Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Pandeminin yaz boyunca ve özellikle ABD’de etkisini sürdürmesi, ekonomideki normalleşmeyi durduracak boyuta vardı. ABD’de seçim tarihi yaklaşırken Başkan Trump seçimlerin ertelenmesini dahi savundu. ABD-Çin gerginliği son olarak konsolosluk kriziyle iyice tırmandı.

        Bu olumsuzluklar arasında AB’nin 750 milyar euroluk acil yardım paketini onaylaması ve 1.1 trilyon euroluk bütçeyi kabul etmesi finansal piyasalarda kurulu dengeleri bozdu. Yaz ortasında bir toz bulutudur kalktı. Doların değer kaybı hızlandı, dolar karşısında başta Euro olmak üzere büyük paralar değer kazandı.

        DOLAR % 10 KAYIPLI

        -Doların en güçlü olduğu gün, pandeminin finansal piyasaları dibe ittiği 23 Mart günüydü. 102.980 değerine yükselen Dolar Endeksi önce duruldu, sonra gerilemeye başladı. Mayıs ortasından itibaren düşüşünü hızlandırdı ve son olarak 93.435’e inerek yüzde 9.2 geriledi. Euro/dolar paritesi 1.09’dan 1.19’a çıktı.

        -Doların değer kaybına paralel gelişen ülke kurları yüzde 5’in üzerinde değerlendi.

        ALTINI İVME KATAN GELİŞMELER

        -Yine doların düşüşüne ve faizlerin tarihi dibe inmesi ile küresel likiditenin rekor seviyeye çıkmasına paralel altının yıldızı 2020 yılında yükselmeye devam ediyor.Mayıs ortasına göre yüzde 15 kadar değerlenen altının onsu 1.985 dolara kadar yükseldi.

        REKLAM

        -Eylül 2011 rekorunu egale eden altın fiyatları ardı ardına 4.5 yıldır yükselişini sürdürüyor. Bu yılki primi geçen yıllardan daha yüksek ve yüzde 30’a vardı. Aralık 2015’te 1.045.69’dan yükselmeye başlayan altın fiyatları 4.5 yılda yüzde 90 arttı.

        -Temmuz ayında altını yüzde 11 artıran ve yükselişini ivmelendiren gelişmeler ise doların düşüşü yanında, ABD’nin 1 trilyon dolarlık yeni bir yardım paketini Kongre’ye sunması, AB’nin 750 milyar euroluk acil yardım paketini kabul etmesiydi.

        SERMAYE ÇIKIŞLARININ ETKİSİ

        -Pandeminin etkisiyle gelişmekte olan ülkelerden güçlü sermaye çıkışları gerçekleşti. TCMB’nin verilerine göre gelişen piyasalardan yılın ilk çeyreğinde 36.1, ikinci çeyreğinde 41.4 milyar dolarlık net sermaye çıkışı oldu. Bu çıkışın 35.6 milyar doları borçlanma senetlerinden, 43.5 milyar doları hisse senetlerinden gerçekleşti.

        -Türkiye piyasalarını asıl etkileyen ve diğer piyasalardan negatif ayrıştıran gelişme de sermaye çıkışlarıydı. 17 Temmuz itibariyle 2020 yılında Türkiye’den sermaye çıkışı tutarı 11.6 milyar dolara vardı. Şimdiye kadar en büyük sermaye çıkışı da bu oldu.

        -Türkiye’deki sermaye çıkışlarının 4.3 milyar doları hisse senetlerinden, 7.3 milyar doları devlet iç borçlanma senetlerinden oldu. Yabancıların devlet iç borçlanma senetlerindeki payı ilk kez yüzde 3.9’a inerken, hisse senetlerindeki payı da yüzde 50’ye geriledi.

        SERMAYE ÇIKIŞI FAİZLERİ NEDEN ARTIRMADI?

        -Yabancı çıkışlarının fiyatlara etkisi ise sınırlı kaldı. Çünkü faiz oranları zaten dünyada düşüyordu, Türkiye’de ise daha hızlı geriliyordu.

