Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Birkaç gün önce Venezuela ile ilgili kısa bir yazı kaleme aldım.

        Dünya Bankası verilerini aktarıp, ülkedeki sorunların yadsınamayacağını ama ABD’nin müdahalesinin ülkeye sadece kan ve gözyaşı getireceğini anlattım.

        Bazı okurlar kızdı.

        Yazıyı çok yüzeysel buldular.

        Haklıydılar.

        Yazı yüzeyseldi.

        Zaten ekonomik bir analiz değil, bir ülkede ne olursa olsun o ülkenin kendi göbeğini kendisinin kesmesinin doğru olacağını anlatmak istemiştim.

        ABD’nin Avrupalı müttefikleri ile beraber ya da yalnız başına müdahale ettiği yerlerdeki durum ortada.

        Demokrasi getireceğiz diye yola çıkıp Irak’ta Suriye’de, Libya’da ne getirdikleri ortada.

        Vietnam’a kadar geri gitmiyorum bile.

        Bir ülke kendi diktatörü ile bile kendi mücadele edemiyorsa zaten o toplumdan bir halt olmaz.

        Dışardan müdahale diktatörlere can verir, ülkelere ise kan getirir.

        Hep böyle olmuştur.

        Ki ABD’nin ve hatta külliyen emperyalist ülkelerin başka ülkelerdeki demokrasi ile falan pek ilgilendikleri yok.

        Venezuela ile ilgili ekonomik analize gelince...

        Benim yapabileceğimden çok daha iyisini geçtiğimiz temmuz ayında Mahfi Eğilmez, kendi bloğunda ele almış.

        Venezuela’nın petrol fiyatının yüksek olduğu dönemde elde ettiği büyük geliri nasıl popülist politikalarla çarçur ettiğini, dünyanın belirlenmiş 1,7 trilyon varillik mevcut rezervinin yüzde 17,6’sına sahip olan ülkenin, petrol gelirini Chavez ve sonrasında Maduro yönetimindeki denetim dışı fonlarla nasıl harcadığını, sosyal yardımlarla halkın üretimden uzaklaşması sonucu ülkenin petrol gelirine fazlasıyla bağımlı hale geldiğini ve petrol fiyatının 30 dolarlara düşmesi ile nasıl bir açmaza sürüklendiğini anlatmış.

        Tabii burada ABD’nin ülkenin bu açmazından faydalanmasını da analizine oturtmuş.

        Bu analizi okumak için Mahfi Eğilmez’in kendi bloğunda yayınladığı 8 Temmuz 2017 tarihli yazıya göz atabilirsiniz.

        REKLAM

        ***

        Bol acılı Adana

        Türkiye’nin Suriye’de Türkiye’ye yönelik faaliyet gösteren terör örgütlerine karşı bu ülke ile daha önce yaptığımız Adana Mutabakatı’nı hatırlatmasına ve bu mutabakatı yeniden devreye sokmak için Putin üzerinden mesaj yollamasına Suriye yönetiminden, devlet ajansı kanalıyla yanıt geldi.

        Suriye yönetimi ya da Esad rejimi Adana Mutabakatına bağlı olduğunu açıkladı.

        Fakat kocaman bir AMA ile...

        Suriye diyor ki, “Biz Adana Mutabakatına sıkı sıkıya bağlıyız. Gereğini de yerine getirmeye hazırız. Bunun için gerekli olan Suriye’nin toprak bütünlüğünün tanınması ve saygı gösterilmesidir. Bu bağlamda Türkiye de Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygı göstermeli ve burada Suriye rejimine yönelik terör faaliyeti gösteren grupları desteklemekten vazgeçmeli ve elinde tuttuğu Suriye topraklarından çıkmalıdır.”

        Yani diyor ki, “El Bab’dan ve Afrin’den çekilin. Münbiç’e falan da girmeyin. Başta ÖSO olmak üzere bizim tarafımızdan terör örgütü olarak kabul edilen örgütlere de destek vermeyin. Bunların mensuplarını bize verin ve bunların Türkiye üzerinden Suriye topraklarına girip çıkmalarına izin vermeyin.”

        Anladığım kadarıyla Adana mutabakatı biraz acılı olacak.

        REKLAM

        ***

        B.k mu var!

        Önce Trabzonspor Başkanı Ahmet Ağaoğlu “Yorgunluk ve aşırı stres” nedeniyle hastanelik oldu.

        Ardından Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz aynı gerekçelerle hastaneye kaldırıldı.

        Çok şükür her ikisi de şimdi iyiler.

        Ali Koç genç ama o da yakında yüksek tansiyon hastası olabilir.

        Fikret Orman ise durumu pek umursar gibi görünmemekle beraber onun da bir sağlık kontrolünden geçmesinden yarar olacak.

        Benim anlamadığım bu kulüp başkanlığında ne var?

        Bu iş, bu ortamda, bu mali yapılar, bu taraftar baskısı altında yapılacak iş mi?

        Bu “Fahri” göreve bu kadar merak niye?

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        Gülünecek halimize ağlamadığımız zaman

        Diğer Yazılar