Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Bu yılın kasım enflasyonu yüzde 2.30’a çıkarak serinin başlangıcı olan 2003’ten beri aynı ayın en yüksek rakamına ulaştı. Daha önce Kasım 2007’ye ait yüzde 1.95 artış en yüksekti. Yıllık enflasyon da yüzde 11.89’dan yüzde 14.03’e çıktı. Bu sonuçlarla yıl sonu enflasyon tahmini ve hedefleri de imkansız hale getirdi.

        Enflasyonun bu düzeylere çıkmasında üçlü ayak etkili oldu. Birincisi gıda fiyatları, diğeri ulaştırma, üçüncüsü de otomobili de kapsayan dayanıklı tüketim malları veya buna döviz kurunun etkisi diyelim.

        GIDA, ULAŞTIRMA ETKİSİ

        -Tüketici enflasyonunu beklentilerin üzerinde yükselten kalemlerden biri akaryakıt fiyatlarındaki artıştı. Nitekim ulaştırma sektörü fiyatları kasımda yüzde 4.5 yükseldi.

        -Gıda, enflasyon sepeti içinde en yüksek paya sahip ve fiyatlar kasımda yüzde 4.2 arttı. Gıda fiyatlarındaki yıllık artış yüzde 21.08’i buldu.

        -Gıda fiyatlarını bu kadar yukarı çeken gelişme ise taze sebze ve meyve fiyatlarının bir ayda yüzde 8.58 artmasıydı. Bu grubun yıllık fiyatları yüzde 35.72’ye çıktı ve fiyatı en fazla artan grup oldu.

        -Yıllık bazda fiyatı en çok artan ikinci mal grubu yüzde 26.50 ile altın hariç dayanıklı mallardı. Bu grubun aylık artışı yüzde 5.68 düzeyinde gerçekleşti.

        REKLAM

        TÜFE’NİN % 26’SI OTOMOBİLDEN

        -Grup içinde ağırlığı yüksek olan ise otomobillerden dizel yakıtlı otomobillerin fiyatı kasımda yüzde 10.58, benzinli olanların yüzde 7.97 zamlandı.

        -Dizel otomobil geçen yılın kasım ayında 154.81 bin liradan bu kasımda 275.44 bin liraya yükseldi. Son bir yıllık artış yüzde 77.9’u buldu. Benzinli otomobil de aynı tarihlerde 117.99 bin liradan 177.41 bin liraya çıkarak bir yılda yüzde 50.3 arttı.

        -Fiyat artışlarında etkili ilk faktör kur artışı, ikinci faktör ise vergi artışı. İthalatın önünü kesmek amacıyla ÖTV oranları ciddi oranda artırılmıştı.

        -TÜFE sepeti içinde dizel otomobilin yüzde 3.1573, benzinli otomobilin de yüzde 2.4255 payı bulunuyor. Böylece TÜİK’in enflasyon sepetinin yüzde 5.58’i otomobil fiyatlarından oluşuyor.

        -Yıllık bazda yüzde 14.03’e çıkan tüketici enflasyonunun 3.67 puanı otomobilden geliyor. Bu da mevcut enflasyonun yüzde 26.7’sini oluşturuyor. Yani dörtte birden biraz daha fazlası otomobilden geldi.

        OTO FİYATLARI % 50-88 NASIL ARTTI?

        -Ne garip bir dünya. Ekonomiyi canlandırmak amacıyla negatif faizli kredi ver. Kredili veya kredisiz insanlar otomobil almaya koşsun. Tercih, doğal olarak yabancı otomobil. Dış ticaret açığı büyüyünce de ithal otoların ÖTV’sini artır.

        -Kur artışı ile vergi artışı birleşsin ve otomobil fiyatlarını yıllık yüzde 50-88 aralığına çıkarsın. Sepet içindeki ağırlığından dolayı da enflasyonu azdırsın. Enflasyon da gelip aralık ayında başına bela olsun.

