Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Yunanistan ve ABD’nin ‘Karşılıklı Savunma İş Birliği Anlaşması’nın (MDCA) güncellenmesi ve kapsamının genişletilmesi için yürüttüğü görüşmeler Türkiye açısından kritik bir noktaya doğru gidiyor. İlk kez 1990’da imzalanan anlaşmanın üçüncü kez genişletilmesi için süren müzakereler son aşamaya geldi.

        Yunanistan adına uzun yıllar Irak’ta diplomatik görevlerde bulunmuş bir diplomat arkadaşım müzakerelerin kasım ayında sonuçlanmasını bekliyor. Atina’nın yeni anlaşmayla, aşamalı şekilde daha çok donanma birimini barındırabilecek bir deniz üssü oluşturmak istediğine dikkat çekiyor. Yunanistan’ın İskiri (Skyros) adasındaki hava ve deniz tesislerinin Amerikan Silahlı Kuvvetleri’nin kullanımına dönüşümlü veya sabit üs olarak verilmesi söz konusu… Yunanistan, Ege Denizi’nin ortasındaki İskiri’nin coğrafi ve stratejik önemi nedeniyle bu üssün kullanım ağırlığının kendisinde olmasını istiyor. Ve bir not; Yunanistan’ın İsrail’den 40 milyon euroya 3 yıllığına kiraladığı iki Heron İHA’nın konuşlandığı yer de İskiri’deki 135. Muharip Filo Komutanlığı.

        To Vima gazetesinde şubat ayında çıkan bir haberde İskiri Adası gibi yerlerin Yunan ve ABD birliklerinin halihazırda ortak yetiştirme faaliyetleri yürüttüğü ya da NATO altyapısı olan yerler olduğu belirtilmişti. Haberde ABD ile görüşülen yeni konuşlanma yerleri için Suda Üssü’nde olduğu gibi yeni bir daimi üs kurulmasının görüşülmediği kaydedilmişti. Ancak, diplomat arkadaşımın verdiği bilgiler farklı bir durumun söz konusu olabileceğine işaret ediyor. Yunanistan ve ABD arasında 1990’daki ilk anlaşmayla kurulan Girit Adası'ndaki Suda Üssü 2019'daki güncellemeyle genişletilmişti. Girit adasındaki askeri üslenmesini tamamlayan Atina şimdi ikinci bir üs kurma hazırlığını da planlamış durumda.

        Yunanistan’dan yeni askeri üs ve kampları kullanmayı talep eden ABD’nin de Stefanovicio, Larissa ve Alexandroupolis/Dedeağaç haricinde toplamda 23 üs veya kamp seçeneği üzerinden değerlendirme yapacağı Yunan basınına yansımıştı. Bu çerçevede Yunanistan şimdi ABD’nin bir dizi noktadaki askeri üslenmesine ön ayak olmayı ve dönüşümlü olarak kullanmayı planlıyor.

        Yunan Dışişleri Sözcüsü Alexandros Papaioannou geçen şubat ayında yaptığı açıklamada ABD ile yapılacak yeni güncellemenin çok geniş bir çerçevede olacağının sinyalini vermişti: “Amerikan üslerinden bahsettiğimizde, Soğuk Savaş döneminde bulunan ABD üslerini ifade etmiyoruz. Artık ‘farklı çerçeveler’ söz konusu ve taraflar, ABD ile savunma iş birliği konusunda tamamen farklı bir yoldan hareket ettiler.” demişti.

        Doğu Akdeniz ve Ege’de Türkiye ile Yunanistan arasındaki krizin gerilim hatları ABD ile Yunanistan’ın atmaya hazırlandığı yeni adımlarla daha provokatif bir hal alabilir. Gelinen noktada; Türkiye ve Yunanistan arasındaki krizin durulması için Avrupa Birliği ülkelerinden yapılan diplomatik baskılar ve iyi niyet açıklamalarına rağmen sorunlar çözümden giderek uzaklaşıyor. Doğu Akdeniz ve Ege’de Türkiye ile Yunanistan arasındaki gerilim hatları daha belirgin bir hal alıyor. Bu hatlara dikkat kesilelim. Yunanistan’ın askeri hamlelerini ve Trakya’daki Türk azınlığı Türk kimliğinden sıyırıp Müslüman kimliği ile tanımlamasını geleceğe dair önemli bir plan olarak görelim…

        Dışişleri, Milli Savunma bakanlıkları ve MİT’in Akdeniz ve Ege’deki her hamleyi dikkatlice okuması gereken bir süreçten geçiyoruz. Zira Atina Avrupa- Asya kıtası ve Kuzey- Güney eksenin en keskin virajında tehlikeli bir oyuna zemin hazırlıyor. Yunanistan hepimizi tahrik edecek hamlelerde bulunacak.

        Diğer Yazılar