Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Daredevil hepimizin çok iyi bildiği bir süper kahramandır, içlerinden belki de en şiddet dolu olanıdır, ama buna rağmen insancıl tarafını bir kenara bırakmaz, çünkü bırakırsa adaletin sağlanamayacağını düşünür. Daredevil’in ilkesi adam öldürmeden, bozulan şehrin geleceğini kurtarmasıdır, ama bu göründüğü kadar kolay değildir. Çocukluğundan beri içindeki öfkeden kurtulamayan Daredevil, kendisine yapılan adaletsizliği ortaya çıkarmak için, maskeli adama dönüşür. Önceleri siyah bir kıyafet ve maskeyle savaşan Daredevil sonraları kendine daha şık bir süper kahraman kıyafeti yaratacaktır. Kör olduğu için, başka duyuları gelişen Daredevil, nice dövüşçüden daha dayanıklı ve yeteneklidir, bu yüzden onun özel olduğunu düşünürler.

        Süper kahraman filmlerinin en kötülerinden biri olan “Daredevil”ın dizisi yayınlandı ve izlenme rekorları kırdı, peki neden? Bu soruya yanıt vermeden evvel, filmin başarısız oluşunun sebeplerini dile getirelim.

        2.35: 1 teknik formatla çekilen filmde çok fazla montajlanan sahne olması ve çizgi romanın konseptini yakalayamaması sebebiyle ne yazık ki, beklenen ilgiyi göremedi. Spiderman-vari manevralarla yolunu çizen filmin, karanlık ve daha sert olması gerekirken, tam tersi oldu. Daredevil kahramanına uymayan bir karakter ve hikâye yaratan film yapımcıları, sadece süper kahraman mantığına ağırlık verdiler, dolayısıyla bu da Marvel’a karşı yapılan bir haksızlık oldu.

        Sadece bir kostümden ibaret olan Daredevil kahramanı, etrafta dolanan kanunsuz bir sokak savaşçısı gibiydi, hâlbuki çizgi romanın içinde ne büyük dersler vardı, onların hiç birisini hikâyede göremedik. Daha da ileri gidersek; Daredevil kisvesini üzerine giyen Ben Affleck’in güzel bir süper kahraman olamayacağı en baştan belliydi. Kulağımıza çalınan bir bilgiye göre; Affleck, Edward Norton,Mark Wahlberg veVin Dieselgibi oyuncuların arasından sıyrılarak bu rolü almıştı. Daredevil’i belki onlardan biri canlandırmış olsaydı, film daha iyi olabilirdi, bu sadece bir tahmin! Velhasıl, Affleck filmi aşağılara çektikçe çekti ve bu da izleyiciyi mutsuz etti.

        FİLME HÂKİM OLAN KLİŞELER

        Klişelerle boğuşan film, flashback sahnelerde elinden geleni yaparken, flashforward sahnelerde ise tamamen ipleri elinden bıraktı, yani esas serüvenin başladığı noktada saçmalamaya başladı, böylece hikâye mantığını yitirmiş oldu. İnandırıcılıktan uzaklaşan film, kafaya özgü takılarak ciddiyetini kaybetti, bu da yüzeysellikle boğuşmasına neden oldu. Senaryodaki karakterlerin gelişigüzel davranışlarını da ilave edersek, çizgi roman hayranlarının hoş ve boş bir film izlediklerinin teminatını ellerine tutuşturdu. Sözün özü; çizgi romanlarla haşır neşir olanlar için çerezlikti.

        Tüm bunlar bir kenara, Daredevil’in babasıyla olan ilişkisini, körlüğünü, adalet duygusunu ve yeni kimliğinin ortaya çıkış amacını, güzelce özetleyen çizgi roman bize öyle bir haz veriyordu ki, filmin aynı hazzı vermiyor oluşu, içimizde bir çığ gibi büyüdü. Tabi bir de şu var: koskoca çizgi romanı 100 dakikada anlatmak kolay değil, ancak yapılamayacak diye de bir kural yok. Önemli olan filmi planlı bir taslağa oturtup, onun üzerinden gitmek, ya da iyi bir storyboard çizmek… Filmdeki durum bundan ibaretken, dizideki durum ise bunun tam tersi. Hikâyeyi geniş bir alana yayarak, süre sıkıntısı yaşamayan dizi detaylara daha fazla ağırlık verip, çizgi romana bağlı kaldı ve karakteri olması gerektiği gibi işledi.

        DAREDEVİL EFSANESİ

        Diziyi tahlil etmeye başlamadan önce Daredevil hakkında kısa bilgiler verelim. Gerçek adı Matt Murdock olan Marvel karakteri Daredevil gündüzleri avukatlık yapan, geceleri de kötü adamlarla dövüşen bir kahramandır. Baş düşmanı ise babasını öldürtenKingpin'dir. Matt 12 yaşında gözlerine radyoaktif madde dökülmesiyle kör olmuştur. Beş duyusundan birini kaybeden Matt, bunun karşılığında diğer güçlenen 4 duyusu ile müthiş işler başarmıştır. Nedenini soracak olursanız söyleyelim: beş duyu organlarından birini kaybeden kişilerin, diğer duyuları daha fazla çalışır, çünkü kaybedilen duyuyu o şekilde yerine koymaya çalışırlar. Aynı Matt gibi… Kulakları radar görevi gören Matt’in çevikliği de cabası!

