Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Merkez Bankası yıl sonu enflasyon tahmini 2 puan kadar yukarı çekti ve yüzde 14.1’e çıkardı. Böylece temmuzdan temmuza bir yılda 2021 sonu için Merkez Bankası enflasyon tahminini yüzde 6.2’den önce yüzde 9.4’e, sonra yüzde 12.2’ye ve en son da yüzde 14.1’e artırdı. Gerçekleşme ise muhtemelen daha yüksek çıkacak.

        Çünkü enflasyon hedeflemesine geçilen 2006’dan bu yana resmi enflasyon tahminleri ile gerçekleşmeler arasında ciddi farklılıklar meydana geliyor. Merkez Bankası eski başekonomisti Prof. Dr. Hakan Kara bunun ortalama farkını 3.25 puan ve birikimli farkı da yüzde 50 olarak hesapladı.

        ENFLASYON NİYE ARTIYOR?

        -Kaldı ki bu yıl enflasyon dünyada yükseliyor. Emtia fiyatları yükseldi ve düşmüyor. Türkiye hammadde ve enerji ihtiyacının büyük kısmını ithalatla karşılıyor. TL de yüksek oranlı değer kaybını sürdürüyor.

        -Ayrıca sanayi üretiminde pandemi kaynaklı kısıtlamalar ve ihracat artışı nedeniyle stoklar eritildi. İhracat artmaya devam ediyor ve yurtiçi talep de canlı. Bu koşullarda maliyet artışlarını kimse üzerinde tutmuyor, fiyata yansıtıyor.

        -Tarımda ise tahminlerden daha fazla rekolte kaybı yaşanıyor. Çünkü kuraklık bütün tahminleri aştı. Bu da gıda kaynaklı enflasyonda düşüş ihtimalini azaltıyor.

        REKLAM

        -Bütün bu nedenlerle yılın son çeyreğinde baz etkisi kaynaklı enflasyonda bir gerileme meydana gelse bile, üçüncü çeyrekte yükselişin sürebileceğini ve yıl sonu gerçekleşmesini yeni revize edilen resmi tahminin de üzerine çıkartabileceğini düşündürüyor.

        MERKEZ BANKASI YALNIZ MI KALDI?

        -Yılın üçüncü Enflasyon Raporu'nu açıklayan Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu enflasyonla mücadelede yalnız bırakıldıklarından yakındı ve destek istedi. Kavcıoğlu şunları söyledi:

        “-Enflasyonla ilgili piyasa davranışı bozulmuş durumda. Bunun kontrol edilebilmesi için de bütün kurumların ve firmaların bir ortak mutabakatı sağlaması lazım. Enflasyon konusunda Merkez Bankası yalnız kalmış durumda.

        -Merkez Bankası olarak para politikası anlamında gerekli ve yeterli mücadeleyi verdiğimizi düşünüyorum. Geçen yılın son çeyreğinden itibaren sıkı para politikası duruşumuz ve bunun yansımasıyla kredilerdeki ve iç talepteki ılımlı seyir bunun göstergesi.

        -Dünyada bizim kadar tüketici enflasyonu yaşayan ülke yok. ÜFE ile TÜFE arasındaki farkta bizden daha kötü ülkeler var. Rusya'ya bakın Norveç’e bakın, üretici fiyatları bizden daha fazla TÜFE'nin üzerinde ama Türkiye’de üretici fiyatlarını bahane ederek sanki tüketici fiyatları daha da artacak gibi yorumlar dinliyoruz. Bence daha doğru yerden bakıp bu mücadeleyi ortak olarak sürdürmemiz gerektiğini düşünüyor ve sizlerden destek rica ediyorum.”

        PARA VE KREDİ GENİŞLEMESİ

        -Ancak aynı Merkez Bankası geçen yıl kredilerin artışı için bankacılık sistemine güçlü bir destek verdi. Krediler bir yılda 1 trilyon lira kadar ve yüzde 44’e varan oranda genişledi. GSYH’nın beşte biri düzeyine varan kredi artışına Merkez Bankası’nın verdiği destek ise yaklaşık 500 milyar lira. Bitişikte yine Enflasyon Raporu’ndan alınma TCMB’nin açık piyasa ve swap işlemleriyle bankalara yaptığı fonlamanın toplam tutarı yer alıyor. Pandemi öncesinde 200 milyar lira seviyesinden 700 milyar liraya çıkan bir stok rakamı görülüyor.

        REKLAM

        -Yani enflasyon hızlı yükseldi ama bunun parasal ayağı eksik değil ki. Merkez Bankası büyük bir parasal genişlemeye gitmiş. Bunda pandeminin de etkisi yok değil var. Kamu bankaları öncülük etmiş ve bankacılık sistemine Aktif Rasyosu ile zorla kredi verdirilmiş. Sonuçta Cumhuriyet tarihinin en büyük kredi genişlemesi gerçekleştirilmiş.

        -Üstelik çok düşük faizlerle hatta negatif faizlerle. Krediyi kullanabilen ev, arazi, araba, yat, karavan, mobilya, beyaz eşya, kahverengi eşya almış.

        -Bu nedenle Özel Tüketim Vergisi, KDV ve ithalde KDV gelirlerinde büyük bir artış yaşanıyor. Bu üç dolaylı verginin toplam vergi gelirleri içindeki payı yüzde 50’yi aştı. Bir yıl önce yüzde 48 olan oran yüzde 51.4’e çıktı.

        -Hazine ve Maliye Bakanlığı’na göre bütçedeki vergi gelirleri bu yıl 923 milyar öngörülmüştü. Ama gerçekleşme 1 trilyon 51 milyar olacak. Yani vergi gelirleri bütçede öngörülenden 128.4 milyar lira daha fazla gerçekleşecek. Bu da yüzde 14’lük fark demek ve Bütçe dengesi açısından iyi durum.

        -Özetle vergi gelirlerini patlatan da, enflasyonu azdıran da tarihin en büyük ölçekli kredi artışıdır. Para politikası da kredi artışına destek sağlayacak şekilde ayarlanmıştır. Hem faizleri düşürerek hem fonlama sağlayarak iki taraflı bir destektir bu. Ortada da ifade edildiği gibi sıkı bir para politikası yok.

        -Gelişmeler ve gerçekleşmelerin gösterdiği gibi, enflasyonla mücadelede başarıya ulaşmak için, ille de özel sektörün yardımına ihtiyaç yoktur, öncelikle sıkı para politikasına ihtiyaç vardır.

        Diğer Yazılar