Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Son bir ay içerisinde Suriye’deki Amerikan askeri üsleri tam yedi kez saldırıya uğradı. ABD, adeta savunmasız kaldı. Ancak daha da önemlisi finanse ettiği ve eğittiği sözde DEAŞ ile mücadelede en verimli saha partnerleri olan terör örgütü PKK’nın Suriye kolu bu süreçte YPG/SDG de ABD’ye kulluk görevini yerine getiremedi.

        ABD üslerini hedef alan İran devrim muhafızlarına bağlı silahlı gruplar, özellikle Haseke ve Deyrezzor bölgelerindeki ABD askeri üslerine yakın alanlarda konuşlanıyor. Son üç aydan bu yana İran istihbaratı koordinasyonunda şekillenen organizasyon yine bölgede son bir aydan bu yana “operasyonel saldırı” evresine geçmiş durumda. İran bu operasyonu “kabuk tutan yarayı söküp atma” operasyonu olarak tanımlıyor.

        23 Mart Perşembe’yi Cuma’ya bağlayan gece yarısından sonra İran’a bağlı paramiliter güçler tarafından Haseke ve Deyrezzor kentlerinde art arda saldırılar düzenlendi. Üstelik savunma sistemlerini ve radarları delip geçen kamikaze dronlarla ve füzelerle! ABD, sözleşmeli yani paralı askerlerin öldüğünü açıklarken, beş askerin de yaralandığı bilgisi var.

        DRONLAR İRAN’IN

        Çıplak gözle görünen o ki İran, Irak topraklarından sonra Suriye topraklarında da ABD’yi açıktan hedef almaya başladı. Ve İran’ın Suriye’deki bu eylemlerine devam etmesi bekleniyor. En son gerçekleşen saldırılarda kullanılan kamikaze dronların (İnsansız hava uçakları) İran üretimi olduğu çok net.

        REKLAM

        Aslında İran’ın kullandığı bu kamikaze dronlar Suudi Arabistan ve Yemen’de de kullanmıştı. Yine bir üst modelinin satışını geçtiğimiz günlerde Rusya’ya gerçekleştirdi. Suriye’de kullanılan ise ilk üretim versiyon. Lübnan’da Hizbullah’a, Irak’ta ve Suriye’de paramiliter güçlere teslim ettiği de biliniyor.

        Dün yaşanan saldırı sonrası ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, ABD Başkanı Joe Biden ile görüşüp onun da talimatını alarak ülkenin doğusundaki İran yanlısı gruplara hava saldırıları gerçekleştirdi.

        Dün İran istihbaratının koordinasyon vererek hedef belirlediği füzeli saldırı İran’ın nasıl bir tehdit haline geldiğini gözler önüne seriyor. Ancak buraya kadar olan biteni ABD ile İran arasında geçmişten bu yana yaşanan krizlerle bir tutmak eksik kalır.

        CEVAP BEKLEYEN SORULAR

        Son bir aydan bu yana özellikle Ömer petrol sahalarının etrafında tam yedi kez dronların, füzelerin hedefi olan ABD neden anlık karşılık veremedi? ABD’nin Irak üzerinden Suriye’ye taşıdığı savunma sistemlerini, İran’ın füzeleri nasıl delip geçti? ABD, üç aydan buyana etrafında yuvalanan İran’a bağlı paramiliter güçlerden nasıl haberdar olamıyor?

        İşte bu soruların cevapları Suriye’deki karmaşayı ve ABD’nin neden zayıf düştüğünü ortaya koyuyor…

        İşin en ilginç şaşırtıcı boyutuna gelirsek... Görüştüğüm bir ABD’li yetkili, askeri üssün hava savunma sisteminin saldırı sırasında bozuk olduğunu söyledi. Kaynağım, son bir aydan bu yana savunma sisteminin ve savunma sistemi ile bağlantılı radar sisteminin neden çalışmadığına dair çalışma yapıldığını ifade etti.

        O zaman şu sorulara cevap bulunması gerekiyor:

        - ABD’nin askeri üssünde savunma sisteminin bozuk olduğunu ve radar sisteminin neden algılama yapmadığını İran istihbaratına kim sızdırdı?

        REKLAM

        - Saldırının olduğu günün sabahında, ABD’li bir heyetin bölgeye geleceğinden İran İstihbaratı nasıl haberdar oldu?

        - Ayrıca gerçekleştirilen saldırının bir gözdağı niteliğinde olduğunu ABD okuyamadı mı?

        - Eylemin Ömer petrol sahasındaki Amerikalı asker değişimi anına denk gelmesi sizce tesadüf mü?

        Ama bence en önemlisi, ABD’nin savunmasız kaldığını İranlılara kimin bildirdiği ki buna ABD istihbaratı bakmalı…

        PKK’NIN GERÇEK PATRONU İRAN

        Amerika şimdilik sessiz. Fırtına öncesi sessizlik mi, şok mu yoksa çaresizlik mi, Allah bilir. Ulusal Güvenlik Konseyi’nin İletişim Direktörü John Kirby'ye göre ABD, İran ile askeri bir çatışma istemiyor. Kirby cuma günü yaptığı açıklamada, "İran ile bir savaş istemiyoruz." dedi. ABD birliklerinin komutanı General Erik Kurilla, Washington'daki bir kongre komitesi toplantısında İran'ın saldırılarına ilişkin açıklamasında “İran şimdi askeri açıdan beş yıl öncesine göre ölçülemeyecek kadar daha yetenekli ve binlerce balistik füze ve seyir füzesi ile bölgedeki en büyük ve en çeşitli füze cephaneliğine sahip. Suriye ve Irak'taki ABD birliklerimiz, 2021'in başından bu yana Tahran ile müttefik güçler tarafından yaklaşık 78 kez saldırıya uğradık” uyarısında bulunmuştu.

        ABD askerine yönelik Suriye sahasında meydana gelen saldırıların içerideki istihbarat sağlayıcısı şüphesiz İran’ın 1992’den bu yana İran’ın resmi sınır muhafız gücü konumundaki PKK/YPG’dir.

        Savunma sisteminin çalışmadığını, olası saldırıda etkisiz kalacağını ABD’nin sadık müttefiki YPG içindeki “Kadro” diye tabir edilen PKK içindeki İran yanlısı elebaşları iletti. ABD, Suriye sahasında iş birliği halinde olduğu PKK/YPG’nin Suriye’nin arka cephesi konumundaki Sincar’da İran’a bağlı Haşti Şabi ile iş tutmasına ve aynı kampları kullanmalarına seyirci kaldığı ve bir terör örgütüne bel bağladığı için bugün bu saldırıların muhatabı…

        REKLAM

        KÖSTEBEK İÇERİDE

        Türkiye dostu olan Amerikalı asker, yazar-çizer takım bile PKK ile yürütülen bu işbirliğini başka çaremiz yoktu diyerek açıklasa da öngörüsüzlüğün dibi olduğunu belki idrak edebilmişlerdir. Terör örgütlerini para ile, diplomasi ile kullanışlı hale getirebilseniz de bu tip örgütlerin ideolojik, etnik bağlılıklarını kırmanın ne kadar zor olduğunu belki görmüşlerdir.

        Şimdi bakalım ABD, iş tuttuğu PKK/YPG içinden hangi sözde komutanın, İran’ın paramiliter güçlerinin Musul Kerkük bölgesindeki en etkili ismi Kays Gazali’ye bilgi sızdırdığını ve ABD’nin savunma sistemlerinin çalışmadığını ilettiğini bulabilecek mi?

        Ben yine de bir ipucu vereyim. Ocak ayında Haseki’de ve Ömer’de gerçekleştirilen ticari ve siyasi açıdan önemli iki toplantıda yer alan ‘’Kandil kökenli teröristten’’ bilgilerin alınmış olma ihtimali çok yüksek deniliyor.

        Diğer Yazılar