Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bütün zamanların en “acaba hamile mi?” kadını Jennifer Aniston, Huffington Post’ta yazdığı makaleyle bu konudan artık gına geldiğini ilan etmişti iki yıl önce. Geçen yıl ayrıldığı kocası Justin Theroux ile deniz kenarında çekilmiş fotoğrafında göbeği hafif şiş göründüğü için magazin medyasında yine “Jen hamile mi?” fırtınası kopmuştu.

        Gazetecilik adı altında kadın bedenlerinin dillere pelesenk edilmesine isyan manifestosuydu yazdığı: “Magazin basınındaki kadına bakış açısı, kadına yönelik genelgeçer değer yargılarını yansıtıyor. Kadınlar evli ve çocuklu değilse, eksik kalmış, başarısız ve mutsuz varlıklar olarak görülüyor. Biz eşli ya da eşsiz, çocuklu ya da çocuksuz bir bütünüz. Tamamlanmak için evlenmek, çocuk yapmak zorunda değiliz. Günün birinde anne olabilirim ama kendimi eksik hissettiğim için değil. Vücudumuz söz konusuysa neyin güzel olduğuna da biz karar veririz. Siz dedikodu basını kadını nesneleştirip insani niteliğinden çıkararak genç kızlara ‘Sıkı, ince bir vücudun yoksa, dergi kapaklarındaki top modeller gibi değilsin, bir hiçsin’ demek istiyorsunuz. Ünlülerle ilgili haberleri sadece fiziksel görünüm üzerine kurgulayıp spekülasyon yarışına giriyorsunuz: Hamile mi? Yemeği fazla mı kaçırıyor? Kendini saldı mı? Kamera şurasında kusur yakalamış, yoksa evliliği sallantıda mı?”

        HAMİLELİK İŞARETLERİ

        Şöhretlere hamilelik kondurmakta İngiliz ve Amerikan tabloid basınını kimse geçemez. Ama bizim magazin alemi de geri kalmaz. Selülit avcılığından sonra gelir gerçi! En son hatırladığım vaka, Adriana Lima’nın sevgilisi Metin Hara’dan hamile kalıp kalmadığı “sorunsalı”ydı. Bir rüzgar oyunuyla hafifçe şişmiş robadan kesimli elbisenin bel kısmı alarm verdiydi. Biz de Habertürk’te birinci sayfaya koymuştuk o soruyu; bence hamilelik işareti değildi ama erkekler nasıl olsa dinlemez diye sesimi çıkarmadım. Sonra bir köşe yazarı, bir arkadaşından aldığı duyumla “Adriana iki aylık hamile” diye müjdeyi verdi. Mart ayıydı. Yani Adriana’nın bugünlerde üçüncü çocuğunu artık kucağına alması gerekiyordu.

        Hamilelik dedektiflerinin iz sürerken elde ettikleri ilk ipucu “kıyafetin altından karnın belirgin hale gelmesi”dir. Kadın, hamilelik dışında biyolojik dışavurumlar göstermez ya! Gösteriyorsa da zaten işi bitmiştir. Nitekim geçen mayıs ayında Prens Harry ile dünya evine girerek Sussex Düşesliği’ne terfi eden Meghan Markle de geçen hafta aynı ipucunu verdi. Kocasının kuzini Prenses Eugenie’nin düğününde giydiği Givenchy imzalı lacivert mantonun alt düğmelerini iliklememişti! Kimine göre durum şüpheliydi, iliklenmemiş düğmeleri Meghan’ın yüzündeki ışıltıyla birleştirenlere göre ise hamilelik kesindi.

        Bir numaralı hamilelik işareti: sadece üst iki düğmesi iliklenmiş koyu renk manto.

        Sonra bebek müjdesinin verildiği Avustralya seyahatinin en başında Meghan’ın elinde bir takım dosyalar bulunması da medya tarafından “karın gizleme taktiği” olarak algılanmıştı. Çünkü kraliyet mensupları ellerinde öyle nesneler taşımazlardı asla.

        Tabii başka işaretler de vardı. Ama mantık ilminde safsata sınıfına girebilecek cinsten. Meghan’ın eltisi Kate Middleton, her hamilelik açıklaması (üç sefer) öncesi saçının renk ve biçiminde bazı değişiklikler yapmıştı. Eğer Meghan da Kate’in izinden gidiyorsa, muhtemelen hamileydi. Çünkü evlenip düşes ünvanını aldıktan sonra ilk kez geniş bukleli formu bırakıp, dümdüz saçlarla kamuoyu önüne çıkmıştı. Bu bir hamilelik işareti olabilirdi.

        Meghan’ın son günlerde hep koyu renk giysiler seçmesi de şüpheleri körüklüyordu ama Sidney’de vücuduna oturan beyaz elbisesiyle ortaya çıktığı an görüldü ki, saklamak için fazla çaba harcaması gereken bir karnı yokmuş.

