Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Asistanım Gülay arayıp, “Fatih Bey bugün gazeteye gelecek misiniz, size bir Honda Civic getirdiler” deyince ortalıkta bir gazete falan olmadığını unuttum heyecandan.

        “Herhalde” dedim, “Yeni Honda Civic R gelmiştir.”

        Hakkında çok iyi şeyler duyduğum, 316 beygirlik Civic R’yi kullanmak çok keyifli olacaktı.

        İşim gücüm de olmadığı için, “Alır şöyle bir uzarım” diye düşünerek gazeteye koştum.

        Doğrusunu isterseniz, yanına gidinceye kadar otoparkta beni bekleyen Civic’in bir R olmadığını anlamam mümkün olmadı.

        Çünkü yeni Civic Hatchback’lerin en sıradanının bile oldukça sportif bir görüntüye sahip olduğunu bilmiyordum.

        Fakat ne yazık ki, gelen Civic bir R değil, Honda’nın yeni 1,6 litrelik dizel motoru donatılmış olanıydı.

        Otomobil yazılarımı yıllardır okuyan dostlarım bilirler, Honda her zaman beğendiğim, daha doğrusu güvendiğim bir otomobil markası olmuştur.

        Fiyat kalite orantısında iyi bir performansı vardır.

        Kolay kolay sorun çıkarmayan, yürütme maliyeti düşük, lüks olmayan ama kaliteli otomobiller yapması beni bu marka hakkında hep olumlu düşüncelere yöneltmiştir.

        Sadece bundan bir önceki nesil Civic Sedan’da iç mekanda kullanılan malzemeden ötürü eleştirilerim olmuş ve bunu Honda’ya yakıştıramadığımı ifade etmiştim.

        Bu yüzden de yeni Civic Hatchback’in direksiyonuna oturmadan önce “Acaba iç mekandaki o kalite sorununu düzelttiler mi?” diye düşünüyordum.

        Girişte de belirttiğim üzere, Civic Hacthback’in muazzam sportif ve müthiş avangard bir görüntüsü var.

        Otomobil eskiye göre biraz uzamış, biraz basıklaşmış ve sanki çok az da genişlemiş gibi.

        Önde ortadaki hava ızgarasının dışında yanlardaki büyük hava girişleri ya da hava girişi görünümündeki siyan plastik ızgaralar, eğik ön cam, bombeli tavan ve sanki fastback havası veren hatchback bagaj kapağı, tavanın ve kapağın bitiminde yer alan iki adet spoileri ile sanki bir World Rally Car gibi duruyor.

        Jantlar çok güzel ve oradaki sıkıntı tüm seçeneklerin çok güzel görünüyor olması.

        Arkadaki fütüristik stop lambaları, ve yanlardaki hava çıkışı görünümündeki arka ızgaralar bayağı iyi dizayn edilmiş. (Spor modelde egzoz çıkışları da tam ortada ve çok iyi görünüyor)

        Otomobilin içinde ise aynı fütüristik çizgi devam ediyor.

        Bir önceki Honda deneyimimde eleştirdiğim iç mekandaki malzeme kalitesi sorunu ortadan kalkmış.

        Sınıfına son derece uygun kalitede ve güzellikte malzemeler otomobilin içine zengin bir hava vermiş.

        Sıfır abartılı bir güzellik var.

        Analog dijital karışımı gösterge tablosu çok güzel ama eskiyle hemen hemen aynı.

        Ortadaki bilgi ekranı ise büyümüş ve çok şık biçimde yerleştirilmiş.

        Deri görünümlü koltuklar çok konforlu ve şık, dışardan basık görünen tavan ecirden oldukça ferah. Arka tarafın sert eğimine karşın, içerde bir rahatsız edici durum oluşmamış.

        Yeni Civic’in en ilginç tarafı otomatik vitesin kumandaları.

        Honda Civic’te artık bir vites kolu yok.

        Onun yerine Aston Martin gibi düğmeler koyulmuş ama dashboard’a değil, vites kolunun olması gereken yerde duruyor bu düğmeler.

        Çok kullanışlı, çok rahat.

        Çok çabuk alışıyor insan.

        8 hoparlörlü ses düzeni müthiş değil ama idare eder. Ancak 11 hoparlörlü bir süt kategori seçenek de var galiba.

        Güvenlik donanımları ise kusursuz düzeyde.

        Yan ve ön hava yastıklarını söylemeye gerek var mı bilmem. Bunun dışında kör nokta uyarı sistemi, fren uyarı sistemi, fren asistanı, criuse kontrol mevcut.

        Apple Car Play ve Android Auto hayatı kolaylaştırıcı unsurlar.

        Kablosuz şarj, düşük ve yüksek voltajlı elektrik çıkışları da ayrıca mevcut.

        Honda Civic Hatchback Diesel’in 1,6 litrelik motoru 120 beygir gücünde. Benzinli modelin 180 beygirlik gücünün yanında düşük gibi görünebilir ama 300 nm’lik tork o kadar mükemmel ki, otomobil daha yüksek bir beygir gücüne sahipmiş gibi hissediyorsunuz.

        Dizel motor oldukça sessiz.

        Dizel olduğundan emin olabilmek için yakıt deposu kapağını açıp bakmak zorunda kaldığımı itiraf etmeliyim.

        Sessiz ve vuruntusuz bir motor.

        Yağ gibi akıyor.

        9 ileri otomatik şanzıman ise sanki CVT gibi yumuşak.

        Kullanıma gelirsek.

        Bu tanımı bir otomobil için ilk kez kullanıyor olabilirim ama “Huzurlu” bir gidişi var.

        Aşırı güçlü değil ama yeterli güce sahip.

        Çok atak değil ama atak olmadığından şikayet edeceğiniz bir durumu da yok.

        Sıfırdan yüze temiz bir 10 saniyede çıkıyor.

        Son sürat olarak 200 KM’ye kadar gidiyor.

        Önde ve arkadaki disk frenler çok yeterli.

        Süspansiyon 10 üzerinden 10 diyebileceğim kadar iyi.

        Viraj kabiliyeti de çok çok iyi.

        Gerçekten bayıldığımı itiraf edeyim.

        Bana gelen otomobil beyaz renkliydi ama Sonik Gri diye bir rengi var görseniz hastası olursunuz.

        Alacak olsam kesinlikle o rengi alırım.

        Fakat siyahı da çok sporcu duruyor.

        Honda Türkiye Civic’in tüm renk seçeneklerini getirmemiş Türkiye’ye.

        Ama benim favorim dediğim gibi sonik gri, siyah ve kırmızı.

        Tipi yaşıma uygun olsa tam alınacak otomobil olmuş.

        Fiyatına gelince.

        150’lerden başlayıp 190 bine kadar gidiyor.

        Doların durumu göz önüne alınırsa hiç de fena değil.

        Avrupa ve Amerika satış fiyatlarıyla hemen hemen aynı diyebilirim.

        Ki bu da vergiden ağır bir yük üstlenmediğinizi gösteriyor.

        Bu arada son bir not ekleyeyim.

        Geçen hafta yurt dışındaydım ve Honda’nın yeni Accord’unu gördüm.

        Tek kelime ile enfes.

        Türkiye’ye gelirse bu döviz kurları ile yeni makam otomobili olursa kimse şaşırmasın.

        Diğer Yazılar