Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Aşılamanın hızlandırılmasıyla Türkiye’de hayatın normalleştirilmesi iki aşamada gerçekleştirildi. Biri sokağa çıkma yasaklarının kalktığı 17 Mayıs, diğeri de hemen hemen tüm kısıtlamaların kalktığı 1 Temmuz. Tam serbestlikle yaz dönemine girilmesi birleşince ciddi bir canlılık da başladı. AVM’ler ve lokantalar doluyor. Ertelenmiş bazı tüketimler yapılıyor. Bunun başında giysi geliyor, tatil geliyor, gezmek ve yemek-içmek geliyor.

        -Hayatın normalleşmesinin etkilerini enflasyon rakamlarında görüyoruz. Yazlığa çıkanlar bazı ev eşyalarını yeniledi. Lokantasını açanlar da. Düğünler en çok ertelenen faaliyetlerdendi. Serbestleşmeyle evlilikler hızlandı ve tabi ki evlerin donatılması lazım. Bütün bunlar ev eşyasına yönelik talebin güçlü seyrettiğine işaret ediyor.

        -İşin bir de arz tarafında bakır, çelik, demir, kereste fiyatlarının dünyada uçup gitmesi gerçeği var. Ev eşyalarının üretimdeki hammadde maliyetleri yükseldi.

        ENFLASYONU AZDIRAN ÜÇLÜ

        -Arzda maliyet artışı ile talep birleşince ortaya Haziran ayında yüzde 4.5’luk ev eşyası fiyat artışı çıktı. TÜİK verilerine göre yüzde 1.94 çıkan haziran ayı enflasyonuna 0.38’lik katkı buradan geldi.

        -Akaryakıt fiyatlarına, eşel-mobil sistemiyle vergi desteği kaldırıldı ve yüklü artışlar yapıldı. Ulaştırma fiyatları da haziranda yüzde 2.79 yükseldi ve enflasyona 0.43 katkıda bulundu.

        REKLAM

        -Otel ve lokantalar da yaygın biçimde açıldı. Biriken zamlar burada da yapıldı. Aylık 3.82’lik artışın enflasyona katkısı 0.23 düzeyinde gerçekleşti. Saydığımız bu üç ana grup aylık enflasyonun yarıdan fazlasını, yüzde 54’ünü oluşturuyor.

        -Yıllık tüketici enflasyonu da yüzde 17.53’e ulaştı. Yıllık bazda en yüksek artış yüzde 26.29 ile ulaştırma, yüzde 25.69 ile ev eşyası ve yüzde 19.99 ile gıda grubunda meydana geldi. Üç grubun enflasyon sepetindeki payı yüzde 50.07. Sepetin yarısını oluşturan üç grubun gerçekleşen yüzde 17.56’lık enflasyondaki payı ise yüzde 62.3. Yani fiyat artışlarını yukarı çeken bir etkide bulundular.

        ÜÇLÜDEN İKİNCİ YARI İÇİN UMUT VAR MI?

        -Tahmin edilenden daha şiddetli bir kuraklık yaşanmasından dolayı gıdada arz tarafında eksiklikler meydana gelebilir. Dünyadaki gıda fiyat artışları da dikkate alınırsa yılın ikinci yarısı için umutlu olmayı zorlaştırıyor. Hem hayat normalleşiyor hem de turizm canlandı. Arz beklenenden düşük talep ise canlıysa sonucu tahmin etmek güç değil.

        -Ulaştırma fiyatları petrole çok bağlı. Orada da dünya fiyatlarında geri gelme pek beklenmiyor. Dünya normalleşiyor ve küresel ekonomi 10 yılların en yüksek düzeyinde büyüyor. Bu ancak enerji ile mümkün. Petrolü ithal ettiğimizden döviz kurunun düzeyi de belirleyici ve kur yüksek seyrini sürdürüyor.

        -Ev eşyasında alımlar hız kesebilir. Ama bundan sonra fiyatları maliyet artışları belirleyecek gibi. Dünya fiyatlarında gerileme sınırlı. Yeni üretimler yeni maliyetler üzerinden yapıldıkça fiyatlar düşmez.

        DÜNYA, DOLAR, PETROL ENGELİ

        -Kaldı ki yüklü elektrik ve doğalgaz zamları temmuz ayında yapıldı. Bu zamların enflasyonu artırıcı etkisi 1.1 puan hesaplanıyor.

