Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        “The Day After Tomorrow” bütün felâket filmleri gibi başlar. Yeryüzünün çeşitli bölgelerinde kıyamet alametleri gösterir kendini. Antarktika’da devasa buzullar kopar, global ısınma konferansının yapıldığı Yeni Delhi’de kar yağmaktadır, müthiş bir hortum şu ikonik Hollywood yazısını söküp yutar, Tokyo’da yumruk gibi dolu yağar gökyüzünden, felaketi hisseden kuşlar kaotik bir düzende uçuşa geçer ve devasa bir dalga New York’u vurur, birkaç saat içinde kent buz keser. Yeni bir buzul çağ başlamıştır.

        Roland Emmerich imzalı 2004 yapımı bilim-kurgu, tamamen insanoğlunun eseri olan küresel ısınmayla gelecek kaçınılmaz akıbeti anlatır. İklim değişikliği uyarılarına kulak asmayan siyasete eleştiri de vardır.

        Şimdi de bir felaket filminin başlangıcını yaşıyoruz sanki. Avrupa’da 40 dereceyi bulan aşırı sıcak, ABD’nin Florida eyaletinde mevsim normallerinin üzerine çıkan sıcak dalgası, Hindistan ve Pakistan’ın bazı kesimlerinde bugüne kadar görülmemiş bir kuraklık ve su sıkıntısı, Grönland buzullarının hızla erimesi… İklim değişikliğinin en belirgin göstergesi orada yaşanıyor. Danimarkalı ve ABD’li iklim uzmanları Grönland’da sıcaklığın normalin 40 derece üzerine çıktığını, buzların daha önce kaydedilmemiş bir hızla eridiğini, buz tabakasının haziran ayı için rekor düzeyde incelip geçen hafta itibariyle kaybın 2 milyar tona ulaştığını söylüyor.

        Olan biteni görmediğimiz için uzmanlar şunu ekliyor; “Antarktika’da yaşanan Antarktika’da kalmaz, size de gelebilir. Ve şu an Antarktika’da durum giderek kötüleşiyor…”

        Grönland’da buz üzerinde erken su tabakası oluşurken Asya’nın güneyi, muson mevsiminde yeterli yağış olmadığı susuzluktan kırılıyor. Hindistan’ın dördüncü büyük kenti olan 10 milyonluk Chennai’de aşırı sıcağın yanı sıra su krizi öyle boyutlara varmış ki, halk bulabildiği her nevi suyu arıtıp kullanmaya başlamış.

        “AFET SICAKLARI GELİYOR”

        Meteoroloji Trakya, İstanbul ve Marmara'nın doğusunda halen mevsim normallerinin üzerinde seyreden hava sıcaklığının azalacağını, bugün ve yarın sağanak yağış beklendiğini söylüyor. Serin hava yarın akşam bölgeyi terkediyor. Ancak sonrası için uzmanların uyarıları var. Prof. Dr. Orhan Şen "Fransa'da ve Avrupa'da 2003'te on binlerce kişinin öldüğü sıcaklıkların benzeri bu yıl Türkiye'de yaşanacak. Bu hafta Türkiye'nin yaşayacağı sıcaklıklar Avrupa'dan da fazla olacak. Pazar ve pazartesi serinleyecek ve yağış olacak ama 2 Temmuz itibariyle tekrar afet olarak nitelendirilen sıcaklıklar ile karşı karşıya kalacağız" diyor. Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu da yurdun çeşitli kesimlerinde hissedilen sıcaklığın 40 dereceyi aşacağına dikkat çekiyor.

        SADECE NASIR İLE ULLA’NIN MARİFETİ Mİ?

        O sıcağı şu an yaşayan Almanya yarın itibariyle daha da kavurucu bir dalga bekliyor ve hava durumu ülkenin bir numaralı gündemini oluşturuyor. Sıcaktan korunmanın çok bildik yolları medyayı işgal ederken, aşırı sıcağın insanları asabi ve saldırgan yapması nedeniyle şiddet ve hatta cinayetlerin artabileceğine dair bilimsel temelli uyarılar yapılıyor, bir yandan da uzmanlara soruluyor; “Bu hava olayı sıradan sıcak bir yaz yaşadığımızı mı gösteriyor, yoksa küresel ısınmanın eseri mi?” Cevap veren uzmanlarda görüş birliği yok, ancak çoğuna göre aşırı sıcakların nedeni düpedüz iklim değişikliği.

