Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Belediyelerin yardım dağıtmasına kızıyor AK Parti.

        Önce halka dağıtmak için topladıkları yardımlar bloke edildi.

        Sonra bazı belediyelerin aşevlerinin banka hesaplarına el koyuldu.

        Ama kızgınlık geçmemiş, geçmiyor, geçmeyecek belli ki!

        O kadar kızıyor ki AK Parti, Mahir Ünal bu yardımları “Paralel Devlet Yapılanması” olarak adlandırmış.

        Komik.

        Komik çünkü AK Parti’nin yıllardır süren başarısının ardında belediyelerde yaptığı bu yardımların etkisi çok büyüktü.

        Anlaşılan o ki, AK Partili belediye yaparsa sorun yok ama AK Partili olmayan bir belediye yaparsa “Paralel Devlet Yapılanması”.

        Buradan çıkan sonuç şu: AK Parti artık devlet olmuş.

        Oysa belediyenin, belediyelerin hele de böyle bir dönemde vatandaşa şu veya bu şekilde yardım etmesinden hem daha doğal hem daha elzem bir şey yok.

        Belediyeyi “paralel devlet” olarak görmek ise Türkiye’de aslında yeni bir döneme geçtiğimizin işareti.

        Bazı partiler, bazı iktidarlar meseleye böyle bakabilirler.

        Ama böyle bir durumda Mahir Bey ve arkadaşlarının hemen yeni bir Anayasa teklifi vermeleri gerekir.

        Bu yeni Anayasa’da belediye adlı kurumların “Paralel devlet yapılanmasına neden olabilecekleri” için kaldırılması ve onun yerine belediye başkanlarının merkezi otorite tarafından atanması sistemi getirilebilir.

        Bu vatandaşın da lehinedir.

        Durduk yerde on milyonlarca vatandaş “Paralel bir devlet yapılanmasına” oy verme riskinden uzak tutulmuş, vatandaşın muhalefete oy vererek suç işlemesinin önüne de geçilmiş olunur.

        Sosyal medyaya kızmamaya karar verdim

        Sosyal medyadaki kötülere o kadar kızıyorum ki, bazen şeytan diyor ki, sülale boyu dal şunlara diye.

        O kadar kötüler. O kadar alçaklar, kadar aşağılıklar ki doğum yolu ile dünyaya gelmiş olmaları imkansız ancak gayta olarak hayata başlamış olabilirler diye düşünüyorum.

        Ancak artık kızmamaya karar verdim.

        Çünkü bu kötülüğün ciddiye alınır ve öfkelenmeye değer bir tarafı kalmamış.

        Baksanıza son yaptıklarına.

        Ebru Şallı.

        Seversiniz, sevmezsiniz.

        Kadın evladını kaybetmiş.

        Daha kötüsü, daha acısı yok başa gelebileceklerin.

        Allah kimseye göstermesin.

        Ve o sosyal medya kötüleri burada bile kadına saldırıyorlar.

        Haince. Alçakça. Adice. İnsanlığın katresi olmadan.

        Bir mahlukun bu kadar aşağılık olması mümkün değil.

        Demek ki bunlar değil insan, mahlukat sınıfına bile girmiyorlar.

        Bu kadarına ne kızılır ne öfkelenilir ne de ciddiye alınır.

        Yaratık bile olmayan bu rezillere ancak insan sıfatında dolaştıkları için üzülünür.

        Sosyal medyanın kötü tarafı da bu zaten.

        Bu anaları tarafından helaya bırakılması gerekenlere, yanlışlıkla nüfus kağıdı verilmiş olduğunu görmek.

        Ve kötülüğün bu kadar saf ve elle tutulur haline tanık olmak.

        Sıkın dişinizi

        Sokağa çıkma yasağı bitti diye kendinizi sokağa atmayın lütfen.

        İşiniz var ise görev başında olma zorunluluğunuz var ise elbette gideceksiniz ama önlemlerinizi alın ve eğer mecbur değilseniz çıkmayın dışarı.

        Size corona ilgili olarak son okuduğum gelişmeleri de aktarayım:

        1. Aşı bulanacak diye güvenmeyin, rahatlamayın. Corona aşısı asla bulunamayabilir, bulunan aşı sürekli etkin olmayabilir.

        2. Hastalığın tehlikeli olduğunu bilin ama toplumun büyük bölümünün bu hastalığı hiçbir belirti göstermeden geçirmiş olabileceğini de unutmayın.

        3. Türkiye’nin bu hastalıkla mücadelede başarılı ülkelerden biri olduğunu unutmayın. Uzmanlar bunu kesin verileri olmamasına rağmen birkaç nedene bağlıyorlar:

        - Türkiye’nin genç nüfusuna ve sadece yüzde 9 olan 65 yaş üstü nüfusa

        - Türkiye’de uzun yıllar BCG yani verem aşısı uygulanmış olmasına ve bu aşının yapıldığı kişilerde COVİD 19’a karşı ekstra direnç sağlamış olma ihtimaline

        - Hidroksiklorokin etken maddeli ilaçların ilk aşamadan itibaren kullanılıyor olmasına

        4. Türkiye’nin tedavi protokolüne aldığı anti viral ilaçların büyük oranda işe yaradığı kesin.

        5. Çok sıkı önlemlerin en az bir 1 ay daha uygulanması şart. Yurt dışı bağlantıları minimumda tutmak gerek. Kahramanlığa gerek yok.

        Af mı dediniz!

        Şahane başlangıç.

        AK Parti ve MHP’nin birlikte çıkardığı infaz indirim yasası ile tahliyeler geçen hafta başladı.

        Yasa ile cezaevinden çıkanların büyük bölümünün birkaç yıl içinde cezaevine geri döndüğünü bilirdik de bu kadar hızlısını beklemiyorduk.

        Geçen hafta cezaevinden çıkan M.I., arkadaşı Ü.A’yı başına taşla vurarak öldürmüş ve yeniden yakalanmış.

        Bu yasanın mimarları, Ü.A’nin ailesine ve geride bıraktıklarına affın ne kadar iyi bir şey olduğunu anlatırlar umarım.

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        Bu toplumda yazı yazmanın çok anlamsız bir uğraş olduğunu düşünmeye başlamadığımız zaman.

        Diğer Yazılar