Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçmekle Cumhuriyet tarihinin en önemli dönüşümlerinden biri gerçekleşiyor. Kamuda üst düzey bürokraside görevlendirmelerin süresi 5 yılı geçmeyecek. Bütün kamu kurum ve kuruluşları tam uyum içinde çalışacak. Bu anlamda kuvvetler ayrılmıyor, birleştiriliyor. Bürokrasi, yönetim ve siyasi güç konsolide ediliyor ve tek elde toplanıyor.

        -Bu çerçevede yabancıların ve yurt dışının Türkiye ile iş yapması, siyasi, askeri, diplomatik ilişkileri ya çok kolay ve çok hızlı olacak, ya da imkansız olacak.

        -Yurt içinde de devletle iş yapmak ya çok hızlı ve kolay olacak ya da imkansız hale gelecek.

        -Öneri en alttan gelebilir ama ilk sözü de son sözü de en baştaki söyleyecek.

        SİYASET VE ÜLKE YÖNETİMİNDE KONSOLİDASYON

        -Vitrindeki kişi sayısı azalacak ve muhtemelen tek kişiye inecek. Başkanlık seçimini alan her şeyi kazanmış olacak. Yetki kullanma anlamında hiçbir sınır yok. İcraat yaparken herhangi bir kuruma takılma, gecikme söz konusu olamaz. Bir yerde başkan seçilen Türkiye’nin tapusunu 5 yıllığına devralmış olacak.

        -Meclis’in yetkisi ise artık sadece kanun yapmakla sınırlı. Meclis’in bugünkü yapısı itibariyle Başkan’ın veya yürütmenin istemediği bir kanun çıkarılması çok zor. Yani sadece istenen kanunları çıkaracak Meclis.

        - Meclis’in yürütmenin üzerinde herhangi bir denetim ve yaptırım gücü yok. Bütçe hazırlama yetkisi yok.

        -Meclis Cumhurbaşkanı’ndan gelen bütçeyi onaylamak durumunda. Onaylamazsa geçmiş yıl bütçesi yeniden değerleme oranı kadar artırılarak devam ediyor.

        -Milletvekilleri ile bakanlıklar arasında bağ da koparılmış durumda. Bu nedenle son kabinede coğrafi dağılım dikkate alınmamış.

        -Başkanlık sistemini başbakan olduktan sonra gündeme getiren ve 15 yıllık iktidarı sonunda sistemi kuran Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan. Bütün güç onda artık. Bundan sonra da seçilen başkanda olacak. Seçilen başkan her şeyi tayin edecek, üst düzey yönetimde her şeyi kendine göre yeniden dizayn edecek. Bakanlık kuracak veya kaldıracak. Kurumları kuracak veya kaldıracak. Kurumların yetkilerini budayacak veya değiştirecek.

        -Cumhurbaşkanı Erdoğan dün yeni kabineyi açıklarken “Büyük ve güçlü Türkiye” hedefini ortaya koydu. Buna ulaşmak için de “Biz ve bizden sonra gelecekler için, artık hiçbir bahane kalmamıştır. Hiçbir mazerete sığınma hakkı kalmamıştır” dedi.

        SIRADA EKONOMİNİN DÖNÜŞÜMÜ VE KONSOLİDASYONU VAR

        Atanan 16 bakandan 9’u ekonomiyle ilgili. Hazine ve Maliye Bakanı bütün bu bakanlıkların üzerinde. Konjonktür gereği yeni dönemin en önemli bakanlığı bence. Gelir de harcama da burada. 1983’te ayrılan bu iki kamu kurumu yeniden birleştirildi. Başına da Berat Albayrak atandı. Kabinede en kritik görev ve kilit rol onun.

        -Yeni dönemde ekonomideki yapısal reformların, ekonomideki dönüşümün, finansal kaynağı bulmanın sorumlusu da Berat Albayrak olacak. Kaynak bulabildiği ölçüde ekonomide ilerleyebileceğiz ve geldiğimiz aşamadaki tıkanıklığı aşacağız. Yoksa aşamayacağız.

        -5 yıllık icraat dönemi sonunda Cumhuriyetin 100. Yılı 2023’te tekrar sandığa gideceğiz. Yeni sistemin tek kontrol noktası sandık. Seçmen genel gidişten memnunsa devam, değilse tamam diyecek. Seçmen yaşam tarzı, siyasi, sosyal, kültürel tercihlerine göre oyunu kullanıyor. Bütün bunların yanında ve belki bütün bunların toplamına yakın ağırlıkta, seçmen aynı zamanda cebine göre düşünür ve oy verir.

        -Bu açıdan 5 yıllık dönemde ağır ve uzun sürecek bir ekonomik krizin yaşanmaması gerekir. Ekonomi kaptanının yeni dönemdeki kritik görevi bu. Bunun için yapısal reformların yapılması lazım. Nasıl ki, siyaset ile ülke yönetimi dönüştü ve konsolide oldu, şimdi sıra ekonominin dönüştürülmesi ve konsolidasyonunda. Bu dönüşüm için de Cumhurbaşkanı belki kendine en yakın bulduğu kişiyi görevlendirdi.

        Diğer Yazılar