Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Belediye başkan adaylarının belirlenmesi süreci hemen hemen tamamlandı.

        Önümüzdeki hafta listeler YSK’ya verilecek, YSK’nın açıklaması ile birlikte kime oy vereceğimizi bileceğiz.

        Aslında “Kime oy vereceğimizi bileceğiz” cümlesi çok da doğru bir cümle değil.

        “Oyumuzu kime vermek zorunda kalacağız” ya da “Oyumuzu kime verdirtecekler” daha doğru bir tanım olabilir.

        Çünkü karşımıza kimi yerlerde öyle adaylar çıkardılar, öyle isimleri aday diye önümüze koydular ki, akıl alır gibi değil.

        Ne ilke ne prensip ne de akılla bağdaşıyor.

        Bunu bir iki parti için değil, tümü için söylemek mümkün.

        Yani CHP’nin M. Fatih Bucak’ı, İYİ Parti’nin İdris Naim Şahin’i aday göstermesi (gerçi adaylığı “zaman darlığı” nedeniyle mümkün olmamış) için söylemiyorum sadece.

        Daha pek çok yerde, ilkesizlik, tabansızlık, siyasetsizlik, fikirsizlik gırtlağa kadar.

        FETÖ’ye lanet okuyup savaş açanlar FETÖ’cüleri, solcular radikal sağcıları, yerli ve milliler millilikten nasibini almamışları, namus şampiyonluğunu kimseye bırakmayanlar namussuzları, düne kadar kendisine, partisine sövenleri…

        Utanıp sıkılmadan aday olarak listelerde önümüze koyacaklar.

        Bunun doğal sonucu olarak bir kısım seçmen sandığa gitmeyecek.

        Gidenler de kısa süre sonra pişman olacaklarını bildikleri halde damgaları pusulalara vuracaklar.

        Emin olun bu isimlerin hiçbiri ne memlekete ne de partilerine beş kuruşluk fayda sağlamayacak.

        Bu nedenle YSK’dan bir ricam var.

        Bu adayların önemli bir bölümünü partiler, liderler hazmetmiş olabilir.

        Onların midesi sağlam, sindirim sistemleri güçlü olabilir.

        Ancak biz seçmenler o kadar iyi bir sindirim sistemine sahip değiliz.

        Bu isimleri hazmetmemiz zor olacaktır.

        Sandıkların yanına birer kasa soda koyarsanız belki biraz rahatlarız.

        Gerçi öyle isimler var ki, soda bile yetmeyebilir.

        Hatta belki de en iyisi bir ilaç firmasını seçime sponsor yapıp, bol miktarda hazım ilacı da dağıtmak.

        Her gelene bir oy pusulası, bir mühür, bir tablet…

        REKLAM

        ***

        Suriye için planımız ne?

        Putin “Adana Mutabakatı’nı canlandırsanıza” deyince oluşan heyecan, hızlı bir biçimde söndü.

        Putin’in bu önerisi dillendirilince ben de hemen “Galiba Esad’la barışacağız” demiştim.

        Çünkü Adana Mutabakatı’nın devreye girebilmesi için, Esad’la münasebeti düzeltmemiz gerekiyordu.

        Hatta dahası Esad’ın terörist olarak tanımladığı gruplarlada münasebeti kesmemiz gerekiyordu ki, bunların arasında ÖSO da vardı.

        Zaten Adana madana dendi ama iki gün sonra duruma uyanıldı ve konu kapandı.

        Onun yerine tanzim satışlar aldı.

        Ancak Rusya, Türkiye ile Esad’ı barıştırma konusunda kararlı.

        Bu kez de Kirill Semenov adlı “bağımsız” uzman “Türkiye Esad’ı tanımadan güvenli bölge projesinin hayata geçmesi mümkün değil. Ancak Türkiye Esad ile işbirliği yaparsa, güvenli bölgeleri birlikte oluşturabilirler” dedi.

        Güvenli bölge için olsun ya da Suriye’ye ve bölgeye huzur getirmek için olsun fark etmez, Türkiye’nin bölgeyle ilgili gelecek öngörüsü ne?

        Bütün dünya Esad rejimini geçici bir süre için de olsa kabul etmişken, Suriye’deki iç savaştan en fazla zarar gören ülke olarak Türkiye nasıl bir gelecek planlıyor?

        Birisi anlatsa da bilsek.

        REKLAM

        ***

        Bak şu profesöre

        Jet Fadıl olarak tanınan Fadıl Akgündüz sadece cahil cühela vatandaşlarımızı kandırmamış gördüğümüz kadarıyla.

        Jet Fadıl’ın kurbanları arasında “Mürekkep yalamışlar” da var.

        Bakın ismi lazım değil bir Profesör, hem de kardiyoloji profesörü bir vatandaşımız ne anlatmış mahkemede:

        “Akgündüz bana Hz. Muhammed’in torunu olduğunu söyleyince ben de inanıp güvendim kendisine.”

        Eh be kardeşim.

        Sen bunca yıl ne okudun, okuduğundan ne anladın!

        Böylesine bir sicile sahip bir adam sana Peygamber Efendimizin torunu olduğunu söylediği için sen ona para kaptırıyorsan Akgündüz’e nasıl kızabiliriz.

        Haketmişsin be hocam.

        Bunca yıl okuyup, hâlâ dinle, imanla bu kadar kolay kandırılabiliyorsan, hiç boşuna ağlayıp, sızlanma.

        Hatta davacı falan da olup kendini rezil etme.

        Bırak biz seni profesör zannetmeye devam edelim.

        REKLAM

        ***

        Federasyon’a en güçlü aday

        Sonunda birisi daha benim gibi düşündüğünü açıkladı da rahatladım.

        Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Ali Koç “Bahis ihalesini alan Yıldırım Demirören Federasyon Başkanlığı koltuğunda daha fazla oturamaz” dedi.

        Garip olan onca kulüp başkanından tık yok.

        Bu kadar ezik, bu kadar korkak, bu kadar tırsık olup da kulüp başkanı olmak da garip bir şey.

        Bu yüzden de helal olsun Ali Koç’a.

        Gerçi Ali Bey’in yürekli olduğunu zaten biliyorduk, şimdi bir kez daha gördük.

        Yıldırım Demirören ise zaten istifaya hazırlanıyormuş.

        İhale sonucu kesinleşince edecek deniyor.

        Peki yerine kim gelecek?

        Benim dün önerdiğim adaylardan birinin gelmeyeceğine emin olabilirsiniz.

        Kulislerde en fazla konuşulan isim Göksel Gümüşdağ.

        Herkes Gümüşdağ’ın geleceğine kesin gözüyle bakıyor.

        Ben ise o kadar kesin diyemem.

        Başakşehir bu yıl şampiyonluğun en büyük favorisi olmayı sürdürürken, Gümüşdağ’ın Federasyon Başkanlığına getirilmesi tüm futbol kamuoyunu çok kızdırır.

        Gümüşdağ başkan olacaksa bile en azından lig sonuna kadar beklemeli.

        REKLAM

        ***

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        Gelecek hayali olmayanların yönetici olamayacaklarını anladığımız zaman.

        Diğer Yazılar