        National Enquirer’ın iddiasına göre “Kraliçe 2. Elizabeth, varis doğuracağından emin olabilmek için evlenme izni vermeden önce 37 yaşındaki Meghan’a doğurganlık testi yaptırmıştı”, Meghan Markle bu küçük düşürücü muameleyi nefretle karşılamakla birlikte evlilik uğruna katlanmıştı. Neticede test müspet, sonuç da doğruymuş!

        TONGA’YA BASMAK

        Meghan Markle’ın kraliyet bebeğine hamile olup olmadığı iştahı bu kadar kabarmışken, müjdeli haberin erken gelmesi magazin medyasının hevesini kursağında bıraktı. Önü iliklenmemiş manto, düz saç, karnının önünde tuttuğu iki dosya, bütün ipuçları rafa kalktı. Yerini meraklı sorular, anne ve bebeğin sağlığına ilişkin kaygı ve uyarılar aldı.

        Mesela The Sun, bebeğin ana rahmine ne zaman düştüğünü merak ediyordu. Muhtemel tarihleri sıralayan gazete sonunda listeyi daraltarak, “Ya İrlanda’ya gittiklerinde oldu, ya da Harry’nin arkadaşının düğününe katıldıkları gece, o tarih düşesin doğum gününe de denk düşüyor” diyerek kestirip attı. Evleri de var ama ille de törensel bir ortama bağlamak gerekiyor demek ki.

        11 Temmuz 2018 - Harry ve Meghan, Dublin'de.

        Şu meşhur bahisçi tayfasına göre ise kraliyet çiftinin bebeği seneye ertelemek için çok geçerli nedenleri vardı. Avustralya, Yeni Zelanda, Tonga ve Fiji’yi kapsayan 16 günlük uzun seyahat önemli bir gerekçeydi mesela. Prens Harry’nin kurucusu olduğu Invictus Oyunları önümüzdeki cumartesi Sidney’de başlayacağı için seyahat kaçınılmazdı. Gezi kapsamındaki Tonga ve Fiji’de Zika virüsü görülmüştü, anne ve bebeğin sağlığını tehlikeye atamazlardı. Aile kurma planlarını kesinlikle Pasifik turu sonrasına bırakacaklardı.

        Tahmin doğru çıkmayınca bu sefer de Zika alarmı verdi İngiliz medyası. Hamilelere zorunlu olmadıkça o adalara gitmeyin uyarısı yapıldığını hatırlatarak olabilecek felaketleri sıralıyorlardı. Sivrisinekten geçen Zika virüsü fetüs açısından ölümcül bir tehlike olabileceği gibi, kraliyet bebeğinin mikrosefaliyle dünyaya gelmesine de yol açabilirdi. Brezilya’da 4 bin çocuk anneden geçen virüsle kafaları küçük olarak doğmuştu. Felaket habercilerinden Daily Mirror okurlar belki hayatında görmemiştir diye olsa gerek koca bir sivrisinek fotoğrafı da kondurmuştu sayfasına. Tabii ki Brezilya’da mikrosefaliyle dünyaya gelmiş bir bebek fotoğrafı eşliğinde.

        Saray ise basını teskin etmeye çalışıyordu. Üst düzey bir kraliyet kaynağının belirttiğine göre “Dük ve düşes yola çıkmadan önce Zika virüsü riskiyle ilgili bilgi almıştı, kaygılanacak bir durum yoktu.”

        BAŞKAN VE VARİS OLUR MU?

        Düşes Meghan Amerikan vatandaşı olduğu için haliyle Amerikalılar da çok heyecanlı. Twitter’da “hamilelik” cıvıltısı durmak bilmiyor. Daha bebek haberi açıklanmadan başlamıştı. Çok viral olan bir tweet’te soru şuydu: “Amerikalı yıldızdan dünyaya gelecek kraliyet bebeği hangi uyruğa tabi olur? Çocuğun ileride hem ABD başkanı, hem de Britanya tahtının varisi olması mümkün müdür?”

        Basın harıl harıl araştırmaya başladı, uzmanlara soruldu. Netice şuydu: Meghan’ın Britanya vatandaşı olabilmesi için ne az üç yıl ikamet şartı var. Sonrasında isterse ABD vatandaşlığını bırakabilir, çifte vatandaş da olabilir. İkinci durumda çocukları da çifte vatandaş olur. Ama çifte vergilendirmeye tabi olmamak için bunu tercih etmezler. Çünkü yurtdışında yaşayan ABD vatandaşları da vergi mükellefi. Eğer ABD’de yatırımları olursa gelir vergisi ödemek zorunda kalırlar.

        Amerikan Anayasası’ndaki başkanlık şartına gelince; ABD topraklarında dünyaya gelmiş olmak koşulu, Yüksek Mahkeme tarafından “Amerikan vatandaşı anne ya da babadan dünyaya gelmek” şeklinde yeni yorumunu buldu. Sonuç: Meghan ile Harry’nin çocuğu hem ABD başkanı hem de Britanya tahtının varisi olabilir.

        2019 baharında dünyaya gelecek çocuğun Charlie dedesi bile daha tahta çıkamadığına göre gelecekte ABD başkanı olması belki daha kolay.

        Diğer Yazılar