Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        2008 Krizi'nde küresel ticaret, II. Dünya Savaşı'ndan sonra ilk kez olmak kaydıyla yüzde 9 daraldı. Covid-19‘un etkisini gösterdiği 2020 yılında ise ticarette yüzde 25-30 arası daralma bekleniyor.

        Dünya Ticaret Örgütü’nün 2021 yılı için 2 ayrı senaryosu var.

        İyimser senaryoda 2020’deki kayıpların hepsi geri alınıyor. Karamsar senaryoda ise virüs bir tur daha ekonomileri vuruyor ve 2021 sonunda virüs öncesi seviyesinin hala yüzde 20 altında kalıyor.

        DTÖ’nün karamsar beklentisi gerçekleşirse 2020-21 yılları İspanyol Gribi ya da Dünya Savaşları sonunda olduğu gibi küresel ticaret ve finansmanında büyük durgunlukların yaşandığı bir dönem olabilir. Toparlanmanın yıllar alacağı, ekonomide ve ticarette korumacılığın artacağı, küresel göçlerin hızlanacağı bir dönem.

        Bu sebeple Covid aşısının bulunması ve milyonlarca dozun ivedilikle üretilmesi, yerküre için büyük önem taşıyor.

        Tek endişemiz Covid aşısının zamanlaması olmayabilir.

        Covid-19 virüsünün dünyayı etkisi aldığı dönemde, artan vaka sayıları ve buna karşı Batı dünyasının sağlık sisteminin virüsle mücadelede etkisiz ve yetersiz kaldığını hep birlikte müşahede ettik.

        Yatak sayısı, doktor sayısı hatta önlük, eldiven gibi koruyucu ekipmanların eksikliği ortaya çıktı. Batı’da bu konu şimdi çok tartışılıyor ve hükümetler vatandaşlardan gelen “Neden bu zamana kadar sağlık sistemini bu kadar başı boş bıraktınız” soruları ile bunalmış vaziyetteler.

        REKLAM

        Covid-19 sırasında, Batı dünyasında ortaya çıkan bir başka önemli nokta da, tedarik zincirinde başta Çin olmak üzere gelişen ülkelere ne kadar bağımlı olduklarını görmeleri oldu. Çin’in imalat sanayinde genel olarak yüzde 27, özelde bilgisayar, elektronik araç gereçler, otomotiv yan sanayi, internet network sağlayıcıları, hazır giyim, tekstil gibi alanlarda yüzde 50’ye çıkan pazar payı hakimiyeti, tedarik zinciri bozulunca Batı’da üretimin neredeyse durmasına yol açtı.

        Tedarik zincirindeki Çin’e yüksek bağımlılık, gelişmiş ülkeler için Covid-19 sonrası oluşacak yeni dünya düzeninde tabir-i caiz ise uyanışa geçmelerine neden oldu.

        Japonya, şirketlerine Çin’deki üretim tesislerini ülkeye taşımaları durumunda teşvik vereceğini açıkladı. Fransa Devlet Başkanı Macron, yıl sonuna kadar tedarik zincirinde elzem ürünlerde kendi başına yeterli bir sistem kurulması talimatını verdi. Diğer tarafta ABD’de ise hem Demokratlar hem de Cumhuriyetçiler kamu alımlarında Amerikan malı ürün tercih edilmesi konusunda hemfikir oldular.

        Tedarik zincirinde öncelik verimlilikten sürdürülebilir olmaya geçiyor.

        1980’lerde Japonya’nın 'Just in time manufacturing' adı ile başlattığı maliyeti azaltmak ve rekabette öne geçebilmek için sıfır stok ve sıfır envanter ile çalışma modeli, Covid-19 sonrası dünyada yerini stokla ve tüketimin hemen yanında üretim modeline geçecek gözüküyor. En azından stratejik sektörlerde. Bu tercihin küresel ticarette hacimlerin düşüreceği özellikle de ihracat odaklı gelişmekte olan ülkeleri negatif etkileyeceği aşikar.

        Bunun yanında Covid-19 sonrası dünyada bir başka gelişme de artan korumacılık olacak. Batı’da özellikle de stratejik sektörlerde şirketlerin el değiştirmesinin izinlere bağlanacağı günler yaklaşıyor.

        Datenna Araştırma şirketinin raporuna göre 2010 yılında bugüne, AB pazarında Çin firmalarının yapmış olduğu 650 şirket satın alma doğrudan yatırım faaliyetinin yüzde 40’ın arkasında, yüksek miktarda Çin devletinin desteği ya da teşviği alan şirketlerin bulunduğu hesaplanmış.

        Covid 19 sebebiyle küresel hisse senetlerinde sert düşüşler yaşandı. Dolayısı ile Avrupalı ve Amerikalı şirketlerin piyasa değerleri bir çok sektörde son 20-30 yılın en düşük seviyelerine indi. Bu durum start-up seviyesindeki yeni yatırımların piyasa değerlerini de baskılıyor.

        Bu sebeple AB Komisyonu başta Çin olmak üzere Avrupalı olmayan ülkelerin şirketlerin, düşük fiyatlardan Avrupalı firmaları satın almamaları için yeni bir düzenlemeyi devreye sokuyor. AB Komisyonu'nun bahsi geçen düzenlemesi ya da ABD’de stratejik sektörlerde şirket devirlerinin izne tabi tutulmasının Covid-19 sonrası yeni dünya düzeninin ne kadar korumacı ve çetin olacağının ipuçlarını veriyor.

        Covid-19 aşısı er ya da geç gelecek.

        Ancak küresel ticaretinde hiçbir şey eskisi gibi kalmayacak.

        Diğer Yazılar