Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Başta Trump, iklim krizini inkar eden cephenin Greta Thunberg’le husumeti sürüyor. Ta geçen yılki Davos’ta başlayıp kızın BM Genel Kurulu’nda siyaseti hedef alan sert konuşmasıyla iyice şiddetlenen zıtlaşma bu yıl da Davos zirvesinin zirvesindeydi.

        Bugün sona eren Dünya Ekonomik Forumu’nun açılış günü Trump, Greta’ya “kıyamet tellalı” diye atış yaptı; “Zaman kötümserlik değil iyimserlik zamanıdır” dedi. “Küresel ısınmayla mücadelede bilimin sesine kulak verin” demekten bıkmayan 17 yaşındaki kız çocuğuna “öfke kontrolü yaptırsın” demekte beis görmeyen 73’lük Trump aslında Davos’ta biraz da çark etti. Önceleri iklim krizi için “fake news” derken, gazetecilerin hala aynı fikirde olup olmadığı sorusuna, “Hayır, artık değil” yanıtını verdi. Greta’nın konuşmasını kaçırdığı için hayıflandığını, fakat kızın da artık ABD’yle uğraşmayı bırakıp çevreyi daha çok kirleten ülkelere bakması gerektiğini söyledi. “Bir kıta alevler içinde. Greta oralara odaklanmalı” diyerek Avustralya yangınlarını hedef gösterdi.

        Davos’un ilk iki günü iş ve siyaset liderlerinin, Trump ile Greta’nın arasını düzeltme girişimleriyle geçti. Fransa Maliye Bakanı Bruno La Maire, ikisi arasındaki uzlaşmazlıkta bir üçüncü yol olduğunu belirterek, “Küresel ısınma yok diyenler ile mücadele adına hiçbir şey yapılmadığını söyleyenlerin zıt kutuplara düşmesi için bir neden yok. Çünkü ikisi de doğru değil. Yapılan çok şey var” dedi. Siemens’in CEO’su Joe Kaeser, “Trump’a genç aktivistlere kulak vermesini tavsiye ettim. Onlarla diyalog içinde olmalıyız” diye konuştu.

        Trump, bir trilyon ağaç kampanyasına katılım sözü vererek tonunu yumuşatsa da Greta pes etmedi; ağaç dikmek yetmezdi, fosil yakıt kullanımına son verilmeliydi. “Liderlerin boş sözleri ve vaatleri yüzünden evimiz hala yanıyor. Sizin eylemsizliğiniz alevleri körüklüyor” diyor, dünya elitlerini bu yangın karşısında paniklemeye davet ediyordu.

        YENİ GENÇ YILDIZLAR DOĞDU

        Küresel gelir adaletsizliği ve iklim krizi gündemli Davos ilk kez bu yıl genç aktivistlere de geniş bir diyalog platformu açtı. Yaşadıkları toplumu dönüştürme hamleleriyle öne çıkan dünyanın farklı köşelerinden on genç foruma davet edilmişti. Dünya Ekonomik Forumu kurucusu Klaus Schwab, “Dünya nüfusunun yarısı 27 yaş altı gençlerden oluşuyor. Onların sesine kulak vermeliyiz” diye açıkladı bu yeniliği. Schwab’ın “Teenage Changemakers” diye tanımladığı bu gençler siyaset ve iş dünyasını sarsarak uykudan uyandıracaklardı.

        On genç farklı panellerde seslerini duyurabildi. Tabii en fazla ses getiren Greta’nın da katıldığı panel oldu. Greta’yı “Yılın Kişisi” seçen Time dergisinin sponsorluğundaki panelde herkes Greta’ya koştu, fakat esas parlayan 18 yaşındaki kadın hakları savunucusu Zambialı Natasha Mwansa oldu. Greta’nın donuk konuşması, bilimsel verileri kuru bir ses tonuyla kağıttan okuması biraz düş kırıklığı yarattı. Çocuk yaşta zorla evlilik ve çocuk sağlığı konusunda ülkesindeki aktivist hareketin öncüsü olan Natasha ise canlı ve esprili konuşmasıyla Greta’yı gölgede bıraktı, salonu coşturdu; “Greta’dan şovu çaldı” yorumları yapıldı.

        Natasha’nın belli bir şöhreti zaten vardı, Dünya Sağlık Örgütü’nün “küresel sağlık liderliği” ödülünü alan en genç isimdi; Afrika’da uluslararası konferanslarda boy göstermişti. Paneldeki konuşmasında şöyle kafa tutuyordu: “Politikacıların tecrübesi olabilir ama gençlerin de fikirleri, enerjisi ve sorunlara çözümleri var. Bu fikirler siyasete entegre edilmeli. Sözlere değil eyleme ihtiyacımız var. Ya bizimle işbirliği yaparsınız ya da biz tek başımıza yaparız. Buna gücümüz var. Kimseyi korkutmak istemiyoruz ama değişim için birlikte çalışmak gerektiğini öğrenmemiz lazım.”

        Paneldeki gençlerin aktivizm alanları Greta’dan farklı olarak direkt yaşadıkları toplumdaki bireylere dokunan meselelerdi. Bir ölçüde toplumları ve koşulları değiştirmeyi başarmışlardı. Natasha kız çocuklarının evlendirilmesine set çekerken, Kanada’da Ontario’nun kuzeyindeki bir yerli topluluğundan olan 15 yaşındaki Autumn Peltier yıllardır insanlarının temiz içme suyuna kavuşması için mücadele yürütüyordu. Çünkü bölgeden geçen petrol boru hatları su kaynaklarını zehirliyordu. “Artık sadece parayı düşünmeyin” diye seslendi adı “sonbahar” anlamına gelen su savaşçısı Autumn.

        Porto Riko’lu iklim aktivisti Salvador Gomez-Colon ise 2017’de Maria kasırganın vurduğu ülkesinde bir yılı aşkın süre elektriksiz kalan binlerce kişinin güneş enerjisiyle çalışan lambalara, elle çalıştırılan çamaşır makineleri ve diğer temel ihtiyaç maddelerine kavuşmasını sağlamıştı. “Porto Riko için Işık ve Umut” hareketini kuran 17 yaşındaki Salvador, Time dergisinin “en etkili 30 genç” listesine girmişti. O da Natasha gibi, “Politika kendini değiştiremezse biz değiştirmesini biliriz” diyordu. Salvador akıllı enerji sistemlerinin yaygınlaşması için mücadelesine devam ediyor.

        Diğer panellerde yine sıra dışı gençler söz aldı. Mesela, ABD’deki okul katliamlarında hayatını kaybeden çocukların anısına bireysel silahlanmaya savaş açan 13 yaşındaki Naomi Wadler. Mesela, Bali adasında okyanusu kurtarmak için “plastik poşetlere veda” kampanyasını başlatan 19 yaşındaki Melati Wijsen. Mesela, 18 yaşındaki Suriyeli Muhammed el Cund. Altı yıl önce ailesiyle birlikte savaştan Lübnan’a kaçmışlardı. O da diğer sığınmacı çocuklar gibi eğitimden mahrum kalmıştı; 12 yaşındaki Muhammed mülteci kampında okul yapılmasına önayak olmuştu. Şimdi o okulda 200 çocuk düzenli eğitim görüyor. Muhammed de çocukları oyunlarla fotoğrafçılık öğreterek eğitiyor, eğlendiriyor ve sağlıklı bireyler olarak yetişmelerine yardımcı oluyor.

        Diğer Yazılar