        -Alkol ve tütüne bir süredir zam yapılmıyor. Enflasyonu düşürücü şekilde bir vergi ayarlamasına gidiliyor. Enflasyon hafif gevşemeye başlarsa oradaki vergiler de artırılabilir.

        REKLAM

        -Kısaca yaz aylarında enflasyonun düşeceğinden umut yok. Sonbaharda ise ekim ayı ile birlikte baz etkisi gevşetici yönde etki yapabilir.

        -Fakat okulların yaygın bir şekilde açılmasını, hayatın normalleşmesinin getireceği tüketim artışını, döviz kurun seyrini, dünya emtia fiyatlarını ve üretici fiyatlarından tüketici fiyatlarına geçişkenliği de dikkate almamız gerekir.

        GEÇİŞKENLİK NE OLACAK?

        -Ancak o zamana kadar üretici tarafında biriken yüksek fiyat artışlarının tüketici fiyatlarına geçmeye başladığını görebiliriz. Toptan fiyatlar yüzde 42.89 artarken perakende fiyat artışının onun yarısından bile fazla yüzde 60 aşağısında seyretmesi zor olacak.

        -İki enflasyon arasındaki fark 25 puana yükseldi. Normal şartlarda ve asgari düzeyde dörtte bir oranında geçişkenlik beklenir. Bu da tüketici enflasyonuna 6 puan ekler. Normalleşen ve artan taleple birlikte bu geçişkenliği görebiliriz.

        -Öyle görünüyor ki, dünyadan gelen, kur artışıyla beslenen enflasyon şimdi hayatın normalleşmesiyle yeni bir dalga daha yapabilir. Radikal bir adım atılmadan enflasyon düşüşü bu yıl zor görünüyor.

        ENFLASYONA UYUM FİYATLAMASI

        -Haziran ayında ortaya çıkan enflasyon ve ileriye yönelik görünüm finansal varlıklar tarafını da etkiliyor. Faiz oranlarında yukarı yönlü hareket başladı bile. Reel faiz geliri elde etmek isteyenler yükselen enflasyona karşı daha yüksek oranlar talep ediyor.

        -Mesela TL mevduatta 3 aylık vadenin ortalama faizi yüzde 18.91 düzeyinde. Bu faizin stopaj sonrası yıllık neti yüzde 17 ve altı aylık getirisi yüzde 8.5’a denk gelir. Yılın ilk yarısında gerçekleşen enflasyon da aynı düzeyde.

        - Ama aynı vadenin yılbaşındaki faizi yüzde 16.73. Bu orandan geçen altı aylık için hesaplama yaparsak yılın ilk yarısında mevduatın reel bir getirisi olmadığını, enflasyona karşısında küçük oranlı da olsa kaybettirdiğini görürüz.

        REKLAM

        -Yüksek kalacak ve düşüşe geçmesi uzayacak enflasyona göre finansal varlıkların uyumu önümüzdeki dönemde sürebilir.

        FİNANSAL VARLIK YOKSA

        -Hatta bu uyum finansal varlıklarda olamıyorsa reel varlıklar tarafına kayıyor. Tasarruf sahipleri kendilerini enflasyondan koruyacak finansal araç bulamadığında, bizzat enflasyonun kendisine yatırım yapıyor. Bazı dayanıklı malları önceden satın alarak fiyat artışlarından korunma yoluna gidiyorlar.

        -Konut fiyat artışında Türkiye piyasasının dünya liderliği bu nedenledir ki devam ediyor. TCMB’ye göre konut fiyatları son bir yılda yüzde 32.4, reel olarak yüzde 13 arttı.

        -Varlığı yüksek kesimin yat sahibi olma alışkanlığını biliyoruz. Ama son dönemde zenginlerin de yat sahibi olması öyle kolay değil. İlk el yatlar için uzun kuyruklar var, 2023’e gün veriyorlar. Fiyatlar da uçmuş durumda. Sıraya kaynak yapmanın bedeli birkaç 100 bin euro'cuk.

        -Dünyanın en yüksek vergi yüklerinden birinin olduğu Türkiye’de otomobil satışları tam gaz devam ediyor. Pandemi yılı olmasına karşılık 2020’de otomobil satışları bir önceki yıla göre yüzde 57.5 arttı. Bu yılın ilk altı ayında da geçen yılın aynı dönemine göre otomobil satışları yüzde 52.4 daha arttı.

        -Altına şimdilik rağbet düştü ama onun başka nedenleri var. Konuyu yarın işleyeceğim.

        Diğer Yazılar