Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İstanbul'daki seçim sonuçlarının “Gerçekçi” olmadığını savunanlar ortaya şöyle bir gerekçe koyuyorlar:

        "İlçe belediyelerinde ve belediye meclisinde AK Parti daha fazla oy alırken, büyükşehirde geri olması bu seçmen profili ile nasıl mümkün olabilir?"

        Seçmen profilini onlar kadar yakından tanımam ama bu söylenen cümlenin geçmişte seçmene "Bidon kafalı" diyenlerden hiçbir farkının olmadığını söyleyebilirim.

        Çünkü bu cümleden çıkan anlam şudur:

        "Bizim seçmen iki ayrı tercih yapacak ve bunu bir zarfa koyacak kadar akıllı değildir."

        Hak korumak ayrı bir şeydir seçmene hakaret ayrı bir şeydir.

        Gelelim birinci haftasını dolduran yeniden sayım işine.

        Heyecanlı bekleyiş sürüyor.

        Geçersiz oylar yeniden sayılıyor. Hatta bazı yerlerde tüm oylar yeniden sayılıyor.

        Aradaki fark da AK Parti açısından umut kıran bir yavaşlıkta kapanıyor çünkü sayım sonucunda hem Binali Yıldırım’a hem de Ekrem İmamoğlu’na oy çıkıyor.

        Yıldırım’a çıkan oyların sayısı İmamoğlu’na çıkan oyların sayısından daha az olduğu için fark azalıyor.

        Herkesin merak ettiği mesele fark kapanır mı?

        Bununla ilgili bir grafik hazırlanmış.

        Oy farkı bu oranla kapanmaya devam ederse ne olur diye.

        Bu algoritmaya göre geçersiz oyların sayısı 300 bin civarında olduğu düşünülürse, bunların tamamı sayıldığında fark 16 bin civarına düşmüş olacak.

        Farkın kapanması için, geçersiz oyların 1 milyon 650 bin civarında olması gerektiği de görünüyor.

        Tabii bu durum tamamen matematiksel.

        İstatistiki olarak oransal devamlılığa göre yapılan bir hesap.

        Yani yeniden sayılmamış geçersiz oylar normalde böyle dağılır üzerine bir hesap.

        Tamamı tek bir adaya da çıkabilir, bilinmez.

        Ama garip olur, inandırmayıcı olur.

        ANKARA DEDİKODULARI

        Yerel seçimleri bir an önce geride bırakıp, Türkiye’nin asıl meselelerine odaklanma zamanı geldi de geçiyor.

        Türkiye’nin beka sorunu var deyip, Türkiye’yi bir ilin seçim sonucuna kilitlemek pek mantıklı olmaz.

        Dış politikada başta ABD ile olan meseleler, S400, F35, Golan Tepeleri gibi konular ve bunların yaratacağı komplikasyonlar...

        AB ile ilişkiler...

        Brexit’in Türkiye’ye olumlu ve olumsuz etkileri...

        İran’a yönelik yaptırımların Türkiye ile bağlantıları...

        Suriye meselesi...

        Suriye’nin kuzeyi meselesi...

        Ekonomi zaten başlı başına bir mevzuu...

        Dolar...

        Faiz...

        Üretim...

        Yabancı yatırımcı...

        Dış borç ödemeleri...

        Sayalım mı daha!

        Şimdilerde Ankara’nın siyasi kulislerinden konuşulanlar da aslında tüm bu konuların ve fazlasının Beştepe’de ele alındığı ve hazırlıkların yapıldığı yolunda.

        Kulağımıza gelenlere göre yerel seçim meselesi kapanır kapanmaz, Kabinede bazı değişikliklerin yapılmasının gündemde olduğu.

        Hangi bakan değişir, hangi bakan değişmez bilmiyorum ama bazı bakanların yerlerinin değişebileceği, bazı bakanların Başkan yardımcılığına kaydırılabileceği, Başkan yardımcılığı sayısının da 2 veya 3’e çıkarılabileceği seçimden önce konuşuluyordu.

        Şimdi de konuşulmaya devam ediyor.

        MAGAZİN SKANDALI VE SUUDLAR

        Amazon.com’un ve Washington Post’un sahibi, dünyanın da en zengin adamı Jeff Bezos’un özel hayatına yönelik olarak magazin basını tarafından yürütülen bir saldırı var biliyorsunuz.

        Son olarak, mahrem görüntülerinin rezil National Inquirer’a sevgilisinin erkek kardeşi tarafından 200 bin dolara satıldığı ortaya atılmıştı.

        Ancak durum tam da öyle değil.

        Jeff Bezos, meselenin üzerine sınırsız kaynaklarla giderek gerçeği bulmak için büyük çaba gösteriyor.

        Ve bulgular çok ilginç bir yeri işaret etmeye başladı.

        Bezos’a yönelik bel altı saldırının arkasından kim çıktı dersiniz?

        Suudi Arabistan.

        Şaka gibi ama iddia bu.

        Tüm kanıtlar bunu işaret ediyor.

        Kayınbiradere verilen 200 bin dolar ise bu durumu perdelemek için ama görüntülerin Inquirer’in eline çok önceden geçtiği ortaya çıktı.

        Washington Post’un Kaşıkçı cinayetinin üzerine bıkmadan usanmadan gitmesinin ve Suudi Arabistan’a aleyhine ABD’de bir tavır oluşturmasının karşılığı olarak Suudiler de Bezos’a saldırıyorlar.

        Ancak Bezos bunu pabuç bırakacak gibi durmuyor.

        Bİ SAKİN OLUN

        Hıncal Ağabeyimizin, Kanal D Haber sunucusu Buket Aydın’ı “Botokslu, silikonlu” gibi cümlelerle eleştirmesi gerçekten yakışıksız oldu.

        Bir kadına böyle eleştiri yöneltilmez.

        Ayıptır Hıncal Abi.

        Ama Buket Aydın adlı haber spikerinin atarlı tarzı da bir garip.

        Yerini hazmetmekten o kadar uzak ki, en ufak bir eleştiriye elini beline koymuş eski Hacıhüsrevli gibi yanıt veriyor.

        Biraz sakin olsa, hakkını hukukunu olgun bir tavırla, sürekli herkese hakaret etmeden savunmayı öğrense iyi olacak.

        Sonuçta bir haber sunuyor.

        Ondan önce onarca insan sundu o haberi.

        Çok da önemli bir iş değil.

        O koltukta oturanların bazıları şimdi şarkıcılık yapıyor.

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        Yasa ile adaleti aynı şey zannetmediğimiz zaman...

        Diğer Yazılar