Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Sosyal medya bunu hep yapıyor. Bazı hesaplar dokunulmazken, bazı şikayetler öncelikli oluyor. Mesela Serdar Turgut'un bazı yazılarının Facebook tarafından sansürlendiğini biliyoruz. Kendi deyişiyle, “Türkiye'nin beka sorunu ve seçim başlıklı yazısına, nefret söyleminin zirve yaptığı öyle tepkiler alıyor ki, bu durum yazma şevkini artırıyor, onlar da Facebook paylaşımını yasaklattırıyorlar.” Daha önce defalarca olduğu gibi. Sosyal medyada demokrasi ve fikir özgürlüğü göreceli işliyor.

        Şimdi ABD'de örnek bir vaka bağlamında fikir özgürlüğündeki bu terazi dengesi yine tartışma konusu. Olay, Trump'a yakınlığıyla da bilinen Cumhuriyetçi Partili Kongre üyesinin adıyla açılan “Devin Nunes'in ineği” ve “Devin Nunes'in annesi” parodi hesaplarıyla başlıyor. Neden inek derseniz; hayvancılık ve süt ürünleri işiyle uğraşan Nunes, seçim kampanyasında sürekli konu ettiği California'daki aile çiftliğini meğerse gizlice Iowa eyaletine taşımış, seçimden çok önce.

        Bu durum Esquire'ın haberiyle ortaya çıkınca sosyal medyada “inek” üzerinden bir mizahtır gidiyor; 22 yılda federal bütçeden 460 milyon dolarlık sübvansiyon aldığı için Nunes'i yolsuzlukla suçlayanlar oluyor.Bütün girişimlerine rağmen Twitter hesapları askıya almayınca, Nunes de iki hesap ile Twitter ve aleyhte bazı yorumlarda bulunan Cumhuriyetçi Partili strateji uzmanı Liz Mair aleyhinde, “karalama kampanyası” yürütüp komplo teorileri ürettikleri gerekçesiyle toplam 250 milyon dolarlık tazminat davası açıyor.

        İDEOLOJİK ALGORİTMA

        Devin Nunes, hem çiftlik yüzünden hem de Trump savunucusu olduğu için hedefte.
        Devin Nunes, hem çiftlik yüzünden hem de Trump savunucusu olduğu için hedefte.

        Twitter'ın muhafazakar siyasete yönelik “karalama portalına” dönüştüğünü, her türlü yalan ve karalayıcı haberle iftiraların kaynağı haline geldiğini söyleyen Nunes, Fox News'a çıkıp şöyle konuşuyor:

        “Algoritmalarıyla sadece kendi ideolojilerine uygun içeriğin yayılmasını sağlayıp, benim attığım tweet'lere kullanıcı erişimini sınırlandırıyorlar. Şuna garanti veriyorum ki, ben cinsel içerikli bir mesaj atsam ya da birine kişisel saldırıda bulunsam anında durdururlar. Ancak saldırıya uğrayan muhafazakar kesim olunca asla yapmıyorlar. Tamamen çifte standart. Bu davayla birlikte hepsi ortaya dökülecek. Onlar kamusal alan filan değil, düpedüz içerik üretiyorlar” diyor.

        Nunes burada, Twitter CEO'su Jack Dorsey'e gönderme yapıyor. Dorsey geçen yıl Kongre'de verdiği ifadede Twitter'ın kamusal alan olduğunu belirtmekle birlikte, özel bir şirket olarak bazı görüşleri sansürleme hakkına sahip olduğunu da söylemişti.

        Nunes'e göre Twitter, modern siyasetin gölge gücü olarak 2018 Kongre seçimlerini de muhafazakar görüşleri sansürlemek suretiyle etkilemiş bulunuyor. Tazminatın yanı sıra, kendisini taciz eden ve Kongre'de yürüttüğü soruşturmaları kasıtlı olarak çarpıtan hesapların ardındaki kimliklerin de Twitter tarafından açıklanmasını istiyor. Sadece alay konusu olmaktan değil, iftiraya uğramaktan da şikayetçi. Çünkü kendisi aynı zamanda, Temsilciler Meclisi İstihbarat Komitesi'nin eski başkanı sıfatıyla 2016 Başkanlık seçimlerinde Hillary Clinton kampanyasındaki yolsuzluk iddiaları ve Rusya'nın seçimlere müdahalesiyle ilgili suçlamaları soruşturan baş yetkili konumundaydı. Trump'ı cansiperane savumasıyla tanındığı için bu bağlamda da küfüre varan hakaretlere maruz kaldı.

