Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Filipinler’de ikinci Marcos devri başlıyor. 9 Mayıs’taki başkanlık seçimini ezici üstünlükle kazanan Ferdinand Marcos Jr. bugün yemin ederek resmen iş başına geçiyor.

        Uluslararası sahnede yeterince şaşkınlık uyandırmaması başlı başına bir şaşkınlık sebebi. Demek ki bir ülke halkı, halk devrimiyle kurtulduğu baskıcı ve talancı bir diktatörün oğlunu yıllar sonra aynı koltuğa seçebiliyormuş. Filipinler bu bakımdan tarihe geçti.

        Belki de Ferdinand Marcos’un 1965’ten, ülkeden kaçtığı 1986 yılına kadar süren otoriter iktidarının neredeyse bütün ceremesi first lady Imelda Marcos’un 3 bin çift ayakkabısına yıkılmamalıydı. İnsan hakları ihlalleri, işkence, binlerce kayıp ve faili meçhul cinayetler, devlet kasasından 10 milyar doların hortumlanması gibi suçlar, Malacanang sarayının tavanı aynalı devasa gömme banyosuna kadar uzanan lüks ayrıntılarla gölgelenmemeliydi.

        “Bongbong” lakabıyla ya da kısaca BBM diye anılan Marcos Jr. seçim kampanyası süresince sosyal medya üzerinden dezenformasyonla öyle başarılı bir baba Marcos portresi çizdi ki, geçmişe dair fikri olmayan kuşaklar Filipinler’in o dönem altın çağını yaşadığına ikna edildi. Oysa Marcos ve imtiyazlı yakın çevresi devlet fonlarını yağmalarken ekonomi yerlerde sürünüyordu.

        REKLAM

        Bongbong konuşmalarında “babasının büyük bir siyasi deha olduğunu” milletin beynine kazıdı. Annesi de üstün politik yeteneklere sahipti. Zaten dikta mağduru ve yakınlarının açtığı yerli ve uluslararası davalardan sıyrılmayı becerip yıllar süren ustalıklı bir imaj çalışmasıyla baba Marcos’un naaşını kahramanlar mezarlığına defnetmeyi bile başarmışlardı. Onca protesto gösterisine rağmen.

        Bu meşakkatli uğraş sonucu Marcos Jr. yüzde 59 oy oranıyla, rakibi ve mevcut Başkan Yardımcısı Leni Robredo’ya 15 milyon fark atarak başkan seçildi. Üstelik bugüne kadar hiçbir başkan çoğunluk oyla seçilmiş değil. Gerçi babası da vaktiyle oyların yüzde 88’ini almıştı, ancak muhalefetin boykot ettiği bir seçimde.

        Muhalefetin vergi yolsuzluklarını gerekçe gösterek Bongbong’un başkanlığını engelleme girişimi de geçenlerde Yüksek Mahkeme kararıyla direkten döndü.

        MARKA AYAKKABILAR – SAHTE TABLOLAR

        1986’da Marcos’un sıkı yönetimi altında yokluk, yolsuzluk ve adaletsizliğe karşı ayaklanan halk Malacanang sarayını bastığında Hürriyet adına Doğan Uluç olay yerindeydi. Daha önceden tanıştığı Imelda Marcos’la sarayda nasıl göz göze geldiğine kadar ince detaylarla geçiyordu haberlerini. Katiyen ajans bağımlılığımız yoktu. O dönemlerde kıpırdanmaların yaşandığı sıcak noktalara derhal muhabir gönderirdik. Panama diktatörü Noriega, ABD’nin Delta Force askerleri tarafından avlanıp Miami’ye götürülürken, New York büro şefimiz Doğan bey yine oradaydı.