        -Faizlere henüz kasım ayında kalın bir ayar yapılmış ve kur yatışmak üzereyken, enflasyondaki zıplama ile yeniden tansiyonu arttı. Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan da çıkıp “Enflasyonist beklentilerin iyi yönetilmesi ve fiyat istikrarının tesisi için, para ve maliye politikası araçlarımızı eşgüdüm içinde kullanacağız” dedi de, dün kur yeniden yatıştı.

        REKLAM

        -Yani piyasaların anladığı şekliyle yeni faiz artışına kapıyı aralaması üzerine dolar kuru çıktığı 7.92’den geri döndü ve 7.76’ya kadar indi.

        MAYISA KADAR YÜKSEK SEYİR

        -İyi ki böyle bir açıklama yapıldı, iyi ki piyasalar bunu dikkate aldı. TCMB’nin 24 Aralık’ta yapacağı faiz kararı toplantısına kadar yüksek tansiyonlu yolculuktan kurtulduk .

        -Çünkü politika faizi yüzde 15 iken, enflasyon yüzde 14’ün üzerine attı. Reel faiz marjı yine kayboldu ve önümüzdeki aylar için enflasyonun düşeceğinden pek umut yok.

        -Eğer kurda yeni kalıcı bir zıplama meydana gelmeyecekse enflasyon 2021’in mayıs ayına kadar yüksek seyredebilecek ve bazı aylarda yüzde 15’in de üzerine çıkabilecek.

        -Hem baz etkisi düşük hem de maliyet artışı kaynaklı bir baskı zaten var. Üretici fiyat artışı yıllık yüzde 23.11 ile tüketici fiyatlarının önünden gidiyor ve onu da yukarı çekiyor.

        SEPET KUR BİR YILDA % 44 ARTTI

        -İşi bozan döviz kurundaki artış. Kasımdan kasıma son bir yılda aylık ortama üzerinden sepet kur artışı yüzde 44.3. Yarım Euro ve yarım dolardan oluşan sepet kurun aylık ortalaması kasım 2019’da 6.0459’dan bu kasımda 8.7248’e çıktı.

        -Ağustos ile kasım arası sepet kur artışı daha da hızlı. 7.3531’den 8.7248’e çıkan sepet kur 4 ayda yüzde 18.6 arttı. Aynı dönemde TÜFE yüzde 6.4, ÜFE yüzde 13.2 yükseldi. Geçişkenliği yüzde 25 alsak tüketici enflasyonunda yüzde 4.6’yı buluruz. Üzerine de gıda ve ulaştırma gibi diğer etkileri eklersek yüzde 6.4’ü buluruz.

        -Bu gerçekten hareketle eğer enflasyonu durdurmak istiyorsak önce TL’nin değer kaybını durdurmamız, döviz kurunun yükselişini kesmemiz lazım. Enflasyonun sakinleşmesi için öncelikle döviz kurunun sakinleşmesini gerektiriyor. Bunun yolu ne ise o yol bulunmalı.

        REKLAM

        İSTİKRAR TEKTİR, FİYAT İSTİKRARI DA

        -Aksi taktirde kur artışı, ithal mal ve hammadde maliyetlerini artırıyor. O da üretici fiyatlarını yükseltiyor. Gecikmeli de olsa üretici fiyatları tüketici fiyatlarına yansıyor.

        -Tüketici fiyatları döviz kurunu artırıyor, kur faizler üzerinde yükseltici etki yapıyor. Kur, enflasyon ve faiz sarmalı böylece devam edip gidiyor.

        -Enflasyonu oluşturan mal ve hizmetlerin değeri de, kur da, faiz de, finansal varlık değerleri de bir fiyattır. Fiyatlar bileşik kaplar gibi çalışıyor. Ya hepsi veya hiçbiri gibi bir durumla karşı karşıyayız. Biriyle oynayıp diğerini düzeltemeyiz. Ancak döngüyü başlatır, taşmaya yol açar ve dengeyi bozarız.

        -Fiyat istikrarı sadece kaplardan birinde istikrarla sağlanamıyor. İstikrar tektir, ya vardır ya da yoktur.

        Diğer Yazılar