Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Başlangıçta zenginler aşıları kapıştığı için adı “aşı milliyetçiliği” idi. 2020 kasım ayı civarıydı. Daha o zamandan eleştiriler yükseldi: Sadece bir ülkede, tek kıtada virüsle mücadele edilirse dünya asla güvende olmaz!

        Ocak ayında aşılamalar başladı, milliyetçilik “egoizm” boyutuna vardı. Zenginler ile yoksullar arasındaki aşı adaletsizliği derin bir uçurum yarattı. Dünya Sağlık Örgütü Direktörü Dr. Tedros’un deyişiyle “Dünya etik başarısızlık faciasının eşiğine geldi. Dünyanın bir kısmı ‘önce ben’ dediği sürece pandemiden kurtuluş yoktu.”

        Şimdi ise artık “aşı apartheid’ı” hüküm sürüyor. Tabir, Afrika’dan geliyor. Kıtanın güneyinde, beyaz azınlığın ırk ayrımcılığı rejimini tarihe gömen Afrika’dan. Namibya ve Kenya gibi ülkeler, Güney Afrika toplumunu siyah ve beyaza bölen ırk ayrımcılığı sistemiyle kıyaslıyor aşı uçurumunu. Beyazların aşıları istiflediği bir apartheid!

        Şu ana kadar dünya çapında 1 milyar doz aşının dağıtımı yapıldı ve orantısızlık had safhada. Aşıların yüzde 75’i topu topu on ülkeye gitti, 30 kadar ülke tek bir doz aşı alabilmiş değil. Dünya nüfusunun yüzde 2.3’ü tam aşılandı, Afrika’daki oran ise yüzde 1’in altında. Üstelik bazı ülkeler ön ödeme yaptığı halde aşılar ortada yok. Namibya Devlet Başkanı Hage Geingob geçenlerde açıkladı; “2.5 milyonluk küçük bir nüfus var, depozito verdik ama gelen aşı miktarı sadece üç bin doz. Adil ve sağlıklı bir dünya için, insanlık ailesinin ortak eylemi gerekiyor. Ama şu an yaşadığımız ‘aşı apartheid’ıdır.”

        REKLAM

        “Apartheid” derken, hedefteki adam ABD Başkanı Biden. Dünya Sağlık Örgütü’nün epidemiyologları da ayrımcılık demeseler bile Biden’ı hedefe oturtuyor. Ve mesele sadece ABD’nin aşı ihracatına getirdiği yasaktan, aşılar için fikri mülkiyet ısrarından ve yoksullara aşı bağışı yapmamasından ibaret değil. İçinde Hindistan’ın da yer aldığı karmaşık bir denklem söz konusu…

        Joe Biden Beyaz Saray’a adım atarken, görevdeki ilk 100 gününde 100 milyon doz uygulama sözü vermişti. Ama haftaya 100 günü dolduğunda 200 milyon doz çoktan aşılmış olacak. Aşılama oranı nüfusun yüzde 40’ını geçti. Müthiş bir aşı bolluğu yaşanıyor. Duke Üniversitesi Global Sağlık Merkezi’nin hesaplarına göre önümüzdeki yaz aylarında ABD’nin 300 milyon doz aşı fazlası olacak.

        ZİNCİRLEME AŞISIZLIK

        Buna karşılık Hindistan günde 350 bine yaklaşan vaka sayılarıyla rekorlar kırıyor. Hindistan’ın nüfusu 1.4 milyar; şu ana uygulanan doz miktarı ancak 132 milyonu buluyor. Sağlık sistemi artık yeni vakaları taşıyamıyor, solunum cihazı, oksijen ve koruyucu ekipman sıkıntısı çekiliyor. Krematoryumların fırınları gece gündüz yanıyor, boş araziler cesetlerin topluca yakıldığı krematoryumlara dönüştürülüyor, çünkü günlük ölü sayısı resmi rakamlara göre üç bine yaklaşıyor. Hindistan medyası, vaka ve ölü sayısının çok daha yüksek olduğunu yazıyor; muhalefet ise kalabalık seçim mitinglerine devam eden Başbakan Modi’yi suçluyor. Hindu dini festivalleri de bulaşa katkıda bulunuyor.