        Sonra devrim ateşine rağmen biz dış haberciler maalesef Imelda’nın ayakkabılarına maruz kaldık. Kocasıyla birlikte Hawaii’ye kaçarken geride bıraktığı hazinesi ortaya çıkmıştı. Yerli imalat Marikina ayakkabılarının şöhretini de Imelda sayesinde öğrenmiştik. Charles Jourdan, Gucci, Ferragamo ayakkabıların sayısı sonraları 1200’lere kadar indi ama akıllarda hep üç bin çift olarak kaldı. Imelda Marcos, kocasının ölümünden sonra 1991’de sürgünden Manila’ya dönüşünde ayakkabıların 800 çiftini Marikina’daki ayakkabı müzesine bağışladı.

        REKLAM

        Imelda’nın sanata düşkünlüğü de vardı. Hem Marcos’un iktidarda olduğu 1980’lerde hem de 1990’larda 200 kadar tablodan oluşan bir koleksiyon edinmişti. Ancak New York Times’ın haberine göre eserlerin çoğu taklitti; en azından bir Michelangelo tablosunun sahte olduğu çok aşikardı. Marcos ailesi için itibar inşa etme çalışması olarak Bongbong’a başkanlık yolunun taşlarını döşeyen 2019 yapımı belgesel The Kingmaker’da Imelda’nın evinin duvarında görülen Picasso’nun da sahte olduğuna dair şüpheler var.

        OXFORD’U BİTİREMEDİ VALİ OLDU

        Aslında 64 yaşındaki Marcos Jr. siyasette yeni bir çehre değil, yıllardır çeşitli makamlara seçiliyor. Oxford Üniversitesi’nde felsefe, siyaset ve ekonomi okumuş ancak final sınavlarını veremediği için mezun olamamıştı. Babasının sıkı yönetim ilan ettiği memlekete dönmüş ve 26 yaşında ailenin kalesi Ilocos Norte kentine vali seçilmişti. Devrim sırasında Reagan’ın el vermesiyle aile Hawaii’ye kaçarken de o görevdeydi. Sürgün dönüşünden yıllar sonra yine aynı kentte vali seçildi, ardından Kongre üyeliğine kadar yükseldi. 2016’da başkan yardımcılığı yarışını kaybetti.

        1989’da baba Marcos’un ölümü sonrası Filipinler’in yeni lideri Corazon Aquino ailenin ülkeye dönüşüne izin vermişti. Aquino’nun kocası Senatör Benigno Aquino diktatör Marcos’un en sıkı muhaliflerindendi ve suikaste kurban gitmişti. Misyonu devralan Corazon Aquino başkanlık yarışını seçim hilesiyle kaybedince, halkı sivil itaatsizliğe çağırarak devrime öncülük etmiş ve başkanlık yetkilerini kısıtlayıp diktatoryal yapıyı tasfiye eden anayasa değişikliğiyle beşinci cumhuriyetin de kurucusu olmuştu.

        Aquino altı yıl görevde kaldıktan sonra çekildi, 2009’da kanserden hayatını kaybetti. Ardından anıtlar dikilen Corazon Aquino bugün hala Demokrasinin Anası olarak anılıyor.

        Ölümünden bir yıl sonra da oğlu Benigno Aquino III devlet başkanı seçildi. Ülkede siyasi hanedanlar bir gelenek, ancak bugün Aquino’ların demokratik geleneğinden dikta damgası taşıyan hanedana dönüş söz konusu. Bongbong’la birlikte başkan yardımcısı seçilen kişi de bugün görevi devredecek olan Devlet Başkanı Rodrigo Duterte’nin kızı Sara Duterte.

        Filipinler’de demokrasi, baba Marcos döneminden esintiler taşıyan Duterte’nin popülist yönetimi altında yeterince yara aldı; basın özgürlüğü alabildiğine kısıtlandı, insan hakları örgütlerine göre uyuşturucu kullananlara karşı açtığı amansız savaşta yargısız infazlarla on binlerce kişi öldürüldü. Duterte Roma Statüsü’nden çekildiği için Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde dava açılmasının yolu da tıkandı.

