Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Gündem belli: “Enflasyon”.

        Haziran ayı rakamlarına göre Türkiye’de tüketici enflasyonu aylık yüzde 2.61, yıllık ise yüzde 15.39’a yükseldi. Bu son 15 yılın en yüksek yıllık TÜFE verisi demek. Üretici maliyetlerinde durum daha vahim. Orada da 15 yılın zirvesine ulaşılmış durumda, yıllık ÜFE yüzde 23.70 olmuş.

        Bloomberg’in raporuna göre 124 ülke arasında bizim enflasyonumuzdan daha yüksek seviyede enflasyonu olan sadece 3 ülke var; Angola yüzde 20.7, Arjantin yüzde 26.4 ve Venezüella yüzde 180.

        Şimdi diyeceksiniz ki, “Bunu zaten biliyoruz. Yeni bir şey var mı”.

        O zaman biraz daha detaya girelim...

        Çekirdek enflasyon diye bir kavramı artık hepimiz öğrendik. Enerji ve gıda hariç bakılan enflasyon. “Neden böyle bir enflasyon sepetine ihtiyaç duyulur ki?” diye düşüneniniz olabilir. Şöyle açıklayayım, “Gıda ve enerji fiyatları oynaklık gösterebilir. Bu da enflasyonu etkileyebilir ve Merkez Bankası’nın para politikalarının bu konuda yapabileceği pek bir şey yoktur”.

        Buradan hareketle ilerleyecek olursak Türkiye’de haziran ayı çekirdek enflasyonu yıllık yüzde 12.60’tan 14.60’a yükselmiş. Yani haziran ayındaki yüzde 2.6’lık enflasyonun yüzde 1.1’ine mal olan gıda fiyatlarındaki artış olmasa bile Türkiye’de ciddi bir enflasyon sorunu var.

        Bu sebeple de birçok kurum 2018 yıl sonu tahminlerini yüzde 14-15 bandına çekti.

        Merkez ne yapacak?

        Merkez Bankası son 3 ayda 500 baz puan faiz artırdı ve yüzde 17.75’e çıkardı. Bu arada bugün itibarıyla şöyle kabaca diğer piyasalara bakarsak aynı 3 ay içinde TCMB’nin rakamlarına göre mevduat faizi yüzde 13.5’lerden yüzde 17’lere, kredi maliyetleri yüzde 17’lerden yüzde 24’lere çıktı.

        Ancak aynı 3 ayın sonunda TÜFE yüzde 10.85’ten yüzde 15.79’a çıktı. Yani Merkez’in faiz artışının enflasyonu durdurmak konusunda pek başarılı olduğunu söylemek zor.

        Ama bugün gelinen noktada gözler yeniden Merkez’e dönecek. Çünkü hükümet belli olana, mali politikalar açıklanana ve bunları uygulayacak isimler ilan edilene kadar elimizde Merkez’in faiz silahı dışında bir şey yok.

        ***

        Habertürk Gazetesi 9 yıllık yazılı basın tecrübesini 5 Temmuz tarihi itibarıyla bitiriyor. Dünyanın pek çok yerinde yazılı bazın sektöründe rastladığımız örneklere benzer şekilde Habertürk Gazetesi yoluna dijital bir mecra olarak devam edecek.

        9 yıl boyunca, ki bunun 4 yılında ben de okuyucusu olmanın yanında ekonomi sayfalarında köşe yazarı olarak yer alma şansını yakaladım, Habertürk Gazetesi’nin güçlü editoryal kadrosuyla Türk medyasında haklı bir yer edindiğini düşünüyorum.

        Öncelikle sadık bir okuru olarak bu konuda emeği geçen herkese teşekkür ediyor ve çağımızın yadsınamaz gerçeği olan dijital habercilikte de aynı kaliteyi ve başarıyı göstereceğine inandığımı belirtmek istiyorum.

        Diğer Yazılar