Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        24 HAZIRAN akşamı seçim sonuçlarını sadece Anadolu Ajansı servis edecek.

        Bu durum muhalefet partilerini tedirgin ediyor.

        AA’nın ilk saatlerde sandık görevlileri üzerinde moralsizlik yaratacak bir yayın yapmasından çekiniyorlar.

        Bana gelen bilgilere göre, bu duruma engel olmak için başta CHP olmak üzere Millet İttifakı’nı oluşturan partiler, kendi oluşturacakları ekiplerle sandık sonuçlarını hızlı bir biçimde takip edecek ve genel merkezlerde kuracakları seçim takip ofisleriyle medyaya sandık sonuçlarını duyuracaklar.

        Resmi sosyal medya hesaplarından ve internet siteleri üzerinden de seçmenleri sürekli olarak bilgilendirecekler.

        Medya, partilerin yapacağı bu çalışmayı ne kadar dikkate alır, ne kadarını yayınlarına dahil eder veya veri olarak kabul eder bilmiyorum.

        Edeceklerini de zannetmiyorum.

        Ancak seçmenlerin bu seçimin sonuçlarını sadece televizyon ekranından değil, sosyal medya üzerinden de takip edeceklerini tahmin ediyorum.

        Bir anlamda bu seçim, sonuçları açısından da sosyal medya ile geleneksel medyanın rekabetine sahne olacak.

        Bakalım hangisi kazanacak!

        ***********

        KOLAY OLMADI BU İŞLER

        KİMSENİN hakkını yemem, korkarım.

        İnançlılar “Allah korkusu” desin, inançsızlar “Kozmik adalet” fark etmez.

        Sık sık karayoluyla seyahat ediyorum mesela.

        İstanbul’dan Ankara’ya gidiyorum çok sık.

        Turgut Özal döneminde devlet kaynaklarıyla yaptırılan TEM Otoyolu’nu kullanıyorum hâlâ. Alternatifi yok.

        Acelen yoksa ondan önce, Cumhuriyet’in ilk döneminde yapılıp geliştirilen E-5 diye bildiğimiz yol da mevcut.

        Ege taraflarına giderken AK Parti döneminde YİD modeliyle yaptırılan Osmangazi Köprüsü’nü ve Bursa’ya kadar olan bölümü biten İzmir otoyolunu kullanıyorum. Biraz kazık ama güzel yol. Anadolu’nun pek çok yerinde yeni yapılan ya da daha iyi hale getirilen duble yolları kullanıyorum. Onlar da AK Parti döneminin yolları.

        Anadolu’nun içlerine girdiğiniz zaman ise Cumhuriyet’in yıllar boyu yaptığı, her köye, her kasabaya, her mezraya giden yollarını kullanıyorum.

        Binlerce, on binlerce kilometre yol.

        Bu Cumhuriyet, tek bir vatandaşının bile yaşadığı yere yol yapmış.

        Gücü yettiğince her yere ulaşmış.

        Kimsenin “Sadece biz yaptık” deme hakkı yok.

        Bu devlet ve bu millet hep birlikte gelişmiş.

        Evet, son 15 yılda çok önemli altyapı yatırımları yapılmış, ama ondan öncesi yok değil.

        Son dönemde yapılan altyapı yatırımlarının altyapısı yapılmış yıllar boyunca.

        Bitap, bitkin, yatırımsız Anadolu, Cumhuriyet dönemi boyunca hep donatılmış. Bir bayrak yarışı gibi.

        Duble yolları, köprüleri yapmakla övünmek elbet yapanın hakkı, ama o duble yol bittiği zaman bizi evimize, köyümüze ulaştıracak yolu yapanlar da bu ülkeye hizmet edenler.

        Herkes taş üstüne taş koymuş.

        Bu ülke böyle olmuş.

        Dedim ya, hak yiyemem.

        Bu millet yaptı hepsini.

        Biz yaptık.

        Sen, ben, o, hepimiz.

        Dün, bugün ve yarın.

        Birlikte.

        Bu koca memleket ne sadece dünden ibaret, ne de sadece bugünden.

        Bunu kimse unutmasın.

        ***********

        GELİŞİM

        BUZDOLABI meselesine kafamı yoruyorum birkaç zamandır.

        2002’den önce buzdolabı yok muydu acaba diye düşünüyorum.

        Benim hatırladığım hep buzdolabı vardı.

        Dedemin evinde bir Frigidaire vardı mesela.

