Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Kadınların futbol stadına ve genel olarak spor müsabakalarının yapıldığı komplekslere girebilmesi için nasıl bir altyapı gerekir? Kadın tuvaleti, emzirme odası filan mı? Yoksa o mekanları, “esas sahibi” olan erkeklerden kısmen arındıracak bir altyapı mı?

        Cevabı pek net değil ama FIFA’nın geçen temmuzda, İranlı kadınların statlara alınması için gönderdiği mektuba İran Spor Bakanlığı’nın verdiği yanıt şundan ibaretti: “Ailelerin statlarda rahat ve güvenli bir şekilde maç seyredebilmesi için altyapı oluşturmaya çalışıyoruz…”

        FIFA Başkanı Infantino’nun, 2022 Dünya Kupası grup eleme maçlarına kadınların da alınması için çağrı yaptığı mektup medyaya ültimatom olarak yansımıştı. Çünkü Infantino, “Kültürel duyarlılıkların farkındayız ama dünyadaki bütün kadınlara olan borcumuz ve FIFA Sözleşmesi’nin temel ilkeleri gereği” diyerek 15 Temmuz’a kadar gerekli düzenlemenin yapılmasını talep ediyordu. İran Spor Bakanlığı ise bir ültimatom ve grup maçlarının başlangıç tarihine yönelik bir mühlet olmadığını söylüyordu. Yani İran’ın Dünya Kupası’ndan men edilmesi söz konusu değildi. Ayrıca kadınların bir voleybol turnuvasında milli maçları izlediği de vurgulanıyordu.

        Fakat bunlar Seher’den önceydi… Taraftarı olduğu İstiklal Tahran takımının maçına erkek kılığında sızmaya çalışırken yakalandığı için altı ay hapis cezası alacağını öğrenince kendini yakan 29 yaşındaki Seher Hudayari’nin hayatına son vermesinden önce…

        Kız kardeşinin açıklamasına göre, takımı İstiklal’in renginden ötürü “Mavi Kız” diye anılan Seher’in bipolar bozukluğu vardı ve tedavi görüyordu. Geçen martta, ismiyle katiyen müsemma olmayan Azadi Stadı’na girerken yakalanıp üç gün hapis yatması, durumunu daha da kötüleştirmişti. Ama siyasetteki reformcu çabalara karşın katı molla düzeninde hafifletici neden olamamıştı. Seher, erkek kıyafetiyle kamusal alanda tesettürsüz olduğu ve kamu görevlisine mukavemet ettiği için suçluydu.

        Şimdi İranlı yetkililerden, 10 Ekim’de Kamboçya ile yapılacak ilk grup eleme maçına kadınların da alınacağı açıklamaları geliyor art arda. Demek ki, o altyapı her neyse, genç bir canın feda edilmesiymiş bedeli.

        Seher’in yakalandığı Azadi Stadı’nda 10 Ekim’de oynanacak maça kadınların da alınacağı söyleniyor ama isteyen her kadın stada girebilecek mi, uygulama gelecek maçlar için de geçerli olacak mı, orası belirsiz. Çünkü göstermelik niyetle kadınların maçlara alındığı oldu bugüne kadar. Örneğin geçen yıl FIFA Başkanı Infantino’nun izlediği maçta, kısıtlı sayıda kadın da yerleştirilmişti tribünlere.

        “BİZİ AFFET MAVİ KIZ”

        Açıklamaları tetikleyen başlıca unsur, hem içeriden gelen tepki hem de uluslararası baskılar. Af Örgütü ve İnsan Hakları İzleme örgütü, FIFA ile diğer uluslararası organların insan hakları kurallarını Tahran’a dikte etmesi için bastırıyor. İstiklal kulübu bir başsağlığı mesajı yayınlıyor ve takımın oyuncuları maç öncesi Seher için bir dakikalık saygı duruşunda bulunuyor, teknik direktör Andrea Stramaccioni’nin girişimiyle.

        Sadece kadınlar değil, İranlı (erkek) milli futbolcular sosyal medyadan dile getiriyor isyanı. Milli Takım kaptanı Mesud Şucai, “Sırf maç izlemek istediği için yargılanan bir kadının kendini yakması iğrenç bir düşüncenin ürünüdür ve gelecek kuşaklar bunu asla anlamayacaktır” diye yazıyordu cesurca. Takım arkadaşı Ashkan Dejagah ise “Ne zaman bitireceksiniz bu yasağı, artık yeter” diyordu.

        Kaptan Şucai'nin kız kardeşi Meryem Şucai, stat kapılarının kadınlara açılması için kampanya yürütenlerin başında geliyor. Ve Seher'in ölümünden FIFA'yı sorumlu tutuyor; aktivistlerin bütün baskılarına rağmen, kadın yasağını kaldırana kadar uluslararası karşılaşmalardan men etmek de dahil olmak üzere Tahran'a yaptırım uygulamadığı için.

        İstiklal ve milli takımın eski oyuncularından Muhammed Takavi, “Mavi kız, sana yardım edemeyen bizlere yazıklar olsun” derken, birçok futbolcunun dilinden “Senin giremediğin statlarda oynamaktan utanıyoruz, bizi affet” sözcükleri dökülüyordu. İran Milli Takımı’nın ilk Hıristiyan kaptanı olan “Ando” lakaplı İstiklal oyuncusu Andranik Teymuryan, “Gelecekte, İran’ın en büyük stadyumlarından birine Seher’in adı verilecektir” diye yazıyordu.

        “KADINLAR, ERKEKLERDEN DAHA İYİDİR”

        Bayern Münih’in eski yıldızlarından ve halen İstiklal’de top koşturan “Asya’nın Maradonası” lakaplı milli futbolcu Ali Kerimi ise Instagram’daki 4.5 milyon takipçisine maçları boykot çağrısında bulunuyor ve “Ülkemizin kadınları erkeklerinden çok daha iyidir” diyordu.

        2009’da Ahmedinejad’ı yeniden başa getiren olaylı seçimleri Tahran’da izlemiştim. O sıra, kadınların medeni hukuk haklarını elde etmek için sürdürdüğü 1 milyon imza kampanyası dolayısıyla kadın hakları önemli bir gündem maddesiydi. Ve Tahran’daki korsan taksiciden Kum’daki hüccetülislam kadrosuna bütün erkeklerden aynı sözleri işitiyordum: "İran'da son söz kadınlarındır."

        Evet, İranlı kadın otomobil kullanıyor, oy veriyor, iş sahibi oluyor, yüksek öğrenim görüyor, üniversite hocası oluyor, siyasete giriyor ama yasalar önünde erkekle eşitlenemiyor. İş stada girmeye gelince, son söz onlarda olmuyor. Seher vakası gösteriyor ki, onların son sözü ancak “Ya istiklal ya ölüm” olabiliyor.

        Diğer Yazılar