Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Değerli Konut Vergisi denilen Anayasa’ya ve akla izana aykırı vergi türü askıya alınacakmış.

        Dün Cumhurbaşkanlığı Sarayından yapılan açıklamadan bunu anladık.

        Nasıl olacağı ile ilgili bir fikrim yok.

        Çünkü sonuçta TBMM’den geçti, Cumhurbaşkanı tarafından onaylandı.

        “Askıya aldım” demekle alınmaz, “Erteledim” demekle ertelenmez.

        Bunun için de bir yasa gerek.

        Herhalde çıkaracaklardır erteleyecek yasayı.

        Oysa bu saçmalık yasalaşmadan önce, bu köşede “Yapmayın. Bu yasayı çıkarmayın. Bu, Türkiye’ye çok zarar verir” diye yazmıştık.

        Keşke “Bu adam ne demek istiyor” diye bir baksalardı yasanın metnine ve olası sonuçlarına.

        Ama ne yazık ki, Türkiye’de son yılların geleneği bu.

        Önce yap, sonra düzeltmeye çalış. Bu yasa da böyle olacak belli ki!

        Eğer “Yürütme” bu yasayı erteleyeceğini açıklamasa zaten ana muhalefet partisi yasayı Anayasa Mahkemesi’ne taşıyacaktı.

        Çünkü bu yasayı hazırlayıp, Cumhurbaşkanı’na sunanlar dışındaki herkes görüyor ve anlıyordu ki, bu yasa Türkiye’ye kurulmuş bir komplodur.

        Niye mi?

        Çok basit.

        Zaten yurt dışından yatırım bulmakta zorlanan, zaten yerli ve yabancı yatırımcılar için çok ciddi güvensizlik ortamı yaratan Türkiye’de böyle bir yasa tüm bunların üzerine tüy dikecekti.

        Böyle bir yasa türünün şu sonuçları olabilirdi:

        -Servete vergi gelmeye başladı, bu ülkeye para götürmeyelim.

        -Bugün gayrimenkule böyle bir vergi getiren zihniyet yarın bankadaki mevduata, şirketteki hisseye, koldaki mücevhere de vergi getirir bu ülkede bankada para, şirkette hisse sahibi olmayalım.

        Yani çok ciddi biçimde mevduat ve döviz kaçışına sebebiyet verebilirdi.

        Adaletsiz olması, 4.99 milyonluk 100 evi olana tek kuruş vergi getirmezken 5 milyonluk tek evi olana vergi bindirmesi, eşitlikten, adaletten uzak olması bir yana böyle bir ekonomik etkisi olabilirdi.

        Bu saçmalığın, Anayasa Mahkemesi’ne gerek kalmadan geri çekilecek olması doğru bir harekettir.

        *

        Kanal İstanbul’la ilgili kaptan görüşleri

        Kanal İstanbul ile ilgili olarak uzun yol kaptanları ile konuştum.

        Ne de olsa yapılması halinde bu kanaldan geçecek olan gemileri onlar kullanacaktı ve fikirleri önemliydi.

        Konuştuğum tüm kaptanlar, benzer şeyler söylediler.

        Birkaç başlıkta toplamak gerekirse Kanal İstanbul ile ilgili fikirleri şöyle:

        - 25 metrelik derinlik çok yetersiz. Bugün tanker sınıfları kıyı tankerleri hariç minimum 20 metre su kesimine sahip. Daha net söylemek gerekirse en büyük tanker sınıfı olan ULCC’lerin draftı 35 metre, VLCC’lerin draftı 28 metre, Suezmax’ların 23 metre. Bugün petrol taşımacılığının büyük bölümü bu tankerlerle yapılıyor. Boğaz’da tehlike yaratacak büyüklükte olan tankerler bunlar ve 25 metrelik derinlikteki bir kanaldan bu tankerler geçemez. Herhalde bu kanalı kum taşıyan kosterler için yapmayacaklar.

        - Kanal Karadeniz suyunu Marmara’ya taşıyacak. Yani kanaldaki su az tuzlu Karadeniz suyu olacak. Bu suyun kaldırma kapasitesi daha düşük olduğu için, 25 metrelik derinlik iyiden iyiye az gelecek. Çünkü bu suda gemiler daha fazla suya gömülür.

        - Bu tankerlerin boyları 245 metre ile 415 metre arasında değişiyor. Kanalda tek bir tanker arıza yapsa veya kaza yapsa, kıyıya çarpsa 200 metre genişlikteki kanal tıkanır. Bu kadar dar bir kanalda tankerlerin manevra yapması çok ama çok zor olur.

        - İstanbul Boğazı’nda Karadeniz’den Marmara’ya doğru olan yüzey akıntısının hızı genelde 3-4 knot civarındadır. Yer yer daha hızlanır, yer yer yavaşlar ve ters döner. Kuvvetli poyraz fırtınalarında 7-8 knota kadar çıkar. Bu yüzden kaptanlar Karadeniz’den Marmara’ya doğru olan gidişi sevmezler. Bu akıntı hızı gemiyi rotada tutmayı zorlaştırır. Bir anlamda yokuş aşağı gidiştir ve geminin kontrolü zordur. Kanalda ise akıntı hızı Karadeniz’den Marmara’ya doğru yaklaşık 10 knot olacak. Hiçbir gemi kaptanı bu süratle aşağı doğru inmek istemez. Akılalmaz derecede zor bir seyirdir. Gemiyi kontrol altında tutamazsınız. Bunu engellemek için kıyıdan gemileri bağlayarak aşağı doğru indirmeniz gerekir. Bu durumda dolu gemiler bu yolu kullanmayacak, Boğaz’ı tercih edecektir. Yani tehlike arz eden gemiler yine İstanbul’un içinden geçecektir.

        - Şu anda Boğaz’ı geçmek için bekleme süresi çok uzun değil. 24 saati aşan pek yok. Çok büyük gemiler için hava koşulları uygun olmadığı zaman bekleme oluyor ama bu da genelde 3-4 günü aşmıyor.

        Anlayacağınız, Kanal İstanbul’un olası kullanıcılarına da kulak asmak gerek. Ve söyledikleri pek iç açıcı değil.

        *

        Hiç dertlenmeyin Fenerbahçe şampiyon olur!

        Fatih Terim istediği kadar göz kırpsın, Beşiktaş kıyameti koparsın, Trabzon kızıp köpürsün.

        Bu sene şampiyon Fenerbahçe olacak.

        Bunu söylememin nedeni Fenerbahçe Başkanı’nın Futbol Federasyonu Başkanı’nı ve MHK Başkanı’nı kendi ofislerinde sigaya çekmesi değil.

        Bu sene Fenerbahçe şampiyon olacak çünkü rakiplerinde Fenerbahçe ile baş edecek bir yönetim, bir anlayış yok.

        Galatasaray’ın yönetimi yok.

        Beşiktaş’ın yönetimi, acemi hocası bu işi becerecek çapta değil.

        Trabzonspor’da yönetim iyi ama teknik direktör yetersiz görülüyor.

        Bu yüzden Fenerbahçe şampiyon olacak.

        Şampiyon olduktan sonra da muhtemelen Ersun Yanal’ı kovacaklar.

        Çünkü Federasyon adil değil, güçlü değil.

        Çünkü Federasyon federasyon değil.

        *

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        Hatırlamak suç veya ayıp olmadığı zaman.

        Diğer Yazılar