Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Suriye’nin diktatör Devlet Başkanı Beşar Esad için 2018 gayet iyi bitti. Donald Trump’ın, ABD askerlerini Suriye’den çekeceğini açıklamasının yanı sıra birçok Arap devleti de yeniden Suriye rejimi ile uzlaşmak istediklerini dile getirdi. Bu olumlu adımlara rağmen Esad itibarını tamamen geri kazanmayı başaramadı. Çünkü ABD, AB ve NATO’nun en önemli ikinci gücü Türkiye buna engel. Ancak ABD başkanı Trump’ın şok etkisi yaratan çekilme kararına rağmen ABD’deki diplomatik kaynaklarım Trump’ın Şam’a karşı tutumda bir yumuşama olmayacağını iddia ediyor.

        Burada en önemli baskılardan birini de Türkiye kuracaktır. Türkiye, Esad’ın görevi bırakması yönündeki çağrılarına son vermiş olsa da Suriye’deki özelikle PKK’nın kontrolündeki tartışmalı bölgeler uzlaşmayı engelleyecektir. Trump’ın geri çekilmesinin ardından Ankara ile Şam, Suriye’nin doğusu nedeniyle karşı karşıya gelebilir. Zira rejim 2012’den bu yana PKK/PYD ile ilişkilerini perde arkasından daima sürdürdü. Şu anki tablo ise Esad’ın PKK ile görüşerek bir yol almaya çalıştığını gösteriyor.

        Rusya’nın bir anlaşmaya sağlayıp sağlamayacağı ise çok şeyi değiştirecek. Şu ana kadar Esad’ın stratejisi, uluslararası koşulları kendi lehine değişeceği anı beklemek oldu. Arap devletlerinin son zamanlardaki açılımı da bu yaklaşımı doğruluyor. Şam rejimi şimdilerde Batı’yı ve Ankara’yı Rusya ve Arap ülkeleri ile kurduğu ve kuracağı diplomatik ilişkiler üzerinden ikna etmeye motive olmuş durumda.

        ÇEKİLME UZUYOR

        Trump verdiği çekilme kararıyla müttefiklerini ve büyük olasılıkla danışmanlarını da şaşkına çevirdi. Muhalif görüşler, Trump’ın Rusya ve İran’ın ekmeğine yağ sürmesinden endişe ederken diğerleri ise durumu, ABD’nin Kürtlere ihaneti olarak görerek hayıflanıyor. Zira Türkiye Kürtler ile PKK arasındaki ayrımın mutlak suretle yapılması hususunda uyarıyor.

        Ancak şu anda paniğe yol açan geri çekilmenin ne zaman gerçekleşeceği, hatta gerçekleşip gerçekleşmeyeceği hiç belli değil. Trump Washington’daki tepkilerden dolayı yumuşamış gibi görünüyor ve çekilme için ilk başta açıkladığı bir aylık süreyi dört aya çıkardı. Trump yönetiminden yetkililer ise suyu daha da bulandırarak çekilme için herhangi bir zaman aralığı olmadığını bildirdi. Belli ki kaosun tam ortasında Beyaz Saray içinde keskin bir görüş ayrılığı bulunuyor.

        Esad’ın iktidardan uzaklaştırılmasıyla hiç ilgilenmeyen ve nasyonal yalnızlık politikası benimseyen Trump, çok az siyasi getirisi olan ancak maliyeti yüksek askeri maceralardan kurtulmak isterken önde gelen şahinler, olayları farklı görüyor. Mike Pompeo, John Bolton ve James Jeffrey, ABD’nin Suriye’ye müdahalesinin DEAŞ militanlarının yenilmesiyle birlikte İran’ın Suriye’deki etkisine karşılık verilmesini amaçladığını öne sürüyor.

        Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham geçtiğimiz hafta Trump ile yaptığı görüşme sonrasında Başkan Trump’ın Suriye’den çekilmeye yönelik daha fazla zaman tanıyacağını söyledi. Washington’da Amerikan birliklerinin geri çekilmesinin dört ay kadar sürebileceği belirtildi. Bolton’un açıklamaları bu çekilmenin bazı ön koşullara bağlı olduğunu gösteriyor. Hem Bolton hem de Graham, Trump’ın hala Suriye’den çekilme kararında ısrarlı olduğunu söylüyorlar. Bu karar ABD’nin birçok müttefikinde şok etkisi yaratmıştı.

