Depremin ekonomik faturası da yüksek
Dün akşam itibariyle depremde ölenlerin sayısı 5 bini geçmişti. Kurtarma ve enkaz kaldırma çalışmaları sürüyor, nihai sayı kaça yükselir bilinmez. Depremin ülkemize en büyük faturası şüphesiz ki can kayıplarıdır.
➔Buna da depreme dayanıklı bina yapmayışımız yol açıyor. “Deprem öldürmez, bina öldürür” sözü böylece her depremde doğrulanıyor.
➔Dün de işlediğimiz gibi Türkiye deprem sayısında dünya altıncısı iken, can kayıplarında dünya üçüncüsüdür.
FAY HATLARINDAKİ ŞEHİR VE SANAYİ TESİSLERİ
➔Geçmiş depremlerden bazı dersler de alıyoruz. Ama bu dersler sadece depremin yıktığı şehirlerle sınırlı kalıyor. Depremlere hazırlıksız yakalanıyoruz.
➔Mesela geçmişte büyük depremler yaşayan Erzincan ve Sakarya’da çok katlı binaları görmüyoruz.
➔Ama şehirler çoğunlukla deprem faylarının üstüne veya yakınına kurulu. Makro bir plan yapılarak şehirlerin kaydırılması veya sanayi tesislerinin zemini sağlam arazilere kurulması yoluna zamanında gidilmemiş.
➔10 ile yayılan ve ardı ardına olan iki büyük depremde de benzer durum var. Fay hattında veya yakınındaki bu 10 şehirde binaların da dayanıksızlığı nedeniyle yıkım ve can kayıpları büyük oldu.
➔Maraş depremi şiddet ve alan olarak 1999 Marmara depreminden daha büyük. Yaratacağı insani kayıplar inşallah o depremin çok altında kalır.
1999 BOYUTUNDAYSA 50-60 MİLYAR DOLAR OLUR
➔Bizim konumuz ise bu depremin ortaya çıkartacağı ekonomik faturayla ilgili. Sonuçta milli gelire yüzde 10 katkı veren bir bölgedeki felaketten bahsediyoruz.
➔Düzelme ve normale dönüş, üretimin devreye girmesi, ihracata ve istihdama katkı belli bir zamanı alır.
➔Marmara depreminin toplam faturasını o zamanın DPT’si 15-19 milyar dolar, Dünya Bankası 12-17 milyar dolar ve TÜSİAD 17 milyar dolar bulmuştu.
➔Biz ortalama 15 milyar dolar olarak alalım. Bu rakamın aynı yılın 254 milyar dolarlık GSYH’ya oranı ise yüzde 5.9’a ulaştı.
➔Aynı oranla hareket edersek bu kez 50-60 milyar dolarlık bir fatura ortaya çıkabilir. Tabi ki bu fatura bir yılda ödenmeyecek, zamana yayılacak.
BÜYÜMEYİ 1 PUAN AZALTABİLİR
➔1999’da ekonomi yüzde 3.3 oranında daralmıştı. Ama daralmanın başlangıcı ve ana kaynağı deprem değildi. Bir önceki yıldan devralınan Asya-Rusya krizi il ekonomik zayıflığın bir sonucuydu.
➔O zaman deprem büyümenin trendini değiştirmedi. Ama daralmanın boyutunu artırdı.
➔Şimdiki depremin de 99 depremine yakın veya daha büyük, etkilediği alanın milli gelire katkısının yakın olduğu dikkate alınırsa büyümeyi benzer oranda aşağı çekebilir.
➔O zamanki depremin negatif etkisi GSYH’yı yüzde 1 civarında düşürdüğüydü. Şimdikinin de yüzde 1 civarında çıkabileceği tahmin edilebilir.
➔Bu yıl yüzde 5-6 büyüyeceğimiz vardı ise depremle 1 puan kadar aşağı gelerek yüzde 4-5 büyümeye inebiliriz.
BORSA İŞLEMLERİ
➔Depremin borsaya etkisi de büyümeye benzerdi. 1999 depremi yükselmekte olan borsayı yolundan çevirmedi. Ama deprem sırasında borsa 9 gün süreyle işlemlere kapatmıştı.
➔Açıldığında yüzde 10.3 kayba uğradıysa da, sonraki 7 iş gününde bu kaybını geri aldı ve yükselişini sürdürdü.
➔Şimdi ise geçmişte yaşanan bu pozitif tecrübeye karşılık borsa işlemlere kapatılmadı ama iki gündeki kayıplar yine yüzde 10.2’ye vardı.
➔Bu işlemler de deprem bölgesindeki 381 bin borsa yatırımcılarından yoksun olarak yapıldı. Çünkü bu yatırımcılar yaşıyor olsalar bile piyasaya katılımları mümkün değil. Haberleşme kanalları kesilmiş, psikolojileri ve belki sağlıkları da bozulmuştur.
➔Sadece bölgedeki yatırımcılar değil depreme maruz kalanlarla akrabalık ilişkisi içindeki diğer yatırımcıların da bu sırada sağlıklı karar vermesi ve işlem yapmasının zor olduğu bir durumdan bahsediyoruz.
➔Bu nedenle borsa işlemlerinin 1999’da olduğu gibi, durdurulması yerinde bir karar olurdu.
➔Depremin bir iken ikiye çıkması, şiddetinin sonradan yükseltilmesi dikkate alındığında işleme kapatma hala yapılabilir ama köprünün altından da bir hayli su aktı.