Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın açıklamasına göre virüste akut dönem geçildi ve birinci aşama kontrol altına alındı.

        İkinci aşamada karantina önlemleri gevşetiliyor ve hayatla birlikte ekonomi de normalleşmeye başlıyor. Bunun bir ön hazırlığı olarak Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak virüs sonrası ilk kez yabancı yatırımcılara konuştu. “Sermaye kontrolü yok, rezervler yeterli, birden çok ülkeyle swap görüşmeleri yapıyoruz” dedi ama döviz kurunun yükselişi durmadı.

        Nisan ayını 6.9867’den kapatan dolar/TL kuru dün 7.1996’ya kadar yükseldi. Doların dünkü artışı yüzde 1.7, mayıs ayındaki üç iş günündeki artışı yüzde 3 vardı.

        Doların 13 Ağustos 2018’deki rekor düzeyine yaklaşması ve son günlerdeki hızlanmasıyla ne oluyor, nereye gidiyoruz sorusunu yeniden akıllara getiriyor.

        DOLARIN DALGASI BÜYÜK

        -Önce kısa bir geçmiş verelim. 13 Ağustos 2018’de TL karşısında dolar 7.2393’le gün içi rekor düzeye çıktıktan sonra 29 Kasım 2018’de 5.1322 ile dip yaptı. 30 Ocak 2019’da 5.1585 yeni bir dip daha gerçekleştirdi.

        -Oradan başlayan yükseliştir ki dün 7.20’ye dayandı ve dolar TL karşısında 20.5 ay sonra yine aynı düzeye geldi.

        -Madalyonun diğer yüze ise bize başka bir şeyi söylüyor. O gün dolar alanlar ancak bugün nominal anlamda başa baş noktasına geldiler. Dolar TL karşısında önce yüzde 29.1 düştü, sonra yüzde 40.3 yükseldi.

        REKLAM

        -20.5 ayda tavandan tabana ve tabandan tavana doların bumerangını yaşadık. Dolar gitti ve geri döndü.

        MADALYONUN DİĞER YÜZÜ

        -Olaya TL’nin değeri açasından bakarsak Türk Lirası’nın dolar satın alma gücü yeniden en düşük düzeye indi. 13 Ağustosta 1 TL ile 13.81 sent alınırken dünkü dolar fiyatı üzerinden 1 TL ile 13.88 sent alınabiliyor. 29 Kasım 2018’de ise TL en güçlü durumdaydı. 1 TL 19.48 sente karşılık geliyordu. Bu durumda TL, dolar karşısında 13 Ağustos'tan 29 Kasım’a kadar yüzde 41 değere kazandı. Bu değer kazanımı da 3.5 ayda gerçekleşti.

        -Devamındaki 17 ayda veya son 17 ayda TL, dolar karşısında yüzde 28.7 değer kaybetti.

        DOLAR DIŞI PARALARDA KAYIP

        -Bu değer kaybının bir kısmı 2019 yılında, bir kısmı da 2020’de gerçekleşti.

        Güncel olandan başlayalım. 2020’deki değer kaybının büyük kısmı doların artışından kaynaklanıyor. Dolar hem gelişmiş ülke hem de gelişmekte olan ülke para birimlerine karşı değer kazanıyor.

        -Dolar Endeksi 96.058’den dün 100.263’e kadar çıktı. Dört aylık artış yüzde 4.4. Bu durum büyük paralara karşı değerlenme.

        -Gelişmekte olan ülke paralarının dolar karşısındaki değerini ölçen JP Morgan Kur Endeksi ise yıl başındaki 61.409’dan dün 52.432’ye kadar indi. Gelişmekte olan ülke paralarının dolara göre ortalama kaybı yüzde 14.6 bu kadar.

        SERMAYE ÇIKIŞLARI DA ETKİLEDİ

        -Kısaca dolar dünya paralarına göre güçlenmiş. Üstelik tarihte görülmemiş ölçekte dolar likiditesi artırılmasına karşılık.