        Sahra sıcağının geliş yolu şu; Atlas Okyanusu’ndaki “Nasır” alçak basıncı Sahra’daki havayı hortumluyor, “Ulla” yüksek basıncıyla etkileşime girerek sıcak havayı İspanya üzerinden kuzeye taşıyor. Kuzeyde, 30 dereceyi geçen rekor sıcaklıkların daha önce de kaydedilmiş olmasına karşın, 2018 yazındaki sıcaklık ve kuraklığı da dikkate alan uzmanlar, seyirdeki sıklaşmayı iklim değişikliğinin sonucu olarak değerlendiriyor. Bu sıklık 1850’ler öncesi, yani endüstrileşme öncesi dönemin iki katına çıkmış bulunuyor. 20’nci Yüzyıl ortalarında 30 derecenin üzeri yılda ortalama dört kez görülürken, geçen yıl bu sayı 20’ye dayanmış. Sonuç çok net: 1881’den bu yana hava sıcaklığında ortalama 1.5 derecelik artış medyana gelmiş. Global olarak da Dünya Meteoroloji Örgütü’ne (WMO) göre son dört yıl, sıcaklıkların kaydedilmeye başladığı günden bu yana en sıcak dönem oldu.

        Almanya’da aşırı sıcağın, sonbaharda bazı eyaletlerde yapılacak seçimlerin havasını da hararetlendireceği tahmin ediliyor. Son anketlere göre halkın üçte ikisi iklim değişikliği konusunda aktif politikalar bekliyor. Ve sıcak hava dalgası bastırmadan önce yapılan Emnid araştırmasında da bu konuda en güvenilir parti olan Yeşiller puanını yüzde 27’ye çıkararak, koalisyonun büyük ortağı CDU ile eşitlenmişti. Aynı ankette başbakanlık için en beğenilen lider ise yüzde 51 oy yüzdesiyle Yeşiller eş başkanı Robert Habeck çıkmış; Merkel’in halefi Kramp-Karrenbauer yüzde 24’le çok gerilerde kalmıştı.

        MIAMI SICAĞINDA DEMOKRAT DÜELLO

        Sahra’dan gelen aşını sıcak son altı günde ABD’nin Florida eyaletini de etkisi altına aldı. Miami’de normalde 31-33 derece aralığında seyreden yaz sıcağı 36 derecede tutundu kaldı. Uzun süren rekor olarak kaydedilen bu sıcaklık, Demokrat Parti başkan adaylarının Miami’deki TV düellosuna da yansıdı. Önceki gece 10 adayla başlayıp dün gece de devam eden tartışmanın ilk raundu tam yedi dakika iklim değişikliği konusuyla geçti ki, adaylara 60'ar saniyelik cevap süresi tanınan ve göç krizi, sağlık sistemi, ekonomi gibi kritik konuların tartışıldığı ortamda hayli uzun bir süre. 2016 başkanlık kampanyasının tamanında bile bu kadar konuşulmamıştı.

        Adaylar arasında öne çıkan Elizabeth Warren’ın yanı sıra, Beto O’Rourke, Cory Booker ve Julian Castro da iklim değişikliğini ABD’nin yüzleştiği en büyük jeopolitik tehdit olarak nitelerken, anketlerde geride kalan Washington eyaleti Valisi Jay Inslee, iklim değişikliğiyle kapsamlı mücadele planı çerçevesinde Miami’yi de sıcak ve sel tehlikesinden kurtarabileceğini söyledi. İklim değişikliğinin insan kaynaklı olduğunu reddeden Trump’a da laf attı; “Rüzgar türbinlerinin kansere yol açtığını söylüyor – ama biliyoruz ki, sadece insanların iş bulmasına yol açar…”

        Yorumculara göre iklim değişikliği 2020 başkanlık seçiminin önemli gündem maddelerinden biri olacak. Muhafazakarların çoğu gibi şüpheci cenahta yer alan Trump ne kadar konuşur, orası meçhul.

        Diğer Yazılar