Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Hayatınız kıymetli, onu tüketmeyin, tüketmeyin ki her yaşın güzelliğini yaşayabilin. Her şeyi zamanında yapın ki, sürekli geçmişe takılıp kalmayın. Sürekli geleceğinizi düşünmeyin ki, anda kalabilin. Bunları hepimiz çok iyi biliyoruz, ama kaçımız uyguluyoruz? İş uygulama aşamasına geldi mi, korkup kaçıyoruz. Her yaşın kendine göre olumlu ya da olumsuz tarafları var, önemli olan zihnimizi özgür bırakarak yapabileceklerimizi görmek… Mesela kimimiz genç kalmak ister, kimimiz de tecrübe sahibi olmak için, olgunlaşmayı bekler. O bekleme aşamasında hayatı kaçırdığınızda bir daha ucundan yakalayamıyorsunuz, çünkü zaman aktıkça akıyor. Filmler bize gerçeklerin yansımasını gösteriyorlar, o gerçekleri özümseyip özümsememek ise bize kalmış!

        Çoğu zaman Ben Stiller mi, yoksa Adam Sandlar mı daha çok güldürüyor diye sorarlar. Her ikisi de güldürüyor, ama son zamanlarda Ben Stiller’dan çok başarılı işler çıktığı açıkça ortada…

        Ben Stiller’ın konusunu açtık, çünkü Temmuz ayının son haftası Stiller’ın “While We Are Young” isimli filmi vizyona giriyor. Bunu nasıl mı öğrendik? Açıklayalım… “Ted 2” filmini izlemeye gitmişken, aniden önümüze çıkan koca bir poster dikkatimizi çekti. O poster Stiller’ın filmiydi. Peki, neden filmin reklamını hiçbir yerde görmedik, ya da vizyona gireceğine dair haber çıkmadı? Gerçekten çok enteresan! İstanbul Film Festivalinde ilgiyle karşılanan “While We Are Young”, gençlik ateşiyle dolu 40 yaşlarındaki çiftin hayallerine balıklama dalan ve o hayalleri gerçekleştirmeleri adına sahne aralarına yapıcı hayat dersleri yerleştiren yarı didaktik bir film…

        BAZI İNSANLAR HALA ÇOCUKTUR

        Bazı insanların içinde küçük bir çocuk yatar, o çocuk onlara çılgınlıklar yaptırır. Görünüşlerine aldırmadan gençliklerine dönerler, ama bu dönüşün bazı riskleri vardır. Tıpkı Josh ve Cornelia gibi… Onların yaşındakiler çoktan çocuk sahibi oldukları için, çocuklarını nasıl büyüteceklerini düşünürlerken, Josh ve Cornelia da kaçan treni yakalamaya çalışırlar, ama o tren çoktan kaçtı, kaçan trenin arkasından el sallamak ne yazık ki içi kof bir eylem! Gençlerin yaptıklarını yapmak insanı bir süre zinde tutar, ama bir süre sonra aradaki mesafe, enerji çakışması nedeniyle artmaya başlar, işte o zaman işin içinden çıkamayacakları gerçeğiyle baş başa kalırlar. O gerçek şudur: ‘beyin özgürdür, fakat beden değil!’ Fiziksel bedeni bir yere kadar zorlayabilirsiniz, ama bir zaman sonra bedende bazı arazlar meydana gelir ve önünüzü dahi düzgün göremezsiniz.

        ‘Şeytana uyma, hayatını yaşa’ diye meşhur biz söz vardır, bu sözü Josh ve Cornelia çiftine hediye ediyoruz, çünkü içlerinde ukde kalmış şeyleri açığa çıkaran yeni tanıştıkları genç çift, hayatlarının her alanına müdahale ediyor, onlar da müdahale yetkisini onlara teslim ediyorlar. Ama iyi ki de tanışmışlar, yoksa nasıl farkındalık yaşayacaklardı ki?

        Çocuk sahibi olmanın büyük bir sorumluluk olduğunu gösteren film, hayatı dolu dolu yaşadıktan sonra, çocuk sahibi olmanın daha iyi olduğuna dikkat çekiyor, aksi takdirde hep bir geriye dönüş oluyor. Tabi şunu da unutmamak lazım: bir şeye sahip olmak kolay, peki onu elde tutmak? Orada duralım! Elde tutmak için önce onu kabullenmek gerekiyor, yani sorumluluğun özünü kavramak… Mesela, çocuk sahibi olan çiftleri gördükçe silkelenen Josh ve Cornelia onların tatlı suratlarıyla neşe buluyorlar.