        BARBRA STREISAND EFEKTİ

        Nunes açtığı davayla meydan okuyor ama davayla birlikte parodi hesaplarının şöhreti iyice tırmanıyor. “Devin Nunes'in annesi” hesabı kapatılınca yerine “Devin Nunes'in Alt Annesi” açılıyor. “Hayal ürünü bir ineği dava eden ilk politikacı olarak tarihe geçiyor” TV'lerdeki gece şovlarında. Davadan önce sadece bin 200 takipçisi olan “DevinCow” hesabının takipçi sayısı bir-iki günde 632 bini bulup, Nunes'in 300 küsur binlerdeki takipçi sayısını ikiye katlıyor.

        Literatüre “Barbra Streisand efekti” olarak geçen olay yeniden yaşanıyor. Yani mücadele edilen bir olgunun, bu çaba yüzünden daha geniş kitlelere yayılarak ayyuka çıkması. Streisand vakası şu: Bir proje dahilinde, California kıyılarındaki erozyonu göstermek için 12 bin fotoğraf çekiliyor. Kareler arasında Streisand'ın Malibu'daki malikanesi de var. Sanatçı, mahremiyeti ihlalden 50 milyon dolarlık dava açıyor ve kaybediyor. 3850 No'lu fotoğraf, proje sitesinden sadece 6 kez download edilmişken, davanın yarattığı sansasyonla siteyi ziyaret edenlerin sayısı bir ayda 420 bini buluyor.

        “ASLINDA GÜLÜNECEK BİR OLAY DEĞİL”

        Bu davayla meydan okunuyor ve sosyal medyaya karşı başka davaları da peşinden sürüklemesi hedefleniyor, ancak yargıda herhangi bir zafer olası görünmüyor. Çünkü Nunes'e karşı kullanılan dilin önemli kısmı, fikir özgürlüğü kapsamında anayasal koruma altında. İletişim Yasası'nın internet kurallarını düzenleyen 230'uncu maddesine göre de sosyal medya şirketleri, kullanıcı paylaşımlarının içeriğinden sorumlu değil.

        Ancak madalyonun bir de diğer yüzü var. Washington Post'a göre durum ciddi; “Bu dava çok gülünesi bir olay değil. İnekle mahkemeleşmek absürd, orası doğru ama tehlikeli bir trendin parçası olarak dikkat kesilmemiz gerekir” diye yazıyor. Çünkü Nunes, anayasal ve yasal güvenceye rağmen, sosyal medyayı kendi çıkarı doğrultusunda şekillendirme kararlılığıyla vatandaşın eleştirilerini baskılamaya çalışıyor, koordineli karalama kampanyası yürütüldüğü gerekçesiyle Twitter'ın cezalandırılmasını istiyor. Ve bu ortamda, muhafazakar görüşlerin internette yaygın bir şekilde sansürlendiğini düşünen Temsilciler Meclisi'nin Cumhuriyetçi Partili üyeleri, sosyal medya üzerindeki koruma kalkanlarının kaldırılmasını dillendirmeye başlıyorlar.

        Nitekim daha geçen gün Trump, muhafazakarları sansürledikleri ve seçim kazanıp iktidara gelmiş halk kesimlerine karşı nefret besledikleri suçlamasıyla Facebook, Google ve Twitter'a yüklendi; “Bunları yönetenler anrasında danışıklı bir durum var, köküne inip birşeyler yapmamız gerekiyor” dedi. Bunları da Twitter hesabından söyledi ama Washington Post'a göre bu gidiş, tehlikeli bir gidiş.

        Diğer Yazılar