Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Enseyi ne kadar karartalım?

        Seçim ABD’nin seçimi ama dünyayı da Türkiye’yi de yakından ilgilendiriyor. Hem piyasalar ve ekonomi kanalıyla hem de siyasi ve askeri ilişkiler açısından. Yarın seçimin son günü ve normalde çarşamba sabahı sonuçların alınması lazım.

        Seçimde hangi tarafın kazandığının fazla bir önemi yok. Biri kazansın yeter. Sonuçta biri tecrübeli devlet adamı, diğeri pervasız patron, ölçü, diploması, gelenek tanımıyor, ama denenmiş ve biliniyor.

        -Ekonomiye, insana, çevreye, dünyaya yaklaşımları farklı. Ancak bu farklar çok büyük değil, hatta marjinal kalabilir. Bu açıdan hangi başkanın iş başına geldiğinin piyasalar ve ekonomi için belirleyiciliği ve yön değiştirici önemi yok.

        TRUMP PİYASALARI MUTLU EDER

        -Amerika’dan başlayarak finansal piyasaların asıl tercihinin Trump olduğu söylenebilir. Sonuçta 4 yılda yaptıkları ortada, kendisi de bir sermayedar ve sermaye dostu icraatlara imza attı.

        -Piyasalar muhtemelen “İstediğimiz oldu, faizler ve Fed bakı altında kalacak, vergiler daha düşecek, karlar artacak, ikinci yardım paketi de 2 trilyon dolar olarak çıkartılacak” tavrıyla Trump’ın seçilmesine pozitif yaklaşacak.

        - Trump’ın kazanmasıyla piyasalar gözünü seçim sonrasında ikinci mali paketin çıkarılmasına ve FED’in yeniden sahalara inmesine çevirecek , bu iki gelişmeden güç bulmaya çalışacak.

        REKLAM

        -Salgın hastalık ve resesyon tehlikesi altındaki zor kış koşullarında piyasaların tutunacağı iki dal bunlar olabilir.

        YENİ BAŞKAN YENİ DALGA DEMEK

        -Piyasaların ikinci tercihi ise Biden’ın seçimi kazanması. Bu durumda daha büyük bir harcama paketi gündeme gelecek. Ekonomide, orta gelirlilere ve azınlıklara yaklaşımda, çevrede, altyapı yatırımlarında, teknolojide, dış politikada yeni açılımlar söz konusu olacak.

        -Her yenilik değişim ve yeni fiyatlamaları beraberinde getirecek. Sonuçta yeni başkan ve yeni icraatlarla yeni bir iyimserlik dalgası yakalanabilir.

        -Bu tür gelişmeleri ve dalga yakalamaları piyasalar sever. Dolasıyla Biden’ın seçilmesine piyasaların kısa vadeli yaklaşımı daha pozitif bile olabilir.

        PİYASALAR İÇİN İYİ İLE DAHA İYİ SEÇİMİ

        -Bu durumda seçim normal zamanında sonuçlanacaksa, piyasalar iyi ile daha iyi arasında bir tabloyla karşılaşabilir demektir. Çünkü bir gelirse iyi olacak, diğeri gelirse daha iyi olacak durumu söz konusu.

        -Bir anlamda küresel piyasaların tutunduğu dal iyice zayıflamışken, ABD seçimleri ile yeni tutunacak dallar bulması mümkün görünüyor.

        - Seçimin kazasız belasız son bulması, normal süresinde sonuçlanması piyasalar açısından sen derece pozitif bir gelişme olabilir.

        MADALYANUN DİĞER YÜZÜ

        -Peki bu işin hiç mi karanlık yüzü yok? Var, o da seçimlerin hemen sonuçlanmamasıdır. Haftaları alan süreyle itirazların olması, oyların yeniden sayılması, işin Anayasa Mahkemesi’ne gitmesi sonucun resmileşmesini uzatır da uzatır. Bu durum geçici olsa da, sokaklarda hareketlere ve piyasalarda kaosa yol açabilir.

        REKLAM

        -Çünkü biliyoruz ki, ABD’de kutuplaşma eğilimi çok yüksek, sokak gösterileri ve yağmalamaları oluyor ve silahlanma eğilimi arttı. Seçime hazırlık diye dükkan ve işyerlerinin kapatılmaları öne çıkıyor.

        -Her iki taraf da kendi zaferinden emin. Trump zaten önceden posta yoluyla kullanılan oylarda hile veya yanlışlık yapıldığını savunuyor. Anketlere göre geriden gelen de Trump. Ancak ülke genelinde daha az oy alarak da başkan olunabiliyor. Tıpkı 2016 seçimlerinde Trump’ın kazanmasında olduğu gibi. Dolayısıyla kim kazanacaksa yine kıl payı veya 2016 yılındaki gibi kazanacak.

