Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Küresel ekonomide soğumada belirtileri artarak gelmeye devam ediyor. Geçtiğimiz senenin ikinci yarısında etkisini hissetmeye başladığımız durgunluk emareleri 2019’a da sirayet etmiş durumda.

        Satın Alma Yöneticileri endeksini (PMI) sanırım çoğunuz duymuşsunuzdur. Anket sistemi ile çalışan ve hem imalat sanayinin hem de hizmet sektörünün nabzını tutmayı hedefleyen bir endeksten bahsediyoruz. Bu anket yönetici konumunda olanlar, analistler ve satın alma müdürlerine gidiyor. 5 ana konu; yeni siparişler, stok durumu, üretimi, istihdam ve tedarikçinin teslim süresi üzerinden verilen cevaplar ile bir endeks değeri hesaplanıyor. Her ay hesaplanan PMI verisinde 50 değeri işlerin “sabit kaldığı” değer olarak kabul edilir. Eğer 50’nin altına inene bir değerden bahsediyorsak “Durgunluğun başladığını, işlerin bir önceki aya göre düştüğünü” düşünebiliriz.

        Ocak ayı PMI verileri dünyanın dört bir yanından gelmeye başladı. 2019’da işler küresel ölçekte bozulmaya devam ediyor. İstisnanlar var ama genel resim gri.

        Gelin detaylarına bakalım…

        Öncelikle küresel ölçekte hesaplanan PMI verisinin 50.7’ye kadar gerilediğinden başlayalım. Küresel PMI verisi 2018 Nisan ayında 53.4 seviyesindeydi ve aralıksız 9 aydır düşüyor. En son 50’li seviyeleri 2016 Ağustos‘ta görmüş bu endeks.

        Küresel toplam ekonomi büyüklüğün yüzde 27’sine tekabül eden 5 ülke; Çin, Almanya, İtalya, Fransa, Türkiye’de PMI ( imalat) değerleri 50’nin altında. Yani bu ekonomilerde işler geçmiş aylara göre oldukça kötü gidiyor. Durgunluk çok net hissediliyor.

        Dün açıklanan İngiltere PMI verisi de, 2016 Brexit kararından sonra açıklanan en kötü anket oldu: 50.3. Brexit kararına rağmen geçen yıl Eylül Ayına kadar PMI verilerini 53-54 seviyelerinde tutmayı başaran Birleşik Krallık ekonomisi, son 4 ayda sert bir durgunluğa girmiş durumda.

        Ayrışan ülkeler de var…

        PMI verileri üzerinden yaptığımız değerleme de ABD’yi ayrı bir yere koymamız gerekiyor. Geçen yıl Eylül ayına kadar yerkürenin geneli ile uyumlu bir şekilde PMI verisi gevşeyen Amerikan ekonomisi son 4 aydır 54 seviyesinde dengelenmeyi başarmış gözüküyor.

        Avrupa’nın genelinde ekonomik aktivite de ciddi soğuma hissedilirken İspanya yine PMI verisi özelinde pozitif ayrışmayı başaran ülkeler arasında.

        Gelişmekte olan ülkeler arasında da 2017’yi genel olarak kötü geçiren Brezilya ve Rusya ekonomilerinde 2018’in daha iyi geçtiğini görüyoruz. Hindistan’da da PMI verisi 53 seviyelerinde…

        Türkiye özeline biraz daha ayrıntılı bakalım…

        Gelelim Türkiye’ye. Türkiye’de geçtiğimiz yıl Mart ayında imalat PMI verisi 56 seviyesine kadar çıkmıştı. Ancak özellikle yılın ikinci yarısında kurun hızlı değer kaybetmesi ve faizlerdeki sert yükseliş sonrasında PMI değerlerinde sert düşüşler gördük. Ocak 2019’da teyit edilen son PMI verisi 44.2.

        Reel sektör için önemli bir başka gösterge de kapasite kullanım oranı. Kapasite kullanım oranı geçen yıl mart ayındaki yüzde 80’lerden 2019 Ocak ayında yüzde 74’lere kadar düştü.

        Türkiye ekonomisinde son 9 aydır deva edem eden, son 4-5 aydır ise şiddetini ve etkisini artıran bir durgunluktan bahsediyoruz.

        Bu durumu 2018 Eylül ayında YEP'te açıklanan "Dengelenme, Disiplin ve Değişim" mottosunun 'dengelenme' süreci ile ilişkilendirebiliriz. Ancak “dengelenme” sürecinde en güvendiğimiz nokta “Dış dünyaya satacağımız mal ve hizmet gelirleri ile içeride kaybedilen ekonomik aktivitenin telafi edilmesi “. Bu denklemin başka türlü işlemesi de zaten mümkün değil.

        Ancak görüyorum ki bu formül işlerken küresel ekonomilerden, özellikle de Avrupa’dan gelen sesler canımızı sıkabilir. Evdeki hesap çarşıya uymayabilir.

        Diğer Yazılar