Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Bir haftalık aradan sonra Merkez Bankası dövize ikinci kez müdahale etti. Üstelik bu müdahale 7 yıl sonra yapılan ilk doğrudan müdahale oldu. Olması gereken gibi, kamu bankalarını aracı olarak kullanmadan ve üzerine örtü atmadan, açık bir müdahale yapıldı. Banka’nın bu müdahalede yaklaşık 500 milyon dolar sattığı belirtiliyor.

        Müdahale ile birlikte 14 liraya dayanmış dolar kuru 1.45 lira kadar geriledi. 13.8760’tan 12.4205’e kadar inen dolarda gün içinde yüzde 10 düşüş meydana geldi. Sonra yeniden 13 TL’nin üzerine atan dolar kuru günü sınırlı kayıpla sakinleşerek kapattı.

        NEGATİF FAİZDEN KAÇIŞ

        -Oynaklık aynen ilk müdahalenin yapıldığı 23 Kasım Salı günündeki gibi, çok yüksekti. Bu da piyasanın sığ olduğunu, müdahalenin işe yaradığını, kurun artışını yumuşatıldığını gösteriyor.

        -Zaten olması gereken de, faiz düşürme sürecinin dövize müdahaleler ile götürülmesidir.

        Çünkü faizler enflasyonun altına indirildikçe, negatif faizler büyüyünce, TL’den kaçışlar sürer.

        -Maaşını alan bile ay başında veya ay ortasında dövize gider veya değer kaybetmeyecek bir finansal araca yönelir, ilerleyen günlerde bozdurup bozdurup harcar. 90’lı yıllarda bunun en iyi aracı yatırım fonlarıydı, getirileri bugünden daha iyiydi.

        REKLAM

        -Negatif faizden kaçışta gidilecek fazla seçenek de yok. Finansal enstrüman açısından Türkiye zenginleşmiş, derinleşmiş bir pazar haline henüz gelemedi. Arsa, borsa, altın arasında gider gelir para. Ya da doğrudan tüketime yönelir.

        -Negatif faizden kaçışın, dolarize bir ekonomide dövize doğru olması da normaldir. Ancak bu yönelme sürecinde kurun aşırı yükselmesinin ve aşırı oynaklığının bir şekilde törpülenmesi de gerekir.

        DÖVİZ SATIŞI TEK SEÇENEK

        -Faiz düşürürken, bunu sıkı para politikası veya faiz artırarak yapılamayacağından geriye tek bir seçenek kalıyor, döviz satışı. Bu nedenle rezerv kaybını göze almak ve müdahalelerin devamını beklemek lazımdır.

        -Döviz satışları gerekli, müdahale zorunlu olmasına rağmen, kur yükselişini durdurmaya yetmeyebilir. Ya da çok kısa vadeli işe yarar. Çünkü düşük kalması istenen faiz, kur değil. Hatta kurun yüksek kalması amaçlanıyor. 2019-2020 döneminden bir fark burada.

        -Zaten kuru yükselten faiz indirimleri ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni ekonomik model söylemi. Söylem değişir ve faiz indirimleri son bulursa elbette durum değişir.

        -TCMB faiz indirim sürecinin değerlendirilmesi için aralık ayına randevu verdi. 16 Aralık’taki toplantısında “az bir alan kaldığını” belirttiği faiz indirimine tamam mı, devam mı diye karar verecek.

        -Cumhurbaşkanı’nın söylemi ise “Kur bugün artar, yarın düşer” çizgisine doğru evrilebilir. Bu ifadeyi de faizlerin düşürülmeye başlandığı eylülden bu yana ilk kez dün kullandı.

        14 LİRA MÜDAHALE SINIRI MI?

        -Oynaklık ve aşırı yükseliş yanında Merkez Bankası müdahalesinin aynı zamanda seviyeye yapıldığının işaretleri var. Önceki müdahale de, dünkü müdahale de 13.5 TL seviyesinin geçilmesiyle yapıldı. İki müdahalenin aynı düzeylerde yapılması 14 lira ve üstüne bir set çekme, savunma kurma isteğini yansıtıyor.

        -Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşması da buna ilişkin ipuçları veriyor. “Döviz kurunda gördüğümüz son hareketlerin temeli olmadığı açıktır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan “Seçim öncesine kadar ciddi manada bu faizin düştüğünü, bu kuru tetikleyen yüksek faizin de düşüşü sebebiyle kurda da ciddi bir iyileşme olduğunu hep birlikte göreceğiz. Tabii ki takvim veremem. Böyle bir süreç olacak” şeklinde konuştu.

        -Demek ki kısa vadede 14 lira seviyesine yaklaşıldığında yine müdahale gelebilir. Bu seviye geçilmedikten sonra kur istediği kadar oynasın, müdahaleye gerek duyulmayabilir.

        Diğer Yazılar