        -İşte korkulan tablo da seçimin uzamasında ve bu dönemde yaşanabileceklerde yatıyor. Nitekim finansal piyasalar son dönemde böyle bir belirsizliği bir ölçüde fiyatladı da.

        KORKU NASIL FİYATLANDI?

        -Korku endeksi VIX geçen haftaya 27.55 puandan başlamışken 41.09’a kadar yükseldi ve haftayı 38.02’den kapattı. Korkuda ciddi bir sıçrama var ve düzeyi de kriz düzeylerine yakın. Mesela mart ayında gördüğü en yüksek tepenin yarısı düzeyinde.

        -Tüm dünya borsaları MSCI endeksiyle son bir haftada yüzde 5.3 geriledi. 2 Eylül’deki tepe noktasına göre gerileme yüzde 7.2’yi buldu. Gelişmekte olan piyasalar yüzde 2.9 gerilerken, Türkiye Borsası’ndaki kayıp yüzde 10.7’yi buldu.

        -Seçimin yapılacağı Amerika’da teknoloji ağırlıklı piyasa Nasdaq Borsası’nın son hafta düşüşü yüzde 5.5’i, 2 Eylül’deki tepe noktasına göre de yüzde 9.6’yı buldu. S&P 500 de tepe noktasına göre yüzde 8.5 ve son bir haftada yüzde 5.5 geriledi.

        -Bu tür belirsizlik ve kaos ortamlarında dolar yükselir. Nitekim büyük paralar karşısında doların değerini ölçen Dolar Endeksi 92.460 puandan yüzde 1.7 artışla 94.042’ye yükseldi. Gelişmekte olan para birimleri de dolara karşı yüzde yarım değer yitirdi. Dolar eylül ayında TL karşısında yüzde 8.1 yükseldi. Türkiye para da negatif ayrıştı.

        REKLAM

        -Piyasaların karışmakta olduğu ve karışacağı dönemlerde altın da satış yiyor. 21 Eylül’de ons fiyatı 1.931.41 dolar olan altın haftayı 1.877.95 dolardan kapattı ve yüzde 2.7 değer kaybetti.

        -10 yıllık ABD hazine faizleri son haftada yüzde 0.841’den yüzde 0.874 ‘e yükseldi.

        TUTUNACAK YENİ DAL ARAYIŞI

        -Küresel piyasalar marttan eylül ayına kadar dibe vuran ve oradan süratle çıkışı ifade eden V tipi ekonomik toparlanmayı satın aldı. Ancak V tipi toparlanma bir türlü gerçekleşmedi ve bundan umut da kesildi.

        -Artık önümüz kış mevsimi. Aşı da yetişmedi, tedavi yöntemi de bulunamadı. Salgında ciddi bir şeklide artıyor. Bu da ikinci dalga diye ifade ediliyor. Dolayısıyla bu kış hem salgınla hem de ekonomilerin ayakta tutulmasının büyük ve zorlu uğraşıyla geçmeye aday.

        -Bu da piyasalar anlamında daha umutlu ve daha iyi beklentiler düzeyinden ya da hayaller aleminden, gerçekler dünyasına dönmek demek. Böyle bir dönüş elbette çok oynaklık yaratabilir ve sarsıcı olabilir.

        -Piyasaların tutunacak yeni dal arayışı hem bundan hem de mevcut dalın artık çok incelmiş olmasından kaynaklanıyor. Bu açıdan bakınca ABD seçimleri piyasaları için iyi bir kurtarıcı rol bile üstlenmiş olabilir. Piyasalar için seçim sonrasını daha önemli kılan da bu.

        FED ARTIK SAHAYA İNER

        -En kötü senaryonun bir ölçüde fiyatlanması, seçim sonrasında yaşanabileceklerin dozunu düşürücü bir etkiye sahip. Riskin gerçekleşmesi durumunda şokun etkisi daha az olabilir.

        -Seçim sonrası umudun bağlanabileceği başka bir gelişme FED’in doğrudan sahaya inmesi olabilir. Bunu seçim öncesinde Trump’a destek verir duruma düşmemek için yapmadı. Ancak seçim sonrasında bu engeli ortadan kalkıyor. Kötü senaryoların gündeme gelmesi halinde FED’in destekleyici adımlarını pekala görebiliriz. Bizzat FED’in varlığını, enseyi fazla karartmamak adına önemli bir gelişme olarak görüyorum.

        -ABD’de seçim sonrası ikinci mali paketin çıkarılması aciliyet kazanırsa yeni başkan koltuğa oturmadan da (20 Ocak) harekete geçilebilir. İki parti arasında görüşmeler zaten belli bir aşamaya gelmişti. Paket üzerinde anlaşılarak Kongre’den geçirilebilir.

        -Oynaklığı yüksek olacak bu dönemde gözler iki gelişmeye çevrilecek.

        Diğer Yazılar