        Baba Marcos’un kahramanlar mezarlığına gömülmesine ön ayak olan ve Bongbong’un başkanlığı için çabalayan da Duterte’nin ta kendisiydi.

        İLK ATAMA: KENDİSİNİ TARIM BAKANI YAPTI

        Siyasi yorumculara göre Marcos Jr., Duterte yönetiminin altyapı yatırımlarıyla ekonomik büyüme programını devam ettirecek. Aynı yorumcular seçim zaferi sonrası oğul Marcos’un ekonomi yönetimini işinin ehli kadrolara bırakacağını da tahmin ediyordu. Ama geçiş sürecinde bakanlık ve kilit kamu kurumlarının başına yaptığı atamalardan nepotizm kokuları geliyor. Muhalefetten liyakatsizlik eleştirileri yükseliyor.

        Marcos Jr. kendisini tarım bakanı atayarak en şaşırtıcı hamlesini yaptı. Dünyada gıda fiyatlarının yükseldiği, Filipinler’in de kıt mali kaynaklarıyla yüklü miktarda pirinç ithalatına bağımlı olduğu ortamda bu atama çok tehlikeli bulundu.

        Ancak Marcos Jr. ilk tedbirini aldı ve “Eğer gıda darboğazı ve fiyat artışlarıyla karşılaşırsak, bunun sorumlusu dış mihraklar olacaktır” dedi. Tarım politikalarının ekonomik kalkınmanın en önemli ayağı olduğunu ve bakanlıkta yeni bir düzenlemeye gidilene kadar bu kritik görevi kendisinin üstleneceğini söyledi. Kampanya döneminde de pirinç fiyatını yarı yarıya indireceğini vaat etmişti. Uzmanlara göre bu mümkün değil. Duterte yönetiminde Filipinler'in borç yükü hızla artarak milli gelirin yarısını geçti; gıda fiyatlarında artış ancak sübvansiyonla önlenebilir ama böyle bir kamu gücü yok.

        Peki Marcos Jr. halkı hangi dış mihraklara karşı uyardı? Dış politikada büyük güçler dengesi bakımından bu nokta kritik.

        REKLAM

        Geleneksel olarak Filinpinler, ABD’nin yakın müttefikidir. Ancak Duterte 2016’da göreve geldikten sonra giderek Çin’le yakınlaştı. O yıl Pekin’de iş dünyasına seslenirken “Burada Amerika Birleşik Devletleri’nden ayrıldığımı ilan ediyorum” diyerek büyük alkış almış, Trump’la ruh benzerliğine rağmen ABD’ye ayağını basmamıştı.

        Şimdi Bongbong’un ABD-Çin hattında nasıl bir cambazlık sergileyeceği merakla bekleniyor. Kampanya dönemi bir konuşmasında Filipinler’in ABD’yle özel bir ilişkisi olduğunu belirtip, “Aramızdaki askeri anlaşmalar her iki ülkenin de yararına” demişti. Washington’la yakınlaşmak uğruna Pekin’i kızdırmayı göze alabilir mi, siyasi analistler pek emin değil.

        Asya – Pasifik bölgesinde Çin’in nüfuzuna karşı diplomasi yürüten Biden yönetiminden gelen sinyaller ise olumlu. Hem de Bongbong ve annesi, insan hakları davasında Hawaii mahkemesine mal bildiriminde bulunmadığı için 353.6 milyon dolarlık cezaya çarptırıldığı halde. O para ödenmediği için yakalama kararı vardı. ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Wendy Sherman’ın Manila’yı ziyaret edip Bongbong’la görüşmesinden sonra, yeni liderin dokunulmazlığı nedeniyle böyle bir sorun olmadığı haberleri yayıldı.

        Bugünkü yemin törenine de ABD resmi heyet gönderiyor. Delegasyonun başında “ikinci centilmen” sıfatıyla Başkan Yardımcısı Kamala Harris’in kocası Douglas Emhoff bulunuyor.

        Diğer Yazılar