        BOLTON’UN AĞZINDAKİ BAKLA

        ABD Güvenlik Danışmanı Bolton dün Ankara’daydı. Biraz geriye gidersek, Türkiye karşıtı American Enterprise Institute’da (AEI) kıdemli danışmanlık yaptığı sırada yazdığı bir makale Bolton’un zihnindeki gerçek projeyi ortaya koyuyor. Kısaca, Suriye Kürtleri ile terör örgütü PKK’yı ilişkilendirmiş, Türkiye ve Suriye Kürtlerini ortak bir yapıda görmemiş, İran'a karşı Suudi-Sünni yapısı kurulması gerektiğine vurgu yapmış, Irak ve Suriye'nin birinci dünya savaşı öncesine dönmesi ve arasında Sünnî bir devlet kurulmasını, Bölgesel Arap ülkelerinin (Mısır, Ürdün, Körfez) Suriye'de yer alması, finansal kaynak sağlaması ve Suriye muhaliflerine desteğin kesilmesi konularını kaleme alarak görüşlerini dile getirmiş. Ve şimdi bu Bolton, Ankara ziyareti sırasında, bu kurgularını ABD’nin görüşleri olarak önümüze getirmiş bulunuyor.

        Bolton, Suriye sınır hattında ve kapılarda Suriye rejimine bağlı askeri birliklerin konuşlanmasını, PYD ve onun çatı örgütü SDG’nin ise bölgede asayiş gücü olarak faaliyetlerine devam etmesini, PYD’nin sınırın 14 kilometre gerisine çekilerek Türkiye için tehdit oluşturmasının önlenmesini istiyor. Elinde haritalarla konuşan Bolton, PKK’nın zayıf ve merkeze bağlı bir otonom yapıya dönüşecek 7 bölgeli bir planını benimsiyor. Önümüzdeki günlerde ABD başkan yardımcısı da 7 gün süre ile Arap ülkelerinden bu plan için destek istemek üzere bölgeye geçecek.

        ARAPLARI İKNA TURU

        Görüştüğüm ABD’li yetkililer, Beyaz Saray’ın hala güvenlik çıkarlarına bağlı olduğuna dair müttefiklerini yatıştırma hedefiyle bu hafta Orta Doğu’ya akın ediyor ancak şu ana kadar sırada ne olacağına ilişkin yönetim içindeki uyumsuzluğu ortaya koydular. Sahadaki yansımalar ise çekilme takviminin açık uçlu olduğu izlenimi veriyor. Hatta Türkiye ile diplomatik tansiyon daha da yükselebilir. Ancak şunu söylemek gerekiyor ki PKK’ya verilecek güvenlik garantisinin “yeni elde edilemez koşul” olabileceğini unutmamak gerekiyor. Çünkü seçeneklerinin azaldığını gören PKK, Esad rejimiyle görüşmeye başladı ve bugüne değin tam 7 görüşme gerçekleştirdi. Ayrıca, olası bir Türkiye operasyonuna karşı Şam’dan askeri destek istedi.

        Bolton İsrail’i ziyaret etti. İsrail hükümeti Trump’ın, “Gerçeği söylemek gerekirse İran orada her istediğini yapabilir.” açıklamasının ardından hayal kırıklığına uğradı. Bolton, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya ABD’nin Suriye’nin güneyindeki El Tanf Havalimanı’ndan çekilmeyeceklerinin de garantisini verdi. Bolton pazartesi günü Netanyahu ile İsrail’in 1967 yılında Suriye’den aldığı ve ilhak ettiği Golan Tepelerini ziyaret etti. Netanyahu ABD’den Golan Tepelerini İsrail’in bir parçası olarak kabul etmesini bekliyor.

        Netanyahu daha öncesinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile telefonda görüşmüş ve İsrail’in İran’ın Suriye’de nüfuzunu artırmasına karşı askeri müdahalelerini sürdüreceğini açıklamıştı.

        SURİYE’DEN IRAK’A ERİŞECEK

        Irak Parlamentosu’ndaki birçok siyasi grubun, Irak’taki yabancı güçlerin artık çekilmesi için adımların atılması gerektiği çağrısını yaparken Irak güvenlik kaynakları dün, Suriye’den çekilen Amerikan kuvvetlerinin bir kısmının Anbar ilindeki (Irak’ın batısında) Ayn el Esed Üssü’ne yerleştiklerini açıkladı.

        Amerikan Başkanı Donald Trump’ın yılbaşı münasebetiyle Ayn el Esed Üssü’ne yaptığı ziyaret ve bilhassa yaptığı açıklamalar, Irak’taki Amerikan mevcudiyeti meselesini yeniden gündeme getirdi. Nitekim Trump, Suriye’deki hedefleri vurmak için Ayn el Esed Üssü’nün kullanılabileceğini söyledi. Bilhassa İran eksenine yakın olan Iraklı siyasi gruplar, Amerikan güçlerinin Suriye topraklarından Irak’a girmelerini “çok tehlikeli bir durum” olarak nitelendirmişlerdi. Bu arada Irak Parlamentosunda, Irak hükümetini ülkedeki yabancı güçleri çıkarmakla görevlendiren bir kanun çıkarılması için imza toplanmaya başlanıldı. ABD, Harir ve Ayn el Esed üslerinin ardından şimdi de Kerkük’teki K1 üssüne yerleşmek üzere Bağdat ile diplomasi pazarlıklarını devam ettiriyor.

        Diğer Yazılar