Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Rusya’ya domates ihracatı durunca, üretim fazlasını dökecek yer arayan seri çiftçisi, uzun bir aradan sonra ihracat kapıları aralanınca, “mal yetiştiremez” duruma geldi. Haliyle, Büyük Komşu için ambalajlanan domates, iç pazarda da “fiyat fırlaması”na hedef oldu, fiyat katlana katlana 10 liraya yaklaştı. Ben de bir tüketici olmama, sıklıkla da pazara gitmeme rağmen, fiyatlarından şikayetçi değilim.

        Çünkü biz tüketiciler, seradan, tarladan kilosunu bir liraya toplayamayacağımız domatesleri pazar tezgahlarından 1 liraya kadar aldık. Kendimi, “ucuz domates dönemi”nden, üreticiye borçlu hissettiğim için, fiyatların bu halini normal buluyorum.

        Pazarı dolaşırken, bir sebzenin, meyvenin fiyatının çok ucuz bulduğumda içim cız eder.

        Çünkü aklıma, bu ürünün buraya kadar ulaşmasında aylarını, haftalarını veren aileler, aile fertleri var. Üretecekler, satacaklar, kazanırlarsa evlerine bir lokma ekmek sokacaklar. Kim bilir “Bu yıl sebzemiz, meyvemiz iyi para ederse” diye hayal kuran kaç on bin büyük küçük insanımız var. Ancak bu el yakan fiyatlar elbet de kalıcı değil. Birkaç aya kadar, talebe göre mal üretecek olan çiftçi, daha çok alana domates ekecek, dış pazarla birlikte iç pazara da bol sunum yapınca fiyatlar rayına oturacak. Asıl siz, tarladan aldığı ürünü katlaya katlaya pazara, markete getiren aracılara dikkat edin.

        DOMATES YERİNE ET

        İster benim gibi, “Rusya kapıları kapanınca elinde kalan domatesleri ucuz ucuz bizlere çiftçiye borçlu” hissederek yükselen fiyatlara anında isyan etmeyin, ister İzmir Pazarcılar Odası Başkanı Hamdin Erişen’in dediği gibi “Domates yemeyin kardeşim...” Hatta üç kilo domates alacağınıza, aynı para ile bir kilo et alın!...

        Pazarcı deyince aklıma, bir kaç yıl önce yürürlüğü giren “semt pazarı yasası” geldi. Pazara çıkan tüm sebze ve meyvenin “kimlik karnesi” olacak, hangi üretici tarafından hangi tarlada veya serada üretildiğine kadar barkotta belirtilecekti. Sonra, pazarda ağırlık biriminin kilo olduğu ve etiket üzerindeki rakamların “kilo fiyatı”nı ifade edeceğinin altı kalın çizgi ile çizilmişti.

        Sonunda, Avrupa Birliği zorlamasıyla çıkardığımız sayısız kanun gibi o da rafa kalktı, pazarlar da “kilo”nun yerini “yarım kilo” aldı. Ama siz gene de domates fiyatları normalleşene kadar domates almaya devam edin...

        Hiç olmazsa üç kilo yerine bir kilo.

        Diğer Yazılar