Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Hayvanların korunmasına dair yıllardır beklenen yasa teklifi nihayet Meclis’e sunuldu. Tüylü dostlar alkışları bol ama hayvanlara hak teslimi açısından kapsamı dar geldi. Bu nedenle dillere dolandığı gibi hayvan hakları yasası tabirini kullanmayıp, adı neyse onunla anmak gerekiyor.

        AK Parti grubunun imzasıyla TBMM Başkanlığı’na sunulan Hayvanları Koruma Kanunu ile Türk Ceza Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nde önemli adımlar var tabii.

        5199 sayılı yasadaki “süs hayvanı” ifadesi etik olmadığı gerekçesiyle çıkarılıyor. Teklifin gerekçesinde, “Hayvanlar mal veya eşya değil, birer candır ve yaşamları güvence altına alınmalıdır” tespiti yapılıyor. Bu bağlamda hayvanlara karşı işlenen suçların kabahat olmaktan çıkarılıp TCK kapsamına alınması ilerici bir hamle. Fakat yaptırımlar yeterince caydırıcı görünmüyor.

        Teklifin 11’inci maddesinde yer alan değişiklikler hayvanlara zulmeden, canına kıyan canavarların özgürlüğünü kısıtlayıcı bir hüküm getirmiyor. Cezaların üç ya da altı aydan başlaması, işkenceci canilerin hapis cezası alsa da yatarı olmadığı anlamına geliyor.

        Oysa hayvan hakları savunucuları, ceza alt limitlerinin en az üç yıldan başlaması için bastırıyordu. İki yılın altındaki cezalarda hükmün açıklanmasına erteleme var ya da para cezasına çevrilebiliyor. Gerçi bazı hukukçular, Ceza Usul Yasası’nın insanlara karşı işlenen cürümler için öngördüğü cezaları göz önünde bulundurarak üç yıl alt sınırın eşitsizlik olacağını söylüyordu. Bu durumun dikkate alındığı anlaşılıyor.

        REKLAM

        Teklif, “Bir ev hayvanını ya da evcil hayvanı kasten öldüren kişi altı aydan dört yıla kadar hapisle cezalandırılır” diyor. Hayvanları dövüştürenlere de üç aydan iki yıla kadar hapis ve adli para cezası öngörülüyor. Failler hapse girmeyeceği için yine sokaklara dönecek ve beş yıl içinde ikinci kez aynı suçu işleyip işlemedikleri de bilinemeyecek.

        En ağır ceza, bir hayvan neslini yok eden kişiye; beş yıldan 10 yıla kadar hapis cezası var. Böyle bir vahşete girişecek tıynette varlıklar olsa da, işlemesi zor bir suç olsa gerek.

        BUNUN ADI CİNSEL ŞİDDET

        Ceza kapsamındaki diğer bir fiil de “Hayvanlarla cinsel ilişkide bulunmak” şeklinde tarif ediliyor. Bu suçu işleyen kişilere altı aydan üç yıla kadar hapis ve yüz günden az olmamak üzere adli para cezası verilmesi öngörülüyor.

        Yatarı olmasa da tecavüzcüyü bu suçtan sabıkalandırmak yerinde. Fakat fiilin adını doğru koymak lazım; ilişki rızayla olur, hayvanların böyle irade göstermesi mümkün olmadığına göre suçun tanımı cinsel şiddet, cinsel saldırıdır.

        Hayvan hakları savunucuları 5199 sayılı yasadaki tehlikeli ırk / yasaklı ırk liste ve ibarelerinin kaldırılmasını istiyordu. Teklife göre yerli yerinde duruyor. Esas problem, masum hayvanları saldırganlaştıran az gelişmiş yaratıklar ama anlaşılan hala köpekler suçlu görülüyor. Pitbull Terrier, Japanese Tosa, Dogo Argentino ve Fila Brasileiro türlerini yurt dışından getiren, üreten, satan ve besleyenlere 11 bin lira para cezası var. Hayvanlara el konulup belediye eliyle bakımevine konulacaklar.