        DİZİ NEDEN TUTTU?

        Gelelim dizinin neden tuttuğuna… Neo-noir bir süper kahraman olan Matt’i aynı çizgi romandaki gibi işleyen dizi, Matt’in sertliğini, dayanıklılığını, mücadeleci ruhunu, adalet severliğini ve korkusuzluğunu, şiddetin dozunu arttırarak ekrana yansıtıyor. Karakterin her bir detayını sıkı bir şekilde irdeleyen yaratıcılar, sadece görselliğe önem vermedikleri için, hikâyeyi daha net kavramamız adına, geçmiş ve günümüzü ortak paydada birleştiriyorlar. Yani şu soruyu sormamıza mahal vermiyorlar: “bu karakter neden bu hale geldi, neler yaşadı?” Oysa bunu filmde sürekli soruyorduk, çünkü bir türlü aydınlanmıyorduk, sebebi de beyazperdedeki süper kahraman filmlerinin kalitesinin düşmesi ve hedef kitlenin gençlerden oluşmasıydı. Christopher Nolan’ın kahraman filmleri hariç!

        Genel çerçevede; karakterlerin-özellikle Daredevil- dünyasına dalış yapmamıza izin veren Daredevil, onun yaşadığı duyguları bize aktararak, onunla ilişki kurmamız adına tüm engelleri aşmamızı istiyor ve bununla beraber içselleştirme olgusunu kökleştiriyor ki, hikâyeyi net bir biçimde algılayalım. Öyküleme tekniğini görsellikle başarılı bir biçimde tamamlayan yaratıcılar, Daredevil’in korkusuzluğundan ötürü gözükara olduğunu, intikam amacıyla insanları öldürmek için yanıp tutuşmadığını, aksine onlara ders vermek için, süper kahramana dönüştüğünü dile getiriyor. Bu minvalde, işin psikolojik boyutunu da tartışan dizi, araya eklediği öğretici sahnelerle hayatımızın pamuk ipliğine bağlı olduğunu, dolayısıyla manevi gücün ve kudretin bazen çok fazla kapıyı zorlayacağını nitelendiriyor. Karakterle özdeşleşmenin zorluğunu bize yaşatmayan dizi, dövüş sahneleriyle karakterin içindeki öfkenin dışarı çıkmasına vesile oluyor. Dövüş sahnelerinin çok haşin olmasına karşın, diziyi şiddetle ilişkilendirmiyoruz, zira böyle olmasaydı dizi çok yavan dururdu ve hesaplaşma hikâyesine dönüşürdü, bunu da hiç istemezdik doğrusu... Seyirciye filmdeki gibi aynı anda her şeyi vermeyen dizi, karanlıklardan yükselen bir kahraman mitini klişe sahnelere ve teknolojik efektlere başvurmadan oluşturması, gerçekten de çizgi romanı güzelce incelediklerinin bir göstergesi… Batman’e benzettiğimiz Daredevil’in inişli ve çıkışlı yaşamından kesitler sunan dizide, keşke öyle değil böyle olsaydı dediğimiz ufak bir ayrıntı da yok değil. Daredevil’in siyah kostümü biraz basit geldi, üzerinde daha çok çalışılıp farklı bir kostüm tasarlanabilirdi. Bu da dizinin mavi boncuğu olsun

        ULTRA ÖZEL GÜÇLERİ OLMAYAN SÜPER KAHRAMAN

        Başka bir okumayla; özel güçleri olan süper kahramanlardan ayrılan Daredevil, dramatik yönleri ağır basan bir karaktere ivme kazandırarak, ‘ultra’ kelimesini hikâyenin altına gizleyip, yalın kelimesinden besleniyor. Bu şu demek oluyor: karakterin en önemli gücü dövüşmeyi çok iyi biliyor oluşu. Buradan hareketle; Meta-insanı perdeye ışınlayan süper kahramanlar ve diziler ne yazık ki çuvallıyorlar.

        Çıkan sonuca göre; Daredevil, hikâyeye gereksiz yan karakterler eklemeden çizgisinde ilerleyen, mantık hatalarına yer vermeyen sıkı bir dizi, şayet filmi boşa heba edilmemiş olsaydı iyi olurdu. Bunu açalım: filmin kötü eleştirmelere maruz kalmasından ötürü dizisini yapmak istediler. Film biraz aceleye getirilmiş hissi uyandırıyordu izleyende… Dizideki karakterin sınır tanımayan hamleleri sayesinde, dizi filmin önüne geçti. Daredevil dizisinin çekildiğini öğrendiğimizde aman ne gerek vardı demiştik, tabi izleyince bu düşüncemiz değişti, hem de öyle bir değişti ki, tamamıyla bağlandık diziye… Yazıya nokta koymadan önce son bir şeyi daha paylaşmak istiyoruz: Dizinin ana tema müziği bile dizinin kalitesini ortaya koyuyor, müziği her dinlediğinizde kafanızda bazı sekanslar yerine oturuyor ve neyin niçin yapıldığını rahatlıkla anlıyorsunuz. 1964 yılında Marvel Comics tarafından yayınlanan çizgi roman umarız nice dizilere ve filmlere sorunsuz bir şekilde konu olur da, Marvel’ın ruhu zarar görmez.

        Diğer Yazılar