        Hindistan’a aşı yetişmiyor, oysa düne kadar “dünyanın eczanesi” olarak bilinirdi. Dünyanın en büyük biyoteknoloji firmalarından olan aşı devi Serum Enstitüsü, AstraZeneca formülüyle Kovid-19 aşısı Covishield'i üretiyor. Global Aşı Erişim Programı Covax’ın dağıtımını yapacağı dozların büyük bölümünü de AstraZeneca oluşturuyor. Dünya Sağlık Örgütü desteğindeki Covax, yoksullara aktaracağı aşıların yüzde 71’ini Hindistan’dan bekliyordu, ancak Serum Enstitüsü’nün yılda 2 milyar doz hedefi şimdilik Covax’a yönlendirilen 43 milyon dozla sınırlı kaldı. Çünkü hammadde sıkıntısından ötürü Serum Enstitüsü’nün üretimi sekteye uğrayınca Hindistan ihracatı sınırlandırdı. Böylelikle Covax’a umut bağlayan Latin Amerika ülkeleri ve Afrika’nın eli boş kaldı.

        Bu bağlamda Biden yönetiminin Covax’a 4 milyar dolarlık bağışta bulunması pek işlevsel görünmüyor. Oysa Covax’ın aşı bağışına ihtiyacı bulunuyor. Yeni Zelanda bile 1.6 milyon doz bağışlarken ABD’den aşı gelmiyor; ABD sadece, henüz onay almadığı için atıl kapasite olarak duran 4 milyon doz AstraZeneca’yı komşuları Meksika ile Kanada’ya veriyor.

        Hindistan’da Biden yönetimine öfke giderek yükseliyor. Trump’ın aşı ihracatı yasağı devam ettiği gibi, hammadde ihracatı da durdu. Serum Enstitüsü’nün Başkanı Adar Poonawalla iki hafta kadar önce Biden’a hitaben çok kibar bir dille tweet atarak, “Aşı üretimini hızlandırmamız için lütfen hammadde ihracatı üzerindeki ambargoyu kaldırınız. Yönetiminiz detaylara vakıf” diye ricada bulundu.

        REKLAM

        Baskılar neticesinde Biden yönetimi önceki gün Hindistan’a yardım sinyali verdi. Ulusal Güvenlik Konseyi’nden yapılan açıklamaya göre aşı hammaddesi, ilaç, ventilatör ve sağlık personeli için koruyucu ekipman sağlanacak. Biden da “Pandeminin ilk günlerinde hastanelerimize yardım gönderen Hindistan’a yardımda kararlıyız” diye tweet attı.

        Avrupa Birliği’nden Singapur ve Suudi Arabistan’a birçok ülkeden Hindistan’a oksijen tankı ve tıbbi malzeme yardımı başladı.

        Ancak bu yardımlar ne Hindistan’ın sorunlarını ne de global aşı adaletsizliğini çözmek için yeterli. Gelişmekte olan ülkelerin çoğu şunu bekliyor; ABD ve diğer Batılı zengin ülkeler aşı üreten şirketlerin fikri mülkiyet haklarının geçici olarak kaldırılmasına onay versin ki, global aşı üretimi yaygınlaşarak hızlansın. Hindistan ve Güney Afrika’nın başını çektiği 80 ülke yoksullar için aşı üretimini artırmak amacıyla, ABD, İngiltere ve AB’nin Dünya Ticaret Örgütü’nün “Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Anlaşması” (TRIPS) kurallarından geçici olarak feragat etmesini istiyor. Ama henüz feragat yönünde bir işaret yok.

        Diğer Yazılar