Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        - Haziran ayı verileri mayısta yaşanan çifte şok ile ekonominin yavaşlama eğilimine girdiğini gösteriyor. Dün yayımlanan haziran ithalat ve ihracat rakamları uzun bir aradan sonra ilk kez düşüşe geçti. İthalat yüzde 3.6 azalışla 18.5 milyar dolara geriledi. İhracat da yüzde 1.2 azalmayla 13 milyar dolara indi.

        - İthalat içinde yatırım malları ithalatı yüzde 6.4 düşerken, hammadde ithalatı yüzde 2.3 geriledi. Yatırım malları ithalatında bir yılın ardından ilk kez böylesi bir düşüş meydana geldi. Kur ve faiz artışı yatırım iştahında keskin bir düşüşe yol açtı. Hammadde ithalindeki gerileme de üretimdeki azalmanın ve yurtiçi talebin hız kesmesinin bir sonucu.

        - İstanbul Sanayi Odası Satınalma Yöneticileri Endeksi de haziran ayında 46.8 değerini alarak üst üste iki aydır keskin daralmaya işaret etti. Endekste 50’nin altı faaliyetlerde daralmaya, 50’nin üstü faaliyetlerde büyümeye işaret ediyor.

        - İki kanaldan çıkan sonuçlar da, kur ve faiz şokunun ekonomiyi keskin daralmaya doğru götürmekte olduğunu söylüyor. Yeni hikâye tam da bunun için gerekli.

        ***********

        ŞARIK TARA’NIN GERİDE BIRAKTIĞI

        88 yaşında vefat eden Şarık Tara’yı seçimleri kazanan Turgut Özal’ın ekonomide rüzgâr estirdiği 1980’lerde tanıdım. Mesleğe yeni başlayan biri olarak hemen her yerde biterken bütün önemli toplantılara Şarık Tara’nın katıldığını gördüm. Hatta bunlar arasında bugün dünyaca ünlenen Davos Toplantıları dahil. Evet Güngör Uras’ın da bir süre önce yazdığı gibi, Davos Toplantıları’nın temeli 1980’li yıllarda İstanbul’da atıldı. Şarık Tara da, dönemin başbakanı Turgut Özal da bu toplantının destekleyicileriydi. Davos Toplantıları’nın kurucusu Klaus Schwab bir yerden başlayıp uluslararası olmayı hedefliyordu, Özal Türkiye’yi dışa açmaya ve Şarık Tara da uluslararası olmaya çalışıyordu. İşbirliği 80’li yılların sonuna kadar sürdü, Davos Toplantıları o tarihlerde İstanbul’da da yapılıyordu.

        - Şarık Tara’yla epeyce çok haber ve röportaj da yaptım. Konuşmalarının birinde bankaların hemen her yerde köşebaşını tuttuklarından, en önemli binalara yerleştiklerinden şikâyet ederek “Gidin Şişli Meydanı’na bankalardan geçemezsiniz. Hatta ticaret yapacak, alışveriş yapacak dükkân zor bulursunuz” demişti. İstanbul’un küçük bir meydanı olan Şişli Meydanı’nı o zaman gezdim ve tam 13 banka şubesi saydım. O zamanlar şubeleşme önemliydi, köşeyi tutan banka paraları topluyordu. Para toplamak çok önemliydi çünkü 1980 yılına kadar mevduat faizleri negatifti. Enflasyon yüzde 30 ise mevduat faizleri yüzde 15’ti. Zaten 1980 bankerlik krizi de durup dururken yaşanmadı. Yükselen enflasyon karşısında kendini korumaya çalışan tasarruf sahiplerinin arayışından doğdu ve büyüdü bankerler. O dönem banka kurmak, şubeleşmek böylesine cazipti.

        - Şimdi ise yeni şube ancak vergi ödenerek açılıyor ve her şube de önemli bir maliyet kalemi. Çünkü geçmişe göre reel anlamda kiralar çok yüksek, gayrimenkul değerleri de öyle. Ortaya da internet ve dijital bankacılık diye bir şey çıktı. Şubeleşme demode hale dönüştü. Orta ve uzun vadede ise klasik bankalara da, kâğıt paraya da pek ithiyaç kalmayacak gibi.

        - İş hayatı böyle hızla değişirken Şişli Meydanı fiziki anlamda son 40 yılda fazla değişmedi. Elbette şimdi çok daha kalabalık. Banka şube sayısı ise 13’ten 6’ya indi. Banka şubelerinin yerini otel ve restoranlar aldı. Ticaret gelişirken, kişi başına gelir artarken banka sayısı yarı yarıya daha fazla düştü.

        - Şarık Tara’nın eniştesiyle 1957 yılında kurduğu Enka ise 70’li yıllarda dışa açıldı ve STFA ile birlikte müteahhitliği yurtdışına taşıyan iki şirketten biri oldu. 80’li yıllarda Türkiye’nin en önemli ve en büyük müteahhitlerindendi. 90’lı yıllarda dışa açılmaya ağırlık verdi ve özellikle Rusya’da büyük işler aldı. 2000’li yıllardan beri ise işlerinin tümünü yurtdışından aldı. Bugün Enka Holding ikinci ve üçüncü kuşağın yönetiminde uluslararası bir şirket olarak yoluna devam ediyor.

        - Holdingin bu aşamaya gelmesi de tesadüfi değil. Şarık Tara’nın öngörüsü ve girişimlerinin bir sonucu. Hayatını anlattığı kitapta Şarık Tara, “Uluslararası Olmak” başlığı altında şunları anlatıyor: “Her zaman Türkiye ne kadar dışarıya açılırsa, ekonomisi dünya ekonomisiyle bütünleşirse, bunlara yönelik düzenlemeleri yaparsa, Türkiye’nin önü o kadar açılır, ülkede demokrasi ve hukuk devleti yerleşir, diye düşündüm. Demokrasiyi istiyoruz. Tabii en güzel idare demokrasi. Ama demokrasinin şartı olan bir ekonomi sistemi var, o da serbest piyasa ekonomisi. Bence ekonomide serbest rekabet olmayınca bizim demokrasi istemeye de hakkımız yok. Bu amaçla hem ben uluslararası olmak için çalıştım, hem de şirketimi ve ülkemi uluslararası yapmak için elimden geleni yaptım.”

        Diğer Yazılar