        -Üstelik yabancı satışlarının yerini, Aktif Rasyosu zoruyla banka alımları ve büyüyen bireysel emeklilik ile yatırım fonlarının alımları doldurdu.

        -Bitişikte yer alan tablodan izlenebileceği gibi, faiz oranları dünyada dramatik düşüşler yaparken, Türkiye’de özellikle Hazine faizleri yatay seyretti. 10 yıllık hazine tahvillerinin faizi yüzde 6.5 artarken, 2 yıllık göstergenin faizi yüzde 3.9 geriledi.

        YERLİ, SANAYİDE VE KÜÇÜK HİSSELERDE

        -Hisse senedi piyasası da yerli ve yabancının pozisyonuna göre bir fiyat seyri çizdi. Yerli yatırımcılar daha çok sanayi hisseleri ile BİST-100 dışındaki küçük hisse senetlerinde pozisyon aldı.

        -Yılın ilk yarısında borsaya 370 bin yeni bireysel yatırımcı geldi ve yatırımcı sayısını 6 ayda yüzde 31 artırdı. Yani yerli tarafı genelde alımdaydı.

        -BİST Sanayi Endeksi temmuzda yüzde 3.7, yılın 7 ayında da yüzde 12 prim yaptı. BİST 100 dışındaki hisse senetlerinin primi ise temmuzda yüzde 11.3, 7 ayda yüzde 52.8 gibi çok yüksek bir orana çıktı.

        -Aynı dönemde borsanın temel endeksi olarak BİST 100 yüzde 3.2 ve yüzde 1.5 kaybettirdi.

        YABANCI BANKALARDA VE KAYIPTA

        -Daha çok banka hisselerinde pozisyonlanan yabancı yatırımcılar aynı zamanda kararlı bir şekilde satış yaptılar. Hem kendi satışlarından, hem de yerlilerin yabancı hisselerine dokunmama, büyük hisse senetlerine girmeme eğiliminden dolayı Banka Endeksi temmuzda yüzde 13.6, yılın 7 aylık döneminde de yüzde 29.7 geriledi.

        -Yerliler yüzde 12 ve yüzde 53 artan endekslere yönelirken, yabancılar kendi satışlarının da etkisiyle banka endeksinde yüzde 30 kayba uğradı.

        -Yerli ile yabancı arasında ilk kez böylesine büyük getiri farkı oluştu. Bu fark da, ilk kez yerli lehine gerçekleşiyor.İlk kezdir yerlilerin kazancı yüksek, yabancıların ise kaybı büyük.

        -Sürdürülebilirliği ayrı bir tartışma konusu ancak şu an itibariyle durum bu.

        ALTINDAN % 52 ARTIŞ

        -Finansal yatırım araçlarındaki gelişmeler doların aleyhine, euronun lehine. Zaten 7 aylık dönemde Euro, dolara fark atmış durumda. Dolar/TL artışı yüzde 17 iken, özellikle temmuz ayı atağı ile Euro/TL artışı yüzde 23’e ulaştı. Yarım dolar ve yarım eurodan oluşan döviz sepetinin TL'ye karşı artışı da yüzde 20.3’e vardı.

        -Euronun yükselişi yanında Bitcoin’de çıkışta. Dijital altın diye tanımlanan Bitcoin’in temmuz ayı primi yüzde 23.5’e çıkınca 7 aylık değer artışı da yüzde 55’e vardı.

        -Temmuz ayında atak yapan altın7 aylık primini yüzde 30’a çıkardı. Altının temmuz ayı artışı yüzde 11’i buldu. Gram altın ise temmuzda yüzde 12.8, 7 ayda da yüzde 52.5 artış kaydetti.

        -Özetle yılın 7 aylık döneminde altın, dijital altın Bitcoin, BİST-100 Endeksi dışındaki küçük hisse senetleri ve Euro kazandırdı.

        Diğer Yazılar