        Başka bir okumayla; birileri için, hayatınızın yönünü değiştirirseniz, kim olduğunuzu unutuyorsunuz, tabi bir de karşınızdaki insana kolay kanmamanız lazım. Özellikle de gençlere! Gençler büyüklerin tecrübesinden yararlanmaya çalışarak, onların güvenlerini suiistimal ediyorlar, bir de sizin açığınızı buldular mı, kaçışınız yok!

        REFERANS FİLM GLORİA

        O yazıyı okumak için...

        Dramatik bir çerçevede ilerleyen filme, komik ve uçuk sahneler ekleyen yönetmen, bağımsız oluşunun gücünü, çektiği film karelerinden alıyor. Eğlenceli metotlarla kadraja aldığı karakterlerle bizi özdeşleştiren yönetmen, onları tanımamıza ve hatta onlardan bir şeyler öğrenebilmemize olanak sağlayarak, sanki bizi testten geçiriyor. Keşif filmi olarak tanımladığımız “While We Are Young” aslında çok önemli bir detaya parmak basıyor: “yarattığınız ve ortaya koyduğunuz projelerden kimseye bahsetmeyin”. Fikir hırsızlığının büyük bir suç olduğuna değinen yönetmen, dereyi görmeden paçayı sıvamanın doğru olmadığına vurgu yaparak, sadece kendinize güvenmeniz gerektiğinin temellerini atıyor ve istatistiki olarak insanın içinde, her zaman yüzde birlik bir şüphe olduğunun sınırlarını çiziyor.

        Buradan şöyle bir mantık çıkarmak mümkün: tanımadığınız insanlara yaklaşırken, arkadaş olurken, onları özelinize almayın ki, sonradan sorun çıkmasın. Kimin ne yapacağı hiç belli olmuyor, değil mi? Karşınızdaki insandan emin olana kadar, Pandora’nın Kutusu olun ve o kutuya paylaşmak istemediğiniz bilgilerinizi koyarak kilitleyin. Bazen kapalı kutu olmak iyidir! Kırılma noktalarınızı doğru kişiler aracılığıyla yönetmeniz, gidişatınızın yanlış yerlere sapmamanız adına yararı olacaktır, aksi halde sonunuz, Josh ve Cornelia gibi olabilir.

        Yukarıdaki paragraflarda tecrübeden bahsetmiştik, gençlerin yaptığı hataları, her zaman yetişkinler toparlıyor ve toparlarken de onlardan bir şeyler öğreniyorlar. Yine de gençler belirli bir noktada iyice denizin dibine doğru batıyorlar, çünkü onların püf noktaları yok. Her ne yaparlarsa yapsınlar kazanan yetişkinler oluyor. Alın size deneyim!

        Genel itibariyle; sıcak bir aile filmi statüsünde olan film, bizim klasik Yeşilçam filmlerine benziyor, bu bağlamda önemli mesajları ironik olarak hikâyenin belkemiğine yerleştiren yönetmen, birlik ve beraberlikten doğan sinerjinin, insan hayatındaki konumuna değiniyor. Paramparça olan yaşantıları, kavgaları, hüznü, mutluluğu, sevinci, coşkuyu, mücadeleyi, acıları ve buna benzer diğer duyguları su yüzeyine çıkartan film, Naomi Watts ve Ben Stiller’ın usta oyunculuklarıyla keyifli bir serüvene dönüşüyor. Kulağımıza çalınan bir bilgiye göre; film Charles Grodin’in oynadığı "The Heartbreak Kid"in remake versiyonu…

        Kıssadan hisse; “While We Are Young” mizahı yerli yerinde kullanan, gençler ve yetişkinler üzerine bazı açıklamalarda bulunan ve ilişkilerdeki zorlukları aktaran kendi halinde bir film… 10.000.000 dolar bütçeli, 1.85: 1 formatla çekilen film, sinematografik ve teknik açıdan belki çok büyük bir şey vaat etmiyor, ama izleyenleri düşündürüp, sert bir tokat atıyor, sebebi de kendimizdeki farklılıkları rahatça görebilelim diye… Daha net ifadeyle; yenilikçi bakış açısıyla, z ve x jenerasyonuna atıfta bulunan film, ‘hayat hiçbir zaman yaşlanmaz, ama insanlar yaşlanır’ diyerek noktayı koyuyor.

        Diğer Yazılar