Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Netflix’de “Bir Başkadır”ı izlerken daraldım, bunaldım, nefes alamadım, isyan ettim.

        Kapattım, kapattım yeniden açtım. Mutsuz oldum. Hem de çok mutsuz oldum.

        -Dizide kimse gülmüyor.

        -Herkes birbirini yargılıyor.

        -Okumuşu, okumamışı mutsuz.

        -Ötekileştirme başrolde.

        Daha ne olsun!

        Üstüne bir de sosyal medyada bundan daha yeni haberi oluyormuş gibi, yani uzaydan yeni gelmişler gibi davrananları görünce daha da sinirlendim.

        Kardeşim bu ülkede uzun yıllardır ayrıştırma, ötekileştirme var zaten. Yeni mi fark ediyorsun?

        Pardon da nerede yaşıyorsun sen?

        Ben tüm bunları yıllardır bildiğim için, bir de hiçbir düzelme olmadığı ve daha da durum sertleştiği için, izlerken nefes alamadım, sinirlendim.

        Korktum. Hatta “Yeter” dedim. Bir ara izlemeyi bıraktım ama pes etmedim sonuna kadar izledim.

        Çünkü bunlar gerçekti, şu an gözümüzün önünde. Bir sürü eşimizde, dostumuzda, arkadaşımızda. Tanımadığımız kişilerin arasında.

        Benim memleketimin geldiği durum bu.

        Kendi semtinin dışına çık biraz. Biraz Türkiye’yi bir dolaş. A pardon bazıları daha yeni dolaşmaya başladı. Korona sayesinde. Yurtdışına giden belli bir kesim memleketi geziyor. Yeni görüyor tüm olan biteni.

        REKLAM

        Yaşamları, hayatları.

        Bazıları kendi hayatından olmayan biriyle görüşmüyordu bile. Eğer hala görüşmeyeniniz varsa evet izlesin “Bir Başkadır”ı ve “vah vah” deyip durun. Bir de ülkeyi kurtarır gibi beylik laflar edin.

        Evet vah vah gerçekten ama tüm ayrıştırmaya ortaklık edene.

        Örtülü kadını eleştiriyor ama kafanı çuvala gömüyorsan. Evet sana da vah vah!

        Yani diyeceğim odur ki, bizi bize anlatan “Bir Başkadır”ı zor da olsa bitirdim.

        Bu memlekette zor da olsa bazılarına tahammül etmek zorunda olduğum gibi bu diziyi de bitirdim.

        Üzgünüm ama bu sorun 8 bölüme sığacak kadar değil.

        Sadece çeyreği bu anlatılan.

        Düşünün bu ayrışma, bu ötekileştirme her hangi virüsten bile tehlikeli.

        Bu virüs o kadar hızlı yayıldı ki, ayrıştık. Bir doktora gitseniz ilacı yok.

        Ve hızla da yayılıyor.

        Herkes kendi kesiminin haklı olduğunu düşünüyor. Kimse kimseye saygı göstermiyor.

        Kimse kimseyi olduğu gibi kabul etmiyor.

        Eeeee…

        Sonuç!

        Şu an yaşadıklarımız. Memleketimiz, insanımız.

        Oysa ki, birlikteyken iyi ve güzel olduğumuzu bildiğimiz halde ayrışıyoruz. Daha da uzaklaşıyoruz.

        Beyinler yıkanıyor.

        Düşünün birlikte yaşayabilecek bir toplumken sürekli birbirimizi “Sen ocusun, bucusun, ötekisin, cahilsin, okumamışsın, okumuşsun” diye eleştiriyor ve iyice aşağıya çekiyoruz.

        Evet “Bir Başkadır” zor bir dizi.

        Yorucu. Ürkütücü, gerçekle yüzleştirici.

        Ama maalesef biz.

        Lütfen bu diziyi uzaydan gelmiş gibi izlemeyin.

        Olanı görün…

        Ama tabii izleyip yine aynı sen olmaya devam edeceksen boş ver hiç kendini yorma.

        REKLAM

        Oyunculuk

        Dizinin oyunculuk performansına, çekimlerine, senaryoya gelince...

        Yönetmen Berkun Oya güzel bir iş çıkarmış.

        Öykü Karayel olay ötesi.

        Funda Eryiğit, Defne Kayalar döktürüyor. Oyuncuların tümü, sahneler, oyuncu seçimi süper.

        Bu anlamda biz Türk dizi işini kıvırdık Netflix’te…

        Ve tabii reklamsız, 45 dakika Türk dizisi izlemek paha biçilmez keyif.

        Uzun uzun bakışmalar yok.

        Saçma sapan kurgu yok.

        Saçma mafya tipleri yok.

        Sürekli insan öldürülen ama bir kez bile polisin gelmediği saçma entrika dizileri yok.

        Yokta yok. Memleketin kanayan yarası ayrıştırma başrolde.

        Ferdi Özbeğen detayı

        Dizinin en en güzel yanlarından biri de ne biliyor musunuz?

        Ferdi Özbeğen...

        Nasıl güzel nasıl güzel nasıl güzel.

        Nasıl özlemişim. Ferdi Özbeğen'i burnumda tüttü izlerken.

        Tekrar tekrar geri sarıp izledim şarkılarını, görüntüsünü.

        Ben Ferdi Özbeğin'i tanıyan, sahnede izleyen şanslı insanlardanım...

        İyi ki bu dünyadan bir Ferdi Özbeğen geçti.

        Benim hala umudum var

        Benim hala umudum var
        0:00 / 0:00

        Yıllardır yazan-çizen biri olarak inanın benim hala umudum var.

        Neye mi?

        -Bir olmaya.

        -Yüzde 50-50 olmadan yaşamaya.

        -O şu, bu demeden saygı gösterilen zamanları yaşayacağımıza.

        -O partiyi tutuyor, bu partiyi tutuyor muhabbeti yapmadığımız günlere.

        -Kavgasız, gürültüsüz, herkesin mutlu olduğu günleri göreceğimize.

        -Sokakta da yüzlerin güleceği, eğleneceği günlere geri döneceğimize.

        -Güzel-mutlu bir Türkiye olacağımıza.

        Diğer Yazılar