Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Sığınmacı kalabalığını ve yarattığı toplumsal sorunları konuşurken birbirimizi tarafına göre ırkçı veya hain diye suçluyoruz ama söylem bazında kalıyor. ABD’de ise siyasi kamplar arası göçmen savaşı ahlaksızca bir aksiyon evresine girmiş bulunuyor.

        Florida, Teksas ve Arizona’nın Cumhuriyetçi valileri güney sınırından giren kaçak göçmenleri otobüslere uçaklara doldurup, hem de iş vaadiyle kandırarak Demokratların yönetimindeki eyaletlere, kentlere yolluyorlar. Niyetleri, Demokratların göç politikasına ilişkin ikiyüzlülüklerini sözde yüzlerine vurmak. Sonra da Fox News’taki sağcı tayfa ve troll korosu dahil bu ahlaksızca eylemle övünüyorlar.

        Öyle bir eylem ki, Belarus lideri Lukaşenko’nun hem Avrupa Birliği’nin yaptırımlarına misilleme olarak hem de göç konusundaki ikiyüzlülüğü yüzlerine çarpmak için silah niyetine Ortadoğu’dan düzensiz göçmen nakledip binlercesini Polonya sınırına yığmasından farklı değil.

        Yunanistan’ın göçmenleri Ege sularında denize dökmek pahasına zorla geri itmesine girmiyorum bile. En son Meriç sınırını geçmeye çalışan sığınmacılardan biri askerden dayak yiyerek can verdi; ikisi de geri itilirken nehirde boğuldu. Atina iltica hakkına dair uluslararası yasaları dibine kadar çiğniyor ama Brüksel’in sesi çıkmıyor. Yunanistan’ın AB içinde böyle bir izni var hukuksuzlar için, nedense!

        REKLAM

        İki yıl önce “sınır kapıları açıldı” haberleriyle sığınmacıları Pazarkule’de Yunan polisinin biber gazına maruz bırakmak da bizim hatamızdı, neyse ki zararın kıyısından dönüldü.

        İngiltere’nin düzensiz göçmenleri Ruanda’ya sürmek için yaptığı 120 milyon sterlinlik anlaşma da etik dışı bir operasyon olarak kayda geçti.

        LİBERAL ELİTLERE YIĞINAK

        Bunlar bir yana, demokrat bir ülkenin yönetici sınıfı olarak ABD’de Cumhuriyetçi valilerin yaptığı bugüne kadar görülmemiş bir strateji. Kaçak göçmenleri yolladıkları adresler sinsice seçiliyor. Mesela Florida Valisi Ron DeSantis geçen hafta iki uçak dolusu kaçak göçmeni liberal elitlerin Massachusetts’teki sayfiye adası Martha’s Vineyard’a postaladı.

        Clinton ve Obama’lar dahil, tarihsel olarak Demokrat başkan ailelerinin tatil beldesinden daha iyi bir seçim olamazdı. Sosyal medyada sağ trol tayfasından büyük alkış koptu; “Martha’s Vineyard, yeni Ellis Adası olmalı” diyenler çıktı. DeSantis’in danışmanlarından biri Obama’ların Martha’s Vineyard’daki evinin fotoğrafını Twitter’da paylaşarak “Yedi odalı ve sekiz buçuk banyolu (bilmemkaç metrekarelik) evinde göçmenlere bol bol yer olduğunu” yazdı.

        Washington Post’a konuşan çoğu Venezüelalı düzensiz göçmenin anlattığına göre Teksas’ın San Antonio kentindeki mültecilere yardım merkezinde yanlarına yanaşan sarışın bir kadın, iş ve kalacak yer var diyerek yaklaşık 50 kişiyi iki uçağa doldurarak zenginlerin adasına yolluyor. Her iki charter uçuşunda Florida’da mola verildikten sonra Martha’s Vineyard’a devam ediliyor. Ada yönetimi gelenlerden tamamen habersiz bir anda çoluk çocuk göçmenleri karşısında buluyor.

