Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Yılın sonuna yaklaşırken , Avrupa’da kendini iyice göstereceğini düşündüğüm “ protest akıma ve müesses nizam partilerinin çöküş sürecine “ dikkatinizi çekmek istiyorum.

        Hatta konuyu daha da uzatmadan yekten sorayım “Avrupa’nın 3 önemli lideri ; İngiltere Başbakanı Theresa May, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Almanya Şansölyesi Angela Merkel 2019 sonunda hala görevlerinin başında olabilecekler mi?”

        Fransa’da “Macron İstifa” sesleri

        Fransa’da seçileli henüz 1.5 yıl olan, eski bir yatırım bankacısı Macron, Paris sokaklarını altını üstüne getiren “Sarı Yelekliler” protestolarının hedefindeki isimdi. “ Fransa da geçtiğimiz hafta protestocuların en çok kullandığı slogan “ Macron İstifa” oldu.

        Fransa’da yıl başından beri dizel benzin fiyatları yüzde 20 zamlandı. Ayrıca Başkan Macron “ İklim değişikliğine ve çevreyi korumak “ amacıyla benzin fiyatlarına yeni bir zam yapmayı planlıyordu. Diğer yandan Macron hükümeti , tarım sektöründe yüzde 30’ların üzerinde artan maliyetlerin raflardaki ürünlere yüzde 10 nispetinde yansıması için de karar almıştı.

        İstatistiklere göre Fransa’da ortalama net maaş 1710 euro. Sağlık ve eğitim sistemi ücretsiz. Ancak maaşların büyük kısmı gıda, konut ve akaryakıt masrafına gidiyor. Fransa’da dar gelirli kamyon şoförlerinden , banliyölerde yaşanan sıradan vatandaşlara kadar binlerce insan, Macron’un ekonomi politikalarını eleştirerek yollara döküldü. İsteklerini “ asgari ücretin yükseltilmesi sosyal yardımların artırılması, emekli maaşlarının artırılması ve kazançların daha adil dağıtılması” özetlediler.

        Sarı Yeleklilerin sokakları yangın yerine çevirmiş olması, estirdikleri terör ve ortaya çıkan görüntüler altına imzamı atacağıma gelişmeler değil. Ancak Fransa’da yıllarca ihmal edilmiş , herhangi bir politik görüşün uzantısından olmaktan ziyade “ekonomik olarak var olabilme” mücadelesi veren, binlerce dar gelirli yaptıkları eylemlerle işin matematiğini değiştirdiler. Macron, planlanan zamları iptal etti ve asgari ücrete de 100 euro gibi sembolik de olsa zam yaptı. Ancak iş işten geçti . 41 yaşındaki eski bankacı, Cumhurbaşkanı Macron’a olan destek de yüzde 15’lere kadar geriledi. 1.5 yıl önce Avrupa’yı derleyip toparlayacak, yeni dönem lideri olarak lanse edilen Macron, bu kadar hırpalandıktan sonra 2019’da görevinde kalabilecek mi? Kalsa da , ne kadar etkili bir devlet başkanı olabilir? 2017’de aşırı sağ ve aşırı sol partilerinin iktidara gelişini, ancak Macron gibi siyasete yeni girmiş eski bir bankacı aday da uzlaşarak engelleyebilmiş Fransız orta sağ ve solu bu sefer şapkadan çıkartacak başka bir tavşan bulabilecek mi?

        Theresa May için “ Köprüden önce son çıkış”

        Bir başka sıkıntılı lider , İngiltere Başbakanı Theresa May. İngiltere’de 2016 yılında alınan, AB’den ayrılma kararı / Brexit , May’in sonunu getirecek gözüküyor.

        Aslında bu karar alınırken May, Muhafazakar Parti Lideri değildi. Ancak kararın çıkmasına vesile olanlar ya siyasetten çekildi ya da köşelerine sindi. Brexit kararının hemen ardından , Başbakan Cameron’un istifasıyla kucağında Brexit sorununu bulan May, 2 yıldır bu şu sorunun cevabı içim uğraşıyor “Birleşik Krallık’ı AB’den en az hasarla çıkarmam lazım, ama nasıl?

        AB ile uzun müzakereler sonrasında AB’den çıkış için bir taslak metin hazırlandı. Ancak May’in çilesi bitmedi. Bahsi geçen taslak metnin İngiltere Parlamento’sunda onaylanması lazım. May’in kendi partisinden dahi taslak metne “ red oyu vereceğim “ diyenler var. Muhalefetin hemen tamamı ise red oyu kullanacağını açıkladı. Oylama 11 Aralık ‘ta yapılacaktı ancak May zaman kazanmak için 21 Aralık’a erteledi. Bu arada Parlamento’da boş durmadı ve eğer taslak metin yeterli oyu alamazsa, Brexit konusunda artık yetkili son merciinin kendisi olacağına karara bağladı. Yani May, ya bu oylamayı alacak ya da Brexit konusunda devre dışı kalacak. Devre dışı kalacak May’in parti liderliği de sorgulanacaktır. İngiltere de büyük ihtimalle erken bir genel seçime yelken açacaktır.

        Angela Merkel için “uzatmalar” oynanıyor

        Alman ekonomisini 15 yıl önceki rekabet gücü düşük, cari açık veren , istihdam yaratmakta mahir olamayan halinden bugünkü yıllık 250 milyar Euro cari fazla veren, yüzyılın en düşük işsizlik oranına erişmesine sağlamış kişi olan Hristiyan Demokrat Parti Lideri Angela Merkel , 2 ay önce “Ben artık yokum” dedi.

        Mülteci krizi Merkel’in partisinin son seçimlerde ciddi oy kaybetmesine neden oldu ve kendisi de ağır eleştiriler aldı. Merkel’de 15 yılın yorgunluğu ve son dönemde ortaya çıkan bu başarısızlık sonucu parti genel başkanlığını bıraktığını açıkladı. 2021 yılında da Şansölye görevini tamamlayarak siyaseti bırakacağını belirtti.

        Hristiyan Demokratlar kendilerine yeni lider olarak mevcut parti genel sekreteri Annegret Kramp Karrenbauer /AKK seçti.

        AKK’nın Merkel ile uyumlu çalışacak gibi gözüküyor. Hatta AKK için “ Merkel’in yeni sürümü” dahi diyorlar. Bu sebeple Parti lideri AKK ile Şansölye Merkel’in 2021 yılına kadar beraber uyumlu çalışmaları şu anki baz senaryo.

        Ancak dini bütün bir Katolik olan AKK’nın , Doğu Alman kökenli Protestan Merkel ile uyumu merak konusu olacak. Ayrıca Merkel, AB ‘nin sevk ve idaresi konusunda Fransa ile uyumlu olmak ve Rusya’yı karşısına almamak gibi bir yol izlerken, AKK’nın İngiltere’yi yeniden oyuna dahil etmek ve diğer küçük AB ülkelerini memnun etmek gibi bir yol izlemesi şaşırtıcı olmayacaktır.

        Bu tür bir çekişme “2021’de yokum “ diyen Merkel’in 2019’da çekilmesi ile sonuçlanırsa hiç şaşırmam.

        Diğer Yazılar