        Bu dört cins köpeği sahiplenmiş olanların ise hayvanı kısırlaştırıp bakanlığa başvurarak veri tabanına kaydettirmesi gerekiyor. Öldükten sonra da kayıttan düşürülecekler. Halk arasında dolaştırılmaları ise yasak. Aykırı davrananlara 11 bin lira ceza kesilecek.

        Hayvanı insanlara yönelik saldırı silahı gibi kullananlar her türlü cezaya müstahak ama bir şiddet biçimi olarak hayvanı alkol ve sigaraya alıştıranlara verilecek para cezası bile daha düşük; 5 bin 500 lira.

        REKLAM

        Aslında tehlikeli denilen türlerin sadece mizaç testinden geçenler tarafından sahiplenilmesi için izin bekleniyordu. Şiddet eğilimi olanlara bu köpeklerin ruhsatı verilmeyecekti, hepsi bu. Hayvanı yasaklamak çözüm değil.

        HAYVANLARDAN PARA KAZANMAYA DEVAM

        Kanun teklifinin sunumunda hayvanların mal veya eşya olmadığı vurgulansa da hayvanlar üzerinden para kazanma pratiğine devam gibi görünüyor. Petshop’larda hayvan satışı yasaklanıyor, ancak kedi – köpek kataloğundan seçerek bakanlık izni bulunan üretim yerlerinden satın almak mümkün. İnternetten hayvan satışlarının yolu da açık. Egzotik hayvanların satışına dair bir hüküm yok.

        Kara ve su sirkleriyle yunus parkları yasaklanıyor maddesi var, ancak mevcut işletmelerdeki hayvanlar ömrünü tamamlayıncaya kadar sömürü devam edecek. Teklifin genel gerekçe bölümünde “Mevcut işletmelerin uhdesinde bulunan hayvanların doğal yaşam süresine bağlı olarak tasfiyesi öngörülmektedir” ibaresi var.

        Yani mevcut tesisler kapatılmıyor; hatta bakanlık yönetmeliğiyle yeni standart getirilmesi gibi bir yoruma da açık mesele. Çünkü teklife göre “Hayvanların etoloji ve habitatına uygun serbest dolaşma imkanı bulunan doğal yaşam parkları” kurulması mümkün. Bunların kurulması ve çalışmasıyla ilgili usul ve esaslar bakanlık yönetmeliğiyle belirlenecek. Mevcut on yunus parkının faaliyetini sürdürmesine pekala yönetmelikle izin verilebilir.

        Bu arada Türkiye’de zaten hayvanlı kara sirki yok; teklifte yer alması gereken madde, bunlara yurda giriş izni verilmemesi olmalıydı.

        Teklifin belediyelere hayvan bakımıyla ilgili yükümlülük getirmesi de tartışmalı. Büyükşehir, il ve nüfusu 75 bini aşan belediyeler 31 Aralık 2023, diğer belediyeler ise 31 Aralık 2025 tarihine kadar hayvan bakımevleri kurmak ve rehabilitasyon da dahil bütçenin belirli bir oranında kaynak ayırmak zorunda. Bu düzenleme, belediyelerin kendi aklınca dağda bayırda bakım ve beslenme noktaları kurarak sokak hayvanlarını mahallemizden koparması tehlikesini de beraberinde getiriyor. Hayvanlar yerel yönetimlere emanet edilirse, akıbetleri kim bilir ne olur.

        Evcil hayvanı sokağa terk edenlere karşı da önlem var; kedi ve köpek sahipleri hayvanlarını 31 Aralık 2022 tarihine kadar dijital kimliklendirme yöntemleriyle kayıt altına aldırmaya mecbur. Nasıl denetleneceği ise meçhul.

        Bu arada hayvanların çevreye verecekleri zarar ve rahatsızlıkları önleyici tedbirler de bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenecek. Bir ara çok gündem olan “evdeki hayvan sayısına kısıtlama geliyor” fırtınası yeniden şiddetlenebilir. Tamam yasa teklifinde üç köpek limiti gibi bir kayıt yok ama yönetmelik ne der göreceğiz.

        Hayvanları “mal değil can” kabul eden yasa teklifinde başka ne mi yok? Av ve av turizmi, kürk hayvanı, hayvan deneyi, deve güreşi, fayton ve yük hayvanı yasağı yok.

        Diğer Yazılar