Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Beyoğlu Güzelleştirme ve Koruma Derneği Başkanı Nizam Hışım anlatıyordu geçenlerde; "Beyoğlu'nda bir defile var adeta... Bu defile tarihi binalarıyla, kültürüyle, sanatıyla, konumuyla ortaya çıkmalı. Bu pırlantayı, hazineyi ortaya çıkaracak bir irade olmalı. Beyoğlu'nun tanıtımı hak ettiği şekilde yapılmıyor" diyordu.

        Çok haklı ve Beyoğlu’nu hakkıyla tanıtmak için de kadim ruhunu yeni nesillere aktarmak gerekiyor, eskiye yeni yorumlarla. Genç kuşağın sosyalleşme mekânları Kadıköy ve özellikle Beşiktaş’ı İstiklâl Caddesi’ne doğru akıtmak için de yeni Beyoğlu fikirleri lazım. Beşiktaş merkezde yaşayan biri olarak, semtimin aşırı kalabalıktan arınıp ferahlaması bakımından da oportünist bir tavrım olduğunu itiraf ediyor um Beyoğlu savunmasında.

        “Yeniden Çiçek Pasajı” etkinlikleri, Beyoğlu’na genç yorum açısından iyi bir başlangıç. Çiçek Pasajı’nın tarihi atmosferi içinde, meze kültürüne sadık kalarak yenilikçi bir yorum getiren festivallerin ikincisine gittik, yeni tatlara da müziğe de doyduk. “Yeniden” fikri, gastronominin önde gelen isimlerinden yemek tasarımı uzmanı ve sokak lezzetleri araştırmacısı Gamze İneceli ile restoran yöneticisi Sabiha Apaydın’a ait.

        Festivalde sürprizli tatları hazırlayan genç şeflerden biri de Fatma Yıldırım'dı.

        Festivalin amacı, Beyoğlu ve Pera bölgesinin “yeniden” hatırlanması, gençler tarafından daha iyi anlaşılması, 1876’dan beri Beyoğlu’nun ikonlarından olan Çiçek Pasajı’nın geçmiş entelektüel birikiminin, kültürel üretiminin altının çizilmesi ve yeni yorum üzerinden genç jenerasyonla zamansız bir iletişim köprüsü kurulması. Olaya eşlik eden müzik, fasıl ve sanat müziği değil. Müzeyyenler, Münir Nurettinler yerine bu kez Gaye Su Akyol, Kalben, Güntaç Özdemir gibi 3’üncü nesil sanatçılar var. Üstelik sahnede, canlı. Sonra üst kat pencerelerden gelen akordeon nağmeleri ayrı bir sürpriz.

        Etkinlik sadece Çiçek Pasajı’nı değil, periferisini de kapsama alıyor. Mezeler için tüm alışveriş Balık Pazarı’ndan yapılıyormuş. Yani Çiçek Pasajı esnafı ile birlikte Balık Pazarı esnafı da desteklenmiş oluyor.

        Pasaja adım attığınız an o muhteşem tarihi dekorda bambaşka bir dünya çıkıyor karşınıza. Restoran masaları kaldırılmış, yerini coşkulu ve dinamik bir venue almış. Sahnede üçüncü neslin harika kızı Kalben. İkili ilişkiler ve hayata dair durumları kendine has ironik ve biraz da yırtık bir dille anlatırken yine döktürüyor. Sözlerinin şairane hali ve kendine has sound’u onu şehirli modern insanın haleti ruhiyesine ayna tutan bir ozan statüsüne getiriyor. "Seninle Başım Dertte" ile Selami Şahin'e selam göndermesine de ayrıca bravo!

        Venue'ye dönüştürülen Çiçek Pasajı'nda Kalben sahnede coşturdu.

        Muhabbet artık fasıllı-oturmalı değil, rock ritminde ayakta. Kalben’le coşarken bir yandan da restoranları turluyorsunuz. Mini meze tabaklarından eski bildik tatlar yepyeni sürprizlerle damakları şaşırtıyor. Mezeleri genç şefler hazırlamış. Ürünün tarih ve kökenini, geldiği coğrafyayı araştırmayı seven, içeriğe dinamizm katmayı bilen şefler arasında Esra Acar, Ceren Tekşen, Tayfun Gökşin, Murat Deniz Temel, Fatma Yıldırım, Gamze Kurtulmuş var. Pek çok restoranın ikinçi şefi olan ve adları yeni yeni duyulmaya başlayan bu yeteneklerden neler yemedik ki; ceviz taratorlu barbunya piyazı, ismeyket köfte, övmeç salatası, İzmir usulü kokoreç taco, mısır ekmeğinde tarama, pırasa mücveri, rezene tohumlu lakerda, ot haşlamalı midye turşusu… İlk etkinlikte Serra Beklen’in sunumu da varmış.

        Özetle; Çiçek Pasajı’nın benzersiz tarihi atmosferi eşliğinde genç şeflerin yeniden yorumladıkları mezelerin ayakta canlı müzik eşliğinde servis edildiği ortam Beyoğlu’na yeni bir pencere açıyor. Devamı gelirse iyi olur.

        "Yeniden Çiçek Pasajı"nda Güntaç Özdemir de sahnedeydi.

        Diğer Yazılar