Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Asgari ücret 2019 yılı için, yüzde 26 artış ile 2020 TL olarak açıklandı. Böylece geçen seneye göre asgari ücretlinin maaşı 417 TL arttı.. İşveren için asgari ücretlinin maliyeti ise 621TL artmış durumda.

        2018 sonunda beklenen TÜFE enflasyonun yüzde 22’ler olacağı düşünülürse, bu sene asgari ücretin reel olarak 4 puan daha fazla artmış olduğunu görüyoruz.

        Asgari ücret 2017 yılında da, o senenin yıl sonu enflasyonun üzerinde arttı. 2017 yıl sonu enflasyonu yüzde 12 artarken, asgari ücrete aynı yıl yüzde 14 zam yapılmış. Bir başka ifade ile 2017 yılında yapılan asgari ücret artışı sonrası, çalışanlar 2 puanlık reel maaş artışı alabilmişler.

        Asgari ücrete enflasyonun üzerinde yapılan en büyük zam, 2015 sonunda olmuş. 2015’de yapılan genel seçimlerde, iktidar ve muhalefet arasındaki vaat yarışı en çok “asgari ücretin kaç lira olacağı” konusunda takıldı. Bu yarışın kazananı da asgari ücretli oldu. 2015 sonunda enflasyonun yüzde 8'lerde dolaştığı ortamda yapılan yüzde 30’luk asgari ücret artışı, son 20 yılda ücretlilerin aldığı en yüksek reel maaş artışı (22 puan) olarak kayıtlara geçti.

        Şöyle toparlayalım; 2015 sonunda 1000 TL net, 1,273 TL brüt olan asgari ücretin, 2019 yılı için 2020 TL net, 3,005 TL Brüt olarak artırıldığını görüyoruz. Bahsi geçen 4 yıllık süre içinde TÜİK verilerine göre, kümüle yüzde 60 civarında enflasyon olduğu düşünülürse, aynı 4 yıldaki asgari ücret artışı için “tatmin edici değil demek"doğru bir yaklaşım olmaz.

        Şimdi gelelim “Asgari Ücretin Dolar Bazlı” son 4 senedeki seyrine…

        2016 yılında asgari ücret 442 dolarmış. 2017 yılında 398 dolar, 2018 ‘de 425 dolar ve 2019 için yapılan yüzde 26’lık zam ile bugün için hesaplanan asgari ücret 379 dolar olmuş.

        Asgari ücret 4 yılda neredeyse iki katına çıkmasına rağmen, dolar bazında gerilemiş.

        Şimdi buradan Türkiye geneline bir göz atalım…

        Türkiye’nin 2018 sonunda GSYH’nın 730 milyar dolar seviyesine inmesi bekleniyor. Bu geçen sene, 850 milyar dolar seviyesindeydi. 2018 boyunca kabaca, yüzde 2-3 banında büyümemize rağmen kurun yıl başından beri yüzde 28 değer kaybetmesi neticesinde, dolar bazlı GSYH'mız düşecek.

        Kişi başına GSYH’da, 2017’deki 10,500 dolarlardan 2007 mertebesine yani 9,200 dolar seviyesine inecek. Bir başka ifade ile çalışan, çalışmayan ayrımı yapmadan düz bir mantıkla ortalama Türk vatandaşının yıllık GSYH ‘dan dolar bazlı aldığı pay, 2007 seviyesine geri dönecek.

        Bu durumda şu yorumu yapmak sanırım yerinde olur “Türkiye’de 14 milyon çalışanı ilgilendiren, bir başka ifade ile çalışan nüfusun yüzde 40’ını kapsayan asgari ücrette, son 4 yıldır TL bazlı 2 katına çıkan artışa rağmen dolar bazlı azalış, Türkiye ekonomisinin aynı dönemdeki genel performansı(dolar bazlı) ile uyumludur."

        O zaman elimizde şu kalıyor “asgari ücretli , mavi yakalı, beyaz yakalı bütün emekçiler hatta emekli maaşı alan vatandaşlar , Türk Lirası bazında gelirlerini artırmayı başarmış olsalar da, dolar bazlı olarak ortalamada kazanımlar geriliyor."

        Peki hiç olmazsa bu sonuçta ülke; ihracat bazlı, rekabetçi ve yüksek katma değerli üretim modeline geçebilmiş mi ? Öyle ya, eğer pahalı döviz çalışanın TL bazlı kazanımlarını alıp götürdüyse, ülkenin ekonomik modellemesi bu süreçten istifade etti mi?

        2014 yılında Türkiye 157 milyar dolar ihracat yapmış. 2018 sonunda bu rakamın 173 milyar dolar olması bekleniyor. 4 yıllık artış oranı yüzde 10..

        Diğer yandan TÜİK verilerine göre , 2018 sonu itibariyle 100 birimlik ihracatımızın, 3.5 birimi ileri teknoloji ürünlerden, yüzde 36’sı da orta yüksek teknolojili ürünlerden oluşuyor. 2014 sonunda bu tablo da, 100 birimlik ihracatın yine yüzde 3.5’u yüksek, yüzde 31'i de orta yüksek teknolojili ürünmüş.

        Bu iki oran bize, son 4 yılda kurun değer kaybını lehimize çevirecek ciddi hamleler yapamadığımızı gösteriyor.

        Bu sebeple eğer ülke olarak fedakarlık yapıyorsak , hiç olmazsa ekonomide gerçekçi bir oyun planı ve bu fedakarlığı avantaja çevirecek bir model üzerine uzlaşalım. Öyle ilerleyelim.

        Yarınlarımız için…

        Diğer Yazılar