Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Küresel piyasalar da yerel piyasalar da ayrı ayrı dinamiklerden dolayı karıştı ve daha da karışmaya aday görüyor. Küresel piyasalarından da etkilenen Türkiye piyasaları ise negatif ayrışıyor.

        Türkiye özelinde başlarsak yerli dinamik olarak faizlerdeki erken ve yüksek oranlı indirim piyasaları karıştırdı. Önce Cumhurbaşkanı’nın Haziran ve Ağustos ayı başında bu yönde açıklaması vardı. Üzerine Merkez Bankası’nın 1 Eylül’de yatırımcı sunumu ve 8 Eylül’de Başkan Şahap Kavcıoğlu’nun manşet enflasyon hedeflemesi yerine çekirdek enflasyonun geçirileceğini açıklaması eklendi. Erken bir faiz indirimi fiyatlanmaya başlandı ve 23 Eylül’de tahmin edilenin ötesinde faizler 1 puan düşürdü. Bizim piyasalar da eylül ayı başından itibaren performans kaybına uğradı.

        TERS TEPTİ

        ­-Tam bu sırada dünyada riskler artmaya başladığından faiz indirimi ters tepti. Hazine faizleri yükseldi, dolar sıçradı, TL varlıkları geriledi ve Türkiye dünyadan negatif ayrışmaya başladı.

        -25 Haziran’dan bu yana sürmekte olan TL güçlenmesi 2 Eylül’de yüzde 6.3’e vararak son buldu. O tarihten 24 Eylül’e kadar geçen dönemde TL’nin değer kaybı yüzde 6.7’yi buldu. TL iki ayı aşkın zamandaki değerlenmesini 3 haftada fazlasıyla geri verdi. 25 Haziran’da 8.8061’i gören dolar, 2 Eylül’de 8.2526’ya indikten sonra 24 Eylül’de 8.8945’e çıkarak yeni rekor kırdı.

        REKLAM

        -Merkez Bankası faiz indirmesine karşılık ikinci el piyasada hazine tahvillerinin faizi yükseldi. 2 yıllık gösterge tahvilinin faizi 2 günde 1.3 puan artışla yüzde 18.38’e, 10 yıllık gösterge tahvilinin faizi de 1.9 puanlık artışla yüzde 18.55’e çıktı. Kısa vadeli faiz indirimi tahvil piyasasına faiz bindirimi şeklinde yansıdı.

        -Türkiye’nin risk primi göstergesi CDS’lerin faiz oranı yüzde 4.3 artışla 403 puana yükseldi.

        -Hisse senedi borsasında ise MSCI Endeksi ile son iki günde yüzde 5.4, aybaşına göre yüzde 13.6 düşüş meydana geldi. Aynı dönemde eşdeğer gelişmekte olan borsaların kaybı ise aybaşına göre yüzde 3.3 düzeyinde kaldı.

        ÇİN İŞKENCESİ BİTMEDİ!

        -Dünyada ise Çinli gayrimenkul şirketi Evergrande’ın ne olacağı belirsizlik ve risk kaynağı. Çin’in şirketi kurtarmaya parası var. Ancak şimdiye kadar buna niyetlenmedi. Belki eninde sonunda olacak olan bu. Ya parçalayarak ya devletleştirerek ya da nakit aktararak kurtarmayı yapabilir.

        -Normalde şirketin batışı dünya piyasaları için bir Lehman Brothers değil. Çünkü 320 milyar dolarlık borcun sadece 20 milyar doları dışarıya. 300 milyar doları ise içeriye, Çinli bankalara ve finansal kuruluşlar ile şirketlere.

        -Batma durumunda asıl zarar vereceği yer Çinli finansal kesim ve Çin ekonomisi. Buradan hareketle kurtarma olmazsa Çin kendi ayağına sıkmış olacak.

        Bu durumun görülmesiyle geçen hafta piyasaların endişesi kısmen azaldı. Ama kaybolmadı. Çünkü sorun sürüyor.

        -Ya Çin devleti kurtarmaz, kendi ayağına kurşun sıkarsa ne olacak? Sorun önce Çin finansal sistemine geçecek, oradan da bulaşıcılık etkisiyle küresel piyasaların sarsılması söz konusu olabilir.

        TAPERING TAMAM, FAİZ FALINA DEVAM

        - Küresel piyasaların diğer sorunu tahvil azaltımı ise geçen haftaki Fed toplantısıyla büyük ölçüde netleşti. İş sadece resmiyete ve uygulamaya kaldı.

        REKLAM

        -3 Kasım’da yapılacak toplantıda tapering programı kesinleşecek. Ayda ne kadar azaltma yapılacağı belli olacak. Sonlanma tarihi Temmuz 2022 olarak Fed Başkanı tarafından belirtildi.

        -Küresel piyasaların gündemi de 'faiz falı' açmaya döndü. Bundan sonra küresel piyasaların bütün dikkati bankanın faiz artış takvimine ve artış hızına çevrildi.

        -Fed’in gösterge faizi halen yüzde 0-0.25 bandında bulunuyor. Başkan Jerome Powell önceki konuşmalarında bankanın uzun vadeli faiz seviyesini yüzde 2.5 olarak hedeflediğini duyurmuştu. Nitekim 22 Eylül faiz kararı açıklamasının dokümanları arasında bu rakam da yer aldı.

        FAİZ ARTIRIMI SERTLEŞİR Mİ?

        -Geçen hafta yapılan FOMC toplantısında Fed üyeleri arasında 2022’ye yönelik faiz takvimi konusunda uzlaşma olmadığı anlaşılıyor.

        -2023 ve 2024 için 3’er artıştan toplam 6 artış olabileceği öngörülüyor. Bunların her birinde 25 baz puanlık artış yapıldığında 2024 sonu itibariyle gösterge faiz oranı yüzde 1.75 seviyesine çıkıyor.

        -Ama bu rakam bankanın söz konusu dönem için öngördüğü yüzde 2.5’lik seviyenin oldukça altında kalıyor. Bu durumda Fed bazı artışları ya daha sert yapacak ya da tapering’in sonlanmasını takiben 2022 sonuna kadar 2 faiz artışına birden gidecek.

        KULAKLAR FED’DE GÖZLER COVID’DE

        -Tabii tüm bu adımlar atılmadan önce küresel tedarik zincirinin gelişimi, üretim ve istihdam konuları başta olmak üzere pek çok veriye bakmak gerekecek.

        -Özellikle enflasyonun gerek ABD ve gerekse küresel çaptaki seyri bu adımların takvimini büyük ölçüde etkileyecek.

        -Takvimi tamamen belirleyecek konu ise yine Covid olacak.

        -Yeni türevlerin çıkması ve küresel mücadelede yaşanacak olası bir geri adım, Fed’in değil tapering’i sonlandırması, belki üzerine bile koymasına neden olabilir.

        -Özetle ekonomi dünyasının ve küresel piyasaların kulağı Fed'de ama gözleri yine Covid’in üzerinde olmaya devam edecek.

        Diğer Yazılar