        -Ancak güçlü paraların ölçütü olarak Dolar Endeksi’ni alırsak gelişmekte olan para birimlerinin bu dönemde en zayıf performansı gösterdikleri ortaya çıkıyor. Dolar gelişmiş paralara karşı yüzde 4.4 değer artırırken, gelişmekte olan ülke paralarına karşı yüzde 14.6 prim yaptı.

        REKLAM

        -Bu düşük performansta 17 Nisan’a kadar gelişmekte olan ülkelerden net bazda 66 milyar dolar sermaye çıkışının yaşanması da etkili oldu.

        SINIRLI NEGATİF AYRIŞMA

        -TL’nin dolar karşısındaki kaybı da 16.80 sentten 13.88 sente indi. Yüzde 17.4’lük bir kayıp söz konusu. Bu da gelişmekte olan ülkeler ortalamasının 3 puan üstünde.

        -TL’den daha fazla değer kaybedenler ise yüzde 32 ile Brezilya Reali, yüzde 24.5 ile Güney Afrika Randı yüzde 22 ile Meksika Pesosu var. Rus Rublesi de yüzde 17 ile TL kadar değer kaybetmiş durumda.

        -Bu dönemde başka ülkeler de rezerv kaybetti, Türkiye ise daha fazla. Bunun karşılığı da TL’nin gelişmekte paralardan negatif ayrışmasının sınırlı kalmasını sağladı. Buna değer miydi ayrı bir tartışma konusu ve siyasi bir tercih ama gelinen sonuç da bu.

        SWAP, RESMİLEŞRSE ETKİLİ OLABİLİR

        -Diyeceğim küresel bir gelişmeyle karşı karşıyayız. Dün de değer kaybeden sadece TL değildi, diğer gelişmekte olan ülke paraları da benzer durumdaydı. JP Morgan Kur Endeksi ile gelişen ülke paraları dün 0.95 değer kaybetti. Endeks 52.938’den 52.432’e indi. TL’nin günlük yüzde 1.7’lik kaybının yarıdan fazlası küresel.

        -Değer kaybının diğer kısmı ise piyasaların swapların bizzat gerçekleştiğini duymamasından kaynaklanmış olabilir. Anlaşılan swapın kur üzerindeki sakinleştirici etkisi ancak anlaşmanın resmileşmesiyle olabilecek.

        KÜRESEL EĞİLİM DAHA ETKİLİ

        -Küresel çapta gelişmekte olan ülkelerden sermaye çıkıyor, rezervleri eriyor ve paraları değer kaybediyorsa bunun belli ölçülerde Türkiye’de yaşanması da normaldir.

        -Çünkü gelişmekte olan ekonomilerin en güçlüsü biz değiliz.

        -Dahası bu dönemde kendi tercihimizle dolar likiditesinin en önemli kaynağı haline gelen IMF’ye yüz çevirdik.

        REKLAM

        -Yine bu dönemin en önemli dolar kaynağı olan FED’den de, karşılıklı güvensizlik nedeniyle yararlanamıyoruz.

        -Bu nedenle döviz piyasasında benzer eğilimlerin kısa bir süre daha devamı olabilir.

        NORMALLEŞMENİN ETKİLERİ

        -Ama pandemi kontrol altına girdikçe ve ekonomiler normalleşmeye başladıkça finansal piyasalar da normalleşecek. Risk iştahı yeniden canlanabilecek ve artan küresel likidite getiri arayabilecek.

        -Bu da yıl ortasına doğru ve yılın ikinci yarısında olabilecek bir gelişme. Böyle bir eğilim başladığında bizim gibi ülkelere yönelik sermaye akımlarını da, bu ülke rezervlerindeki erimeyi de, para birimlerinin değer kaybını da dengeleyebilir.

        Diğer Yazılar