        Gıda kıtlığı çekilen ekonomik krizdeki Venezüela’dan ABD’ye ulaşmak için yedi ülke geçen göçmenler Boston gibi büyük kentlere çalışmaya gittiklerini zannederken ortada kalıyor. Neyse ki “iyi kalpli” bazı ada sakinleri yiyecek içecek ve barınma ihtiyaçlarını giderdikten iki gün sonra feribotla adadan alınıp Cape Cod’daki askeri üsse naklediliyorlar. Adadaki gönüllüler yolcu ettikleri göçmenlerin çantalarını doldurup, cep telefonu da veriyorlar.

        Florida Valisi DeSantis bu operasyonu göçmenleri yerleştirme programı çerçevesinde yaptığını ve çoğunun istikameti Florida olduğu için bunları Teksas’ta durdurmanın daha kolay olduğunu, eyalet meclisinin kullanma yetkisi verdiği 12 milyon doları sonuna kadar bu iş için harcayacağını söylüyor. Fakat vergi mükellefinin parasını yasa dışı yoldan kullanmakla suçlanıyor. İki uçuşa 600 bin dolarlık usulsüz harcama yaptığı söyleniyor.

        Cumhuriyetçi Partili Teksas Valisi Greg Abbott’un bu operasyonda dahli yokmuş ama o da başka yoldan yürüyor. “Sınırlarımız güvence altında” diyen Başkan Yardımcısı Kamala Harris’e inat, iki otobüs dolusu kaçak göçmeni kadının Washington’daki rezidansının önüne bırakıyor.

        Cumhuriyetçi Parti’nin söylemine göre Demokratlar sol değerleriyle binlerce göçmenin ülkeye akın etmesine yol açıyorlar. Oysa gerçekte Biden, Trump’ın göçmen politikasını sürdürüyor. Ancak sınırdan kaçak geçişlerde rekor artış var; son bir yılda sayı 1.6 milyonu bulmuş. Meksika sınırından geçişlerde 750 kişi can verdi. Bu sayı geçen yıla göre 200 kişi fazla.

        İnsan hakları aktivistlerinin şiddetle eleştirdiği göçmen oyunlarında amaç Demokratlara ders diye açıklanıyor, fakat başka hedefler de var. DeSantis ve Abbott hem yeniden seçilme dürtüsüyle hareket ediyor, hem de 2024 başkanlık yarışının potansiyel aday adayları olarak görülüyorlar.

        Aslında düzensiz göçmenleri, barınak olarak seçilmiş kentlere dağıtma planı Trump döneminde gündeme gelmiş, ancak federal fonların siyasi çıkar hesabıyla kullanılmasına göç idaresi yetkilileri tarafından geçit verilmemişti. Cumhuriyetçi Partili Senatör Ted Cruz, sınır eyaletlerinde biriken göçmenlerin Vineyard gibi Demokrat mahallere gönderilmesi için yasa tasarısı hazırlamış, sonuçsuz kalmıştı.

        Bu girişimi canlandıran kişi Teksas Valisi Abbott oldu; geçen nisan ayı itibariyle göçmenleri otobüslerle Washington’a nakledip Kongre binasıyla TV kanallarının yakınlarına bırakmaya başladı. Bir ay sonra da Arizona’nın Cumhuriyetçi Valisi Doug Ducey aynı eyleme girişti. O günden bu yana 10 bin kadar göçmen başkente yollandı. Bazı otobüsler de Demokratların yönetimindeki New York ve Chicago’nun yolunu tuttu. Demokrat Washington D.C. Belediyesi göçmenlere yardım için kent fonlarından 10 milyon dolar çıkardı.

        Şimdi Beyaz Saray, Cumhuriyetçi valileri düzensiz göçmenleri siyasi piyon olarak kullanmakla suçlarken insan hakları aktivistleri Biden yönetimini görevi kötüye kullanan valilere karşı daha aktif olmaya çağırıyor. Hispanik örgütleri Adalet Bakanlığı’nın insan kaçakçılığından soruşturma açmasını istiyor, ancak bakanlıktan yorum yok.

        Florida Valisi Ron DeSantis ise son basın toplantısında 12 milyon dolarlık bütçenin göçmenleri ağırlamanın maliyetinden daha düşük olduğunu belirterek şimdiden haber verdi: “Florida halkını korumak için bu parayı son peniye kadar harcamakta kararlıyım. Martha’s Vineyard’a yapılan uçuşlar sadece başlangıçtı. Daha çok uçuş ve otobüs seferleri olacak…”

        Diğer Yazılar