Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Kanlı elmaslar kadar kan dökücü değil ama bir o kadar zalim. Yok edilen insan değil ama tüm canlıların hayat alanı; Batı Afrika’nın yağmur ormanları. Hepsi yerle bir, kakao plantasyonlarına yer açmak uğruna. Çünkü dünya çikolataya doymuyor. Dev gıda şirketleri Fildişi Sahili’nin ormanlarına çöküyor. Ülkeye adını veren filleri hayatta bırakmamacasına

        Kürk uğruna sopalarla fok kıyımı, pırlanta uğruna kanlı elmaslar ve şimdi bir darbe de çikolatadan... Kürkler kadınlara, pırlantalar da öyle. Ve kadınların çikolatalarla oynaştığı reklamlar bir bir geçiyor gözümün önünden. Sırtımıza bir başka kıyımın daha yükü biniyor. Sanki erkekler hiç çikolata tatmazmış gibi. Amerikan çevre kuruluşu Mighty Earth’ün, Fildişi Sahili’nde yok edilen yağmur ormanlarıyla ilgili raporunu okurken, Sierra Leone’nin kanlı elmasları düşüyor insanın aklına ister istemez. Afrika’da milyonlarca insanın canını alan, geride kalan hayatları harabeye çeviren elmaslar. Silahlı isyancı çetelerin ölüm makinelerine finans kaynağı olan o karanlık elmaslar Sierra Leone’deki iç savaşı besledi yıllarca. İnsanlar öldürüldü, parçalandı, kadınlar tecavüze uğradı, seks kölesi yapıldı, çocuklar kaçırılıp savaştırıldı.

        Elmas karşılığı isyancılara destek çıkan Liberya lideri Charles Taylor savaş suçu ve insanlığa karşı suçlardan Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde 50 yıl hapis cezasına çarptırıldı. O şimdi İngiltere’de hapiste. Ve elmaslar da artık nispeten temiz. Elmas üreten ve ticaretini yapan ülkelerle endüstri temsilcilerinin 2000 yılındaki Kimberley anlaşmasıyla global pırlanta ticareti sertifika sistemine bağlandı.

        Ancak Fildişi Sahili’nin isyancıların elindeki kuzey kesimiyle Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nden elmas kaçakçılığı halen sürüyor. Kara para aklama trafiği, vergi kaçakçılığı ve organize suç şebekeleri o elmaslarla besleniyor.

        BİTMEYEN YAĞMA

        Marka pırlantalar sertifikalı ama çikolatalarımız değil. Temiz belgeleri yok. Fildişi Sahili’nin yağmur ormanlarına karşı işlenen suçların müsebbibi olarak yargılanacak bir Charles Taylor da yok. “Çikolatanın Karanlık Sırrı” başlıklı Mighty Earth raporu, Afrika’ya yönelik bitmeyen yağma ve sömürünün belgesi. Dev şirketlerin elindeki çikolata endüstrisinin giderek artan iştahı Fildişi Sahili’nin yağmur ormanlarını kurutmuş. 1960’lardan bu yana ormanların yüzde 90’ı yok olmuş, doğal koruma alanlarında illegal kakao plantasyonları yayıldıkça yayılmış. Köylüler kazanç kapısı için ormanları kesmiş, yakmış. Bir zamanlar tür çeşitliliğinin cenneti olan ülkede sadece 300 fil kalmış. Sebebi orman kıyımı. Şempanzeler, cüce suaygırları, timsah ve leoparlar da doğal yaşam alanlarını yitirmişler. Bir zamanlar üçte biri ormanlarla kaplı olan Fildişi Sahili’nde ormanlık alanlar yüzde 11’e inmiş.

        Dünyadaki kakao üretiminin yüzde 70’ini, Afrika’nın batısında Sierra Leone’den Kamerun’a uzanan kıyı şeridi karşılıyor. Ancak en büyük üreticiler Fildişi Sahili ve Gana. Global kakao ihtiyacının yüzde 40’ını karşılayan Fildişi Sahili’ndeki yağmur ormanı kıyımı diğerlerine göre kat kat fazla.

        Fildişi Sahili’nin San Pedro limanında çuval çuval kakao çekirdeği çikolata olmak üzere böyle yola çıkıyor.

        50 SENT UĞRUNA

        Kakao ağaçları yıllar sonra ilk meyvesini verince şöyle uzun bir zincir giriyor devreye: Köylüler kakao çekirdeklerini iş takipçilerine satıyor. Onlar şehre götürüp aracılara satıyor; aracılar da San Pedro, Abidjan limanlarında, gıda ve tarım ürünleri alanında faaliyet gösteren 3 büyük global şirkete satıyor. Onların müşterileri de dev çikolata markaları. Bu zincir, devletin kontrolündeki kakao plantasyonlarından gelen mala göre daha ucuza maloluyor. Ve o koca markaların tamamı çekirdeğin kaynağını gayet iyi biliyor. Mighty Earth, çikolatanın karanlık dehlizlerini araştırırken, kakao ticareti yapan ya da çikolata üreten tam 70 şirketle görüşmüş. Hepsi de malın kaynağını bildiklerini, yağmur ormanlarının yok edilmesine karşı olduklarını ve örgütün önerisini hayata geçirmek için işbirliğine hazır olduklarını söylemişler.

        Öneri şu: Bırakın ormanlar yaşasın, ağaçlar kesilmesin. Kakao ağaçları o ağaçların gölgesinde yetişsin ki, o zaman daha kolay büyürler. Ancak yağmur ormanlarının yeniden yükselmesi için çikolata şirketlerinin para musluklarını açması gerekiyor.

        Ve tabii yoksulluğun sona erdirilmesi gerekiyor. Yılda 100 milyar dolarlık hacmi olan çikolata sektörüne kakao yetiştirmek uğruna ağaç kesip, orman yakan köylünün günlük kazancı Fildişi Sahili’nde sadece 50 sent. Gana’da durum daha iyi; 84 sent!

        Yağmur ormanlarından geriye kalan görüntü.

        Diğer Yazılar