        Bizim evde ise ben doğmadan önce alınmış bir Arçelik vardı. 30 yıl falan çalıştı.

        Anneannemin evinde de vardı.

        Annemi aradım, “Sen çocukken sizin evde buzdolabı var mıydı?” diye.

        Biraz düşündü.

        “Galiba önceleri tel dolap vardı, ama gençliğimde evde buzdolabı olduğunu hatırlıyorum” dedi.

        Çamaşır makinesi mevzuu ise daha karışık.

        Cumhurbaşkanı’nın söylediği gibi, Türkiye’de yıllarca bir sağa bir sola çamaşırı sallayan, sonra da merdaneyle sıkan eski tip çamaşır makineleri vardı.

        Ta ki 1980’lere kadar.

        1980’lerde Asil Nadir Vestel’i kurdu ve Türkiye’yi şimdi hâlâ kullandığımız çamaşır makineleri ile tanıştırdı. Ondan sonra tüm markalar bu yeni tipi üretmeye başladılar.

        Neredeyse 30 yıl olmuş.

        Siyah beyaz televizyonun hayatımıza girişi ise 1960’ların sonuna doğrudur.

        Bir sürü televizyon fabrikası vardı Türkiye’de. Nordmende’ler, Schaub Lorenz’ler, Servo elektronikler falan.

        1980 darbesi sonrası ise renklenmeye başladı televizyonlar.

        1990’ların başında gayri yasal bir biçimde özel kanallar çıktı.

        Bunu takiben Türkiye televizyon üretiminde dünyanın en önemli ülkelerinden biri haline geldi.

        Yine Vestel’di öncüsü. Asil Nadir’in Vestel’i, IBM’in ekranlarını üretirdi Türkiye’de. Hatta Japon Sansui’yi almıştı, teknolojiyi geliştirmek için.

        Vestel, Arçelik, Beko elbirliğiyle büyük atılımlar yaptılar bu konuda, Avrupa pazarını ele geçirdiler.

        Doğrudur, Türkiye AK Parti döneminde çok gelişti, milli gelirini üçe katladı, Türkiye’ye dünyadan çok büyük para girişleri oldu.

        Refah arttı.

        Ama AK Parti’den önce Türkiye ne Afganistan’dı, ne de Uganda.

        ***********

        EĞLENMEYİN OYUNUZU VERİN

        MAGAZİN muhabiri kardeşimiz Tayfun Topal, önce televizyonda magazin programları yapımcılığına soyundu.

        Birkaç yıl önce de bambaşka bir sektöre, eğlence sektörüne geçti.

        Peş peşe lokantalar, gece kulüpleri, barlar açmaya başladı.

        Jupiter Group diye bir eğence grubu oluşturdu.

        Çok da başarılı oldu.

        İnşallah daha da başarılı olur.

        Tayfun, sahibi olduğu tüm restoran, bar ve gece kulüplerini, ki buna yazlık bölgelerde olanlar da dahil 23 Haziran günü kapatıyor.

        Jupiter Group’un sahip olduğu tüm mekânlar 23 ve 24 Haziran günü tamamen kapalı.

        Çünkü Tayfun, “tüm çalışanlarının ve müşterilerinin 24 Haziran günü kayıtlı oldukları yerlere gidip oy kullanmasını istiyor”.

        Bu iki günde belki yüz binlerce lira para kaybedecek ama umurunda değil besbelli.

        Ben de Tayfun’u kutluyorum.

        ***********

        İLK KEZ DİNLEDİM, MÜTHİŞ

        ADINI duyup duruyordum ama kendisini hiç dinlememiştim.

        Ukalalıktan, beğenmemezlikten değil.

        Ben eski kafalıyım biraz.

        Müzik zevkim de 1980’lerde takılıp kalmış.

        Hâlâ o yılların müziklerini dinlerim. Genelde de plaktan.

        1990’lardaki pop patlamasıyla bir miktar Türkçe müziğe de ilgi duydum ama fazla da değil.

        Bu nedenle olsa gerek, Aleyna Tilki adını duyuyor, haberlerini görüyordum fakat müziğini dinlememiştim.

        Geçen gün otomobilde genç bir arkadaşım dinletmese dinleyeceğim de yoktu.

        Dinledim ve hayran kaldım.

        Gerçekten müthiş bir ses.

        18 yaşına yeni bastığına inanamayacağınız kadar olgun bir tarz.

        Çok çok iyi.

        ***********

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        Hatırlanmak isteyenler hatırlamayı unutmadığı zaman.

        Diğer Yazılar