Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Operasyon teknik nedenlerden dolayı planlanandan 7 saat gecikmeli başlamıştı. Biraz daha geç kalınsa ABD’liler bölgedeki adamları Davut Bağıstani isimli yerel bir şahsın aracılığıyla hedefi kaşla göz arasında kaçıracaktı. Helikopterlerimiz havalandı… Duhok'tan ayrılıp Erbil istikametine giderken yakalanan, PKK’nın iki numaralı ismi Şemdin Sakık’ı alıp bir saat içinde Silopi’ye getirdi. Genelkurmay Başkanlığı'na bağlı Özel Kuvvetler Komutanlığı’nın Yarasa Operasyonu başarıyla tamamlanmıştı.

        Şemdin Sakık’ın 1998’de yakalanıp ABD yapımı helikopterlerle Türkiye’ye getirildiği bu olayı şunun için anlattım: Bugün artık Türkiye’nin kendi üretimi İHA ve SİHA’ları terörle mücadelede oldukça etkin. Dahası bu insansız uçakları istediğiniz zaman kaldırıp istediğiniz operasyon alanında kullanabiliyorsunuz. SİHA’ların sahneye çıkışı ile birlikte ABD’nin Predator’lerinden gelecek görüntülere ihtiyaç duymadan operasyon yapma kapasitemiz oluştu.

        Bir ay içinde terör örgütünün Suriye saha koordinatörü ve Kandil’in silahlı kanadı HPG’nin bel kemiği Sofi Nureddin ve PKK'nın sözde üst düzey yöneticisi Mahmur sorumlusu Selman Bozkır MİT’in düzenlediği bir operasyonuyla etkisiz hale getirildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Selman Bozkır’ın etkisiz hale getirildiğini açıklamadan üç gün önce TRT canlı yayınında Mahmur Kampı’nın altını çizmişti: "BM temizlemediği takdirde bir BM üyesi olarak biz temizleriz."

        Mahmur Kampı 1990’lı yıllardan bugüne neredeyse bir kasaba halini aldı. PKK o dönemde zorla göç ettirdiği aileleri canlı kalkan haline dönüştürmeye çalışıyordu. Bunun içinde en stratejik yeri seçmişti; Mahmur. Mahmur, Irak'ın kuzeyinde Musul'da, Erbil'e yaklaşık 50 kilometre mesafede. Mahmur 1996’dan beri PKK’nın adeta dinlenme tesisi gibi. Kandil ve diğer kamplarda yaralanmış, sakatlanmış teröristlerin son durağı burası oluyor.

        PKK’NIN ‘ALAKAT’ OFİSİ

        BM bu kampı sahiplendiğine bakmayın. Zira BM’nin 1996’de kurduğu kampın girişindeki derme çatma bir evin kapısında sadece bir tabelası var. Bu bina da PKK’nın “alakat” yani halkla ilişkiler ofisine dönüşmüş vaziyette. BM bu kampın kendisine bağlı ve denetiminde olduğunu iddia ediyor. Ama 2003’te’te DEAŞ’ın Bağdat’taki BM Binasını bombalanmasının ardından Mülteciler Yüksek Komiserliği, birkaç görevli dışında, Irak’ı terk etti. Kalan personelini de Erbil’e taşıdı. Mahmur Kampı’nın 47 kilometre yakınındaki BM ofisinden bugüne kadar kaç temsilci, misyon yöneticisi gidip bu kampın durumunu raporlaştırdı? Buradaki koltuk değnekli ve kalıcı bedensel rahatsızlığı olan insanlara hiç sordu mu, bu kampta durup dururken nasıl yaralandınız da bu hale geldiniz diye…

        Mahmur sorumlusu Selman Bozkır'ın etkisiz hale getirilmesinin ardından gözler bir kez daha bu kampa çevrildi. PKK Mahmur Kampı’ndaki sivilleri adeta rehin almış durumda. Buradaki halkın bir yere kıpırdamasına dahi izin verilmiyor. Kampta 11 bin 200 Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının yaşadığı tahmin ediliyor. Bu sayı Irak merkezi yönetiminin ve devrik lider Saddam Hüseyin döneminden bu yana gıda yardımı karnelerinden biliniyor.

        BM İKİYÜZLÜLÜĞÜ BIRAKSIN

        Kamptaki 8 bin kişi 40 yaş ve altında. Bu insanlar ne iş yapar ve nasıl geçinir? BM’nin Erbil, Duhok ve Süleymaniye’de çalışan Mahmurluların yaşadığı zorlukları ve son durumunu anlatan bir raporu var mıdır? Kampın kaderi artık netleştirilmelidir. BM iki yüzlüğünü bırakıp bu kampa sahip çıkacağına, burada teröre bulaşmamış PKK’nın rehin aldığı insanları ya bu bölgeden çekmeli yada başka bir rasyonel çözüm bulmalıdır.

        Mahmur Irak Anayasası’nın 140’cı maddesi uyarınca sorunlu bir bölge ve kaderi henüz netleşmemiştir. Dolayısıyla PKK terör örgütü Sincar-Mahmur-Kerkük-Süleymaniye-Kandil hattını kullanmaya devam etmek istiyor. Suriye süreci ile birlikte Mahmur çok daha stratejik bir alan döndü.

        Erdoğan’ın “Kandil'in kuluçka yuvası” olarak tanımladığı Mahmur adeta yavruladı. Bu kampın hemen yanı başına kurulan sözde Rüstem Cudi kampına dikkatinizi çekmek isterim. DAEŞ’in Mahmur’u kontrol altına aldığı günlerde Bağdat ve PKK bir ittifakla bu bölgenin geri alınması için ortak hareket etmişlerdi. Ama PKK daha önce sınırlı kullandığı Mahmur’un 7 km. derinliğindeki kampa kalıcı olarak yerleşince işler değişti. PKK bu kampı drone akademisine çevirdi. PKK’nın geçen ay Batman ve Diyarbakır’daki maket uçakla saldırılarını hatırlayalım…

        Diğer Yazılar