Doğal olarak kısa vade dışına çıkıldığında 6 ay, 1 yıl veya birkaç yıllık vadeye gidildiğinde akaryakıt fiyatlarının ana trendi artış yönünde.

        - Bunun başlıca nedeni petrolde dünya fiyatlarında meydana gelen artıştır. Gerçi 2014 ortasından başlayan düşüş, arada bir çıkışlarla kesilse de, Ocak 2016 yılına kadar devam etti. Petrolün varil fiyatı 23 Haziran 2014’te 115.66 dolardan 20 Ocak 2016’da 27.10 dolara geriledi. 1.5 yılda meydana gelen fiyat düşüşü yüzde 76.6’yı buldu. Bu fiyat düşüşü, aynı dönemde döviz kurlarının TL’ye karşı değer kazanması nedeniyle yurtiçine az yansıdı.

        - İçinde bulunduğumuz petrol fiyatlarının yükselişi ise 20 Ocak 2016’da 27.10 dolardan başladı ve iki yılı aşkın süredir devam ediyor. Dün petrol fiyatları 71.05 dolara kadar çıktı. İçeride akaryakıt ürünlerine de yüzde 10’un üzerinde zam yapıldı. Güneydoğu illerinde benzinin litre fiyatı 6 TL’yi geçti. İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlerde ise 6 TL’ye ramak kaldı. Dünyada petrol fiyatları yükseldikçe, kur aynı kalmak şartıyla akaryakıta benzer oranda zam yapılacak.

        - Petrolün yurtdışı fiyatı artmasa ve yerinde saysa bile eğer TL değer kaybediyor ve döviz kurları yükseliyorsa, yine akaryakıta zam gelecek. Bu kez dövizin fiyatı artışını akaryakıta yansıtmak gerekecek. Dışarıda petrol fiyatları artmaz veya düşerse, içeride de TL’nin değerlenmesi halinde akaryakıt fiyatları düşecek demektir.

        - Dışarıda petrol fiyatlarını yukarı yönde tetikleyen olgu ABD petrol stoklarının beklenenden az gelmesi oldu. Ancak stok verisinin fiyatları yukarı itmesi kısa vadeli bir eğilim. Fiyatların yükselmesi zaten ABD’de kayaç gazı üreticilerini harekete geçirecek en önemli faktör. Bu nedenle gelecek haftalarda petrol stoklarının yeniden desteklenmeye başladığını görebiliriz ve fiyatların da bu nedenle yüksek kalmasına gerek kalmaz. Bu durum ise Türkiye için sevindirici bir gelişme.

        - Kaldı ki ticaret savaşlarının gündeme gelmesi en çok dünya ticaretini vuracak. Mal alım satımının kısıtlanması ekonomik büyümeleri negatif etkileyecek, taşımacılığı azaltacak. Bütün bunlar da petrol kullanımının düşmesi sonucunu doğuracak. Bu durumda petrol fiyatlarının yükselmesi değil, normalde düşmesi gerekliydi. Ancak petrolde fiyatları yüksek tutmak için OPEC ve Rusya’nın arzı kısıtlayan anlaşma yaptıklarını biliyoruz. Yani normal piyasa koşulları çalışmıyor.

        - Ancak Türkiye’de yüksek akaryakıt fiyatlarından kurtulmada sadece dış fiyatların gevşemesi yeterli olmuyor. Akaryakıtta fiyatların gerileyebilmesi yurtdışı fiyatlara bağlı olduğu kadar bir de döviz kuruna bağlı. 4 lira, 5 lira, 6 lira basamağından sadece 6’nın aşağı gelmesi yetmiyor. Çünkü onun içinde 4 ile 5’in de payı var ve onların da gevşemesi lazım.

        - Döviz kurlarının seyrini ise bu dönemde daha çok küresel sermaye hareketleri belirliyor. Sermaye hareketleri ise ticaret savaşlarının küresel risk iştahını azaltması nedeniyle zayıf seyrediyor. Türkiye’nin de iç tasarrufları yetersiz ve dış kaynağa ihtiyacı yüksek. Sonuçta da 4 ve 5 basamağına böyle çıkıldı. Bizim yüksek akaryakıt fiyatlarının düşebilmesi veya yakın zamanda yeniden artmaması için, dolar ve euronun da artmaması veya düşmesi gerekiyor.

        ***********

        BORSADA HELALLEŞMEK HERKESE KAZANDIRIR

        Vahap Munyar’a konuşan Borsa İstanbul Başkanı Himmet Karadağ borsada işleme kapatılan şirket hisselerinde küçük yatırımcıların zararının karşılanmasını istedi. Himmet Karadağ “500 milyon liralık zararın karşılanması 5 milyar liralık yatırımın önünü açacak” noktasından olaya yaklaşıyor. Bu doğrudur. Bu konudaki görüşünü iki yıl önce de dile getirmişti.

        Ancak bundan daha da önemlisi 1994 ve 2001 krizinde mülkiyet hakları devletin lisans verdiği ve denetlediği aracı kuruluşlar ile yine devletin ilgili kurumları tarafından gasp edilenle helalleşmedir. Aradan çeyrek asır, 2001 krizinden 17 yıl geçmiş. Bir tek bu sorun çözülmedi. Çözüm mercii aslında kendisi. Bunun için borsada yeterince kaynak da var. Eğer ille de bir yasal düzenleme gerekiyorsa buna Cumhurbaşkanı’nı ikna edeceklerin başında kendisi geliyor. Bekleyip göreceğiz.

        SONUÇ:

        “Güvenmemeyi unutma.”

        Yunan Atasözü

        Diğer Yazılar