Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Seçim sathına girdiğimiz bugünlerde birçok alanda olduğu gibi ekonomide de her şey “Hele bir seçimler bitsin” moduna bağlanmış vaziyette.

        2008 krizinin teğet geçtiği, 2012- 2014 yılları arasında Avrupa’da yaşanan büyük ekonomik bunalımı fazla sarsılmadan atlatan ve nihayetinde 2016 darbe girişiminden sadece 1.5 yıl sonra yüzde 7.4 gibi bir büyüme yakalamış bir ekonomiden bahsediyoruz.

        850 milyar dolarlık GSYH ile dünyanın 17. büyük ekonomisi olan Türkiye ekonomisinin yüksek büyümeye, artan ihracata, düşük kamu borcuna rağmen maalesef kronikleşme potansiyeli bulunan sorunları var.

        İş dünyasından ekonomistine kadar birçok paydaş da ekonomideki bu sıkıntılı noktaları rahatlıkla sayabilecek durumdalar. Herkesin hemfikir olduğu bir nokta ise bu sorunların çözümü için acil reformlar yapılması gerekliliği.

        Ekonomide acil el atılması gereken konu başlıkları neler? Gelin satır başlarıyla üzerlerinden geçelim.

        * Banka kredisi kullanımı bağımlısı reel sektör ve daha fazla kredi vermeye zorlanan bankacılık sektörü.

        * İmalat sanayiinde, teknoloji ve makine teçhizat kullanımında, ithalat bağımlılığı ve sanayinin döviz kurlarının seviyesine bağlı üretim maliyeti açmazı.

        * Sanayide yoğun enerji ve ithal hammadde kullanımı, ancak ihracatta kilogram başına 1.35 dolar gibi düşük katma değerli ürün satma gerçeği.

        * Yurtiçinde vatandaşların bundan birkaç sene önce toplam mevduatın yüzde 35’ini aşmayan döviz mevduatlarının bugün toplamın yarısına gelecek kadar yükselmiş olması. Kısaca dolarizasyon.

        * Türk Lirası’ndaki rekor değer kaybı sonrasında toplam 220 milyar dolar civarında olduğu hesaplanan reel sektörün döviz borcunun nasıl yönetileceği konusu.

        * Enflasyonda iki haneli seviyelerin kanıksanmaya başlanması...

        İlk etapta akla gelen, Türkiye ekonomisinde kronikleşmeye gitmeden üzerine eğilinmesi gereken sorunların bir kısmı yukarıda saydığım konular. Bazı sorunların gerçekten ortadan kalkması isteniyorsa acı reçetelerin ortaya çıkması şart. Peki herkesin bildiği bu sorunlar için neden seçimlerin sonrası bekleniyor? Meclis’te şu an güçlü bir iktidar var. 15 yıldır ülke yönetiminde olmasına ve ekonomideki sorunları çok iyi bilmesine rağmen neden seçimlerin sonrası bekleniyor?

        Burada akla ilk gelecek cevap, “Yeni geçeceğimiz cumhurbaşkanlığı sisteminde ekonomide teşhis edilen kronik sorunların hızlı ve belki de acılı tedavisi için harekete geçmek çok daha kolay” olabilir. Bir başka mantıklı açıklama da, “Mevcut kadrolarda doğru tedaviyi uygulayacak kişiler bulunmuyor. Cumhurbaşkanlığı sisteminde radikal kararlar alabilecek isimler rahatlıkla ekonomi yönetimine getirilecek” de olabilir.

        Toparlıyorum...

        Seçimlerden sonra, bir süredir ekonomide halının altına süpürülen ve anlık çözümlerle aşılmaya çalışılan sorunların masanın üzerinde aynen öylece durduğu hatırlanacak. Her biri için ekonomide ciddi reformların yapılması gereken bu konu başlıkları eğer hazırlığınız yoksa sizi yorabilir.

        Bu sebeple, ümit ederim ki seçimlere hazırlanan, iktidar olmak isteyen partiler bir kısmını saydığım konu başlıkları için şimdiden kolları sıvamış ve projelerini hazırlamıştır